İlk Müslümanlar
Asma AfsaruddinEn Beğenilen İlk Müslümanlar Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen İlk Müslümanlar sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İlk Müslümanlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hz. Muhammed (s.a.s) başka hanımlarla evlense de, kaynaklar onun ilk zevcesini hiç unutmadığını ve hayırla yad etmeyi asla birakmadığını açıkça belirtir.
Sayfa 24Kitabı okudu
Dünyadan el etek çekmeye dayanan bir münzevilik, İslam'da yasaklanmıştır. Müslüman'ın cemaat hayatının ve muhabbetli bir dostluğun parçası olması esastır. Dolayısıyla, mutasavvıflar dünyadan tamamen el çekmezler. Kısa dönemler için inzivaya çekilebilirler ama hemen her zaman, dünyayı dönüştürme arzusuyla yeniden bağlanırlar; çünkü kişinin kalbi, nefsine dönmesi ve onu saflaştırmasıyla dönüşür.
Sayfa 185Kitabı okudu
Wael Hallaq bizim geleneksel İslami hukuk dediğimiz şeyin aslında "fakihlerin" hukuku olduğunu söyler.
Sayfa 222Kitabı okudu
Abbasi döneminde görev yapan güçlü yazıcı ve kâtip sınıfı, çoğunlukla Müslüman olmuş ve İslamlaştırılmış fakat etnik ve milli kimliğini de büyük oranda korumuş olan Acemlerden oluşuyordu.
Sayfa 146Kitabı okudu
Harun Reşit, Hac ziyareti sırasında Malik'in onu ziyarete gelmesini istemiştir. İmam Malik yine her zamanki gibi reddetmiş, onun yerine halifeyi derslerine katılmaya davet etmiştir. Bu menkibe, adil âlimlerin ilim dünyasıyla halifelik makamının dünyevi cazibeleri arasına koydukları mesafeyi gösterir.
Sayfa 141Kitabı okudu
Antik Yunan ve Pers düşüncesinin etkisi 9. yüzyıldan başlayarak nihayet İslami siyaset üzerinde izini bırakacak ve bu eşitlikçi vurguyu hatırı sayılır ölçüde azaltacaktı.
Sayfa 50Kitabı okudu
Müslümanların kontrolüne girdikçe, Hz. Ömer, Fustat (Mısır), Basra ve Irak'taki Küfe şehirlerinde garnizonlar (emsar) oluşturdu. Bu fetihler, Arapça kaynaklarda fütuh (açılımlar) olarak adlandırılır. Bu bölgelerin Bizans zulmü altında ezilen yerlileri, genellikle Arap yöneticilerini hoş karşılamış gibi görünürler.
Sayfa 67Kitabı okudu
Hariciler, radikal eşitlikçilikleri ve toplumsal ayrıcalık ya da elitizme yaklaşan her şeye muhalefetleriyle bilinirdi. İdeal İslam toplumunda bir insanın yalnız kişisel takva ve Kur'an'ın değerlerine sadakatiyle (burada kendilerine özgü bir kavrayışları vardı) herhangi bir tür yetki uygulamaya hak kazanacağını ilan etmişlerdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
Hz. Ayşe, Hz. Muhammed'e (sas) ona olan aşkını nasıl tarif edeceğini sormuş, Hz. Muhammed (s.a.s) de "sıkı bir düğüm gibi" diyerek her zaman baki olmasını kastettiğini söylemiştir."
Sayfa 100Kitabı okudu
Dimitri Gutas'ın da dikkat çektiği gibi, el-Mesudi'nin söylediklerinden çıkarılması beklenen sonuç, "Müslümanların Yunan bilimlerini reddetmesi durumunda, Hristiyan Bizanslılardan daha iyi olmayacağıdır: Bu bağlamda İslam'ın Hristiyanlığa üstünlüğü, yalnızca Müslümanların tercüme hareketinin meyvelerini kabul etmesinden geçer.
Sayfa 177Kitabı okudu
Modern bir tarihçinin de dikkat çektiği gibi: "Raşit ve Memun, Yunan ve Acem felsefesinin altını üstüne getirirken, Batı'daki çağdaşları Charlemagne ve lordları kendi adlarını yazmakta bile zorlanıyordu."
Sayfa 176Kitabı okudu
Corcis, Hristiyan inancını korumakla birlikte, kısa zamanda halifenin güvenini kazandı ve başhekimi oldu Kendisinin halife tarafından Islam'ı kabul etmeye davet edildiği söylenir fakat cennette de olsalar cehennemde de, atalarının yanında olmayı tercih edeceği cevabını vermiştir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Hasan el-Basrî
Fakat hadis âlimi olarak ünü pek de iyi değildir. Peygamber Efendimiz'le (s.a.s) ilgili rivayetleri aktarırken güvenilirliklerini kontrol etme konusunda dikkatsiz olduğu düşünülmüş ve hatta bazı rivayetleri uydurmakla bile suçlanmıştır. Fakat daha sonraki dönemlerde belli amaçları olan bazı grupların düzmece rivayetleri yayıp sonra inandırıcı olması için Hasan el-Basri'ye atfetmiş olmaları daha olasıdır.
Sayfa 132Kitabı okudu
İbn-i Atiye (vefatı 1146), istişarenin dini hukukun, yargının temelinde olduğunu ve "her kim uzmanlara ve din adamlarına danışmazsa kamu görevinden uzaklaştırılması gerektiğini" savunur.
Sayfa 75Kitabı okudu
Erken dönemde halifelerin sahip olduğu otoriteyi, dini karizma ya da doğaüstü bir seçim ye rine, din ve dünya meseleleriyle ilgili bilgilerine dayanan "episte mik bir otorite" olarak tanımlamak daha doğru olur.
Sayfa 67Kitabı okudu