Öne Çıkan İmaj Ve Takva kitaplarını, öne çıkan İmaj Ve Takva sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İmaj Ve Takva yazarlarını, öne çıkan İmaj Ve Takva yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern dünyada insanlar hal ve tavırlarını kendilerini seyretmekte olduğunu düşündükleri bir yaratıcıya göre değil, kendileri gibi fani olan diğer insanlara göre düzenlemeye başlamışlardır.
Hayatta kalmak bir dünya kurmak demektir. Kurduğumuz dünya duyduklarımız, gördüklerimiz ve yaşadıklarımıza dayanır. Herkesin dünyasına farklılık veren neyi ne kadar yaşadığıdır.
Kitabı elime aldığımda takva ve imaj arasındaki bağlantıyı ele alıp onlar üzerinden kitap şekillenmiştir diye düşündüm. Ama tabi hiçte öyle olmadı.
Kitabın başlarında da olsa bir bölüm olan imaj ve takva konusuna biraz olsun değinmiş ve o bölümü çok beğendim çünkü çok iyi ele almış, ancak daha sonra kitabın büyük çoğunluğu başörtü sorunları ve genel tarih içinde değişimine değinilmiş. Yazarın bir bayan olması hasebiyle beklemediğim şekilde günümüzdeki başörtülü bayanların neredeyse çoğunun modaya ayak uydurduğunu ve başörtünün amacı dışına saptığını vurgulamış. Asıl başörtü mücadelesinin 70'lerde 80'lerde verildiğini özellikle vurgulamış. Şiddetli bir şekilde başörtülü bayanlara yaptığı eleştiri bence bu alıntı da geçiyor: " başörtüsü ile dini hükümlere riayet ettiğini ifade etmekte; pantolon kazak giyerek, geleneksel kadın imajından kopmak istediğini söylemektedir".
Bu konunun dışında aşırı fanatik futbol taraftarları, kadınların çalışma hayatlarını, televizyonun hayatımıza girişi, ölümle ilgili vb. birçok yazı var.
Toplam 7 bölümden oluşmuştur. Son bölümde ise yazarla yapılan röportajlar yer almış.
Kitabın biçimi bana sanki bir gazetede yazmış olduğu yazıların toplamı olarak geldi, belki de öyledir bilemiyorum takip ettiğim bir yazar değil.
Son olarak dili çok ağır olmayıp sade, düz, rahat bir şekilde okunabilecek bir kitap.
İmaj Ve TakvaFatma Barbarosoğlu · Profil Yayıncılık · 2009377 okunma
Bir lider empatik yoğunluğa sahip olduğu zaman liderdir. Her türlü sıkıntıyı kendi nefsinde duyuyormuşçasına anlamaya ve çözmeye azmettiği için liderdir.
Kendim adına, gençler adına, toplum adına daima kaygılıyım. Kalbim ağrıyarak yaşıyorum. Modern kültür nefsi azdıran bir kültür. Ruhunuzu beleyeceğiniz kaynaklar yok denecek kadar az. Bir Müslüman olarak sürekli rüzgâra karşı yaşamak zorunda olduğumu unutmamak için çaba sarf ediyorum. Modernliğin tartışılmaz olduğu bir dönemde yani 19. yüzyıl ve yirminci yüzyılın kısmen ortalarına kadar rüzgâra karşı olmayı kolaylaştıran müesseseler daha sağlamdı. Post-modern anlayışı modernlikten daha tehlikeli buluyorum. Çünkü post-modernlikle birlikte izafiyet en temel değer haline geliyor. Bu İslamiyet'in hiyerarşik yapısına çok ters. Çünkü ortada değerli olan hiçbir şey bırakmıyor. Özel hayatımda İslamiyet'in değerler hiyerarşisini ve zaman anlayışını elimden geldiğince korumaya çalışıyorum.
Ne sınavlardan geçtik...
Sınandığımızı hiç bilmeden.
Ne soruların ortasından kovulduk cevapsız.
Gördüklerimizi gözetmedik.
Gözettiklerimiz her hakikatin aması.
Emr-i bi'l-maruftu şehirlerimizin noksanı.
Her söz sahibinden ayrıydı.
Ayrıldıkça söz ayarsızlanırdı.
Kim kimdir? Ve kim kimin içindir?
Sorular hep orta yerde.
Cevaplar
Medyayı insanların baş edemediği bir canavar olarak görürsek, karamsarlıktan kendimizi kurtaramayız. Medyayı oluşturan insanlar.
Tüketen de insanlar olduğuna göre… Önemli olan insan kalıp kalmayacağımıza karar vermek.