Tas yutkunarak cebinden bir mendil çıkartıp gözlerini sildi. "Anlayamıyorlar. Yani... şey... hiç umursamıyorlar. Bir şeyi umursamak zor, öyle değil mi Caramon? Bazen insanın canını yakıyor."
"Hazırım," diye cevapladı Tas cesurca. " 'En iyisini hep en sona sakla' derdi babam. Gerçi" –kender duraksadı– "bunu yemek için söylerdi, ölmek için değil sanırım. Ama belki de aynı kapıya çıkıyordur."
caramon, kıza bakınca yüzü ciddileşti.
seyretmekte olan raistlin, gülümsedi. "evet kardeşim. benimle birlikte cehennem'e girecek. önümden gidip, benim yerime dövüşecek. kara rahiplerle, karabüyü kullanıcılarıyla, ruhları lanetlenmiş topraklarda dolmaya mahkum edilmiş ölülerle ve kraliçemin yaratabileceği sayısız işkenceyle karşılaşacak. tüm bunlar, hem bedenini yaralayacak, hem aklını yutacak, hem de ruhunu parçalayacak. sonunda, artık dayanacak hali kalmayınca ayaklarımın dibine yığılacak... kan içinde, perişan halde, ölüm döşeğinde...
"kalan son gücüyle, teselli amacıyla elini bana uzatacak. benden, kendisini kurtarmamı istemeyecek. böyle bir şey istemeyecek kadar güçlü. benim için hayatını isteyerek, severek verecek. bütün isteyeceği, ölürken yanında durmam olacak."
raistlin, derin bir nefes aldıktan sonra ürperdi. "ama ben onun yanından yürüyüp geçeceğim caramon. yüzüne bile bakmadan, tek bir söz söylemeden yürüyüp geçeceğim. neden mi? çünkü artık ona ihtiyacım kalmayacak. kendi amacıma doğru devam edeceğim ve onun parçalanmış kalbinden kan akarken bile benim gücüm artacak."
Oncelikle, ikizlerin uclemesinde en sevdigim kitap kesinlikle bu oldu. Seriye guzel veda ettim. (Ikinci nesile ilerde baslayacagim.)
Spoiler iceriyor bundan sonrasi.
Tass ve Caramon'un yanlis zamana gitmeleri, Raist'in ne kadar kotu olabilecegini cok guzel bir sekilde anlatti. Dunyayi ciddi anlamda yoketmisti. Simsekler, yasamsiz bir hayat,