Okumayan kişi. 20li yaşlarından itibaren sürekli ölen sinir hücreleri ile bunamaya doğru yol alır. Düzenli okuyan kimselerse, başka bir organik sebep yoksa bundan kurtulma şansını elde eder. Çünkü okumak beyin hücrelerini korur.
"Beyin" öyle kıymetli ve nazik bir organdır ki, kendisine değer verilmediğini görürse, küsüp gider. Ona verilen değerin ölçüsü ise "okumak" ve "düşünmek"tir.
Normal gelişmesine ulaşan, kısaca beyin dediğimiz sinir sistemimiz kullanıldığı taktirde diri kalır. Kullanma beyni koruyor, okuma ve öğrenme ise sinir sistemini en geniş çapta çalıştıran ve koruyan bir eylem olarak karşımıza çıkıyor.
Beyin kabuğunda birbirinden ayrı 250 kadar segmentte aynı anda kan akımı kaydeden bir yöntemde, radyoaktif ksenon maddesi karotis atar damarı içine enjekte edilir. Daha sonra her beyin kabuğu bölgesinin radyoaktivitesi kaydedilir. Bu teknikle, yerel nöronal aktivitedeki değişimlere cevap olarak, beynin her segmentinde kan akımının saniyeler içinde değiştiği saptanır. Kitap okuma sırasında oksipital kortekste ve temporal korteksin lisan algılama alanlarında kan akımının arttığı tespit edilmiştir.
Fransız oryantalist Charles Mismere diyor ki; "Müslümanlar dinlerini bıraktıkları için gerilemiş, Avrupalılar ise dinlerini bıraktıkları için ilerlemişlerdir.