İktisat ve Ahlak sözleri ve alıntılarını, İktisat ve Ahlak kitap alıntılarını, İktisat ve Ahlak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- "Yerken, içerken, uyurken, gezerken, hatta nefes alırken, evet; bütün bu davranışlar içindeyken, varoluş memuriyetimizin bastırılamayan sesini duyuyoruz: "Bütün bunlar niçin?"
İktisatla ruh ve ahlâk arasında ayrılması imkânsız ilişki belli değil mi?
İnsanların faydasına sarfedecek bir vaziyeti bulunduğu halde bundan kaçan, yeryüzünün umranında pay sahibi olmak istemeyen ve üstelik bunun ismini, dünyayı terk, zühd ve takva koyan insan, Şeytandan başka kimseye tâbi değildir...
Toprağından bin batman mahsul çıkacak bir insan, eğer ihmâl ve isteksizlik yüzünden dokuz yüz batman mal elde edecek olur ve aradaki yüz batman fark insanların istifadesinden uzak kalırsa biliriz ki, bunun hesabı kendinden sorulacaktır.
- "Her ekonomik sistemin temelinde bir doktrin, bir düşünce vardır. İnsanların, düşünceleri, kötü veya iyi diyerek yaptıkları değerlendirmelerden doğan inançlar, moral ve ahlâkî kurallar, gelenekler ve bunlara dayanarak hazırlanmış kanunlar, ekonomik sistemlerin müesseselerini hazırlarlar ve oluştururlar. Böyle olunca her ekonomik sistemin müesseselerini, işleyişini, gelişim ve geleceğini incelemeden önce gözden geçirmek gerekir ki, bu mesele bize, mihraksız bir "ekonomi" anlayışı yerine, ekonominin dayandığı "tez"i bildirme borcunu yükler. Hangi hayat tarzına ait ekonomi? Bizim için ne olduğu malûm; İSLÂM!"
Eğer halk dünya mamurluğundan ne fayda erişeceğini ve yeryüzünü kupkuru bırakmaktan ne günah doğacağını bilseydi, gayesini ve vücut hikmetini tamamiyle anlamış olurdu.
Ham film... dışarıdan gelir.
Alıcı,verici makineler... dışarıdan gelir.
Lâboratuar malzemesi... dışarıdan gelir.
Senaryo... ecnebi filmlerden aparılır.
Sanatkâr... yabancı artistlere özenir.
Ve:
İşbu filmin sadece seyircisi yerlidir.O da tam değil...
- " (...) Dünyayı imar, hakikatte, dünyayı gaye sananların değil, vasıta kabul edenlerin, yani bizim davamızın, İslâm inkılâbının hak ve vazifesidir..."
İslâmiyet zafer bulduğu demlerde Resûller resûlü, artık Arap yarımadasında şimalden cenuba kadar yola çıkacak her ferdin, içinde Allah korkusundan başka bir korkuya yer kalmamış olduğunu bildirmişlerdi.
Bizdeyse bugün Allah korkusundan gayrı her korkuya yok açılmış bulunuyor.