İman ve Küfür Muvazeneleri (Büyük Boy)

Bediüzzaman Said Nursî

İman ve Küfür Muvazeneleri (Büyük Boy) Sözleri ve Alıntıları

İman ve Küfür Muvazeneleri (Büyük Boy) sözleri ve alıntılarını, İman ve Küfür Muvazeneleri (Büyük Boy) kitap alıntılarını, İman ve Küfür Muvazeneleri (Büyük Boy) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sen eğer nefis ve şeytanı dinlersen, esfel-i safilîne düşersin. Eğer Hak ve Kur'an'ı dinlersen, a'lâ-yı illiyyîne çıkar, kâinatın bir güzel takvimi olursun.
Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayî ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat, bir uykudur, bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider...
Reklam
Âhiret gibi, dünya saadeti dahi, ibadette ve Allah'a asker olmaktadır.
Sayfa 21 - Envâr Neşriyat •• (Üçüncü Söz)
Şehirliler; köylülere, bedevilere bakıp tesettürü kaldıramaz. Çünki köylerde, bedevilerde, derd-i maişet meşgalesiyle ve bedenen çalışmak ve yorulmak münasebetiyle, hem şehirlilere nisbeten nazar-ı dikkati az celbeden masume işçi ve bir derece kaba kadınların kısmen açık olmaları, hevesat-ı nefsaniyeyi tehyice medar olamadığı gibi; serseri ve işsiz adamlar az bulunduğundan, şehirdeki mefasidin onda biri onlarda bulunmaz. Öyle ise onlara kıyas edilmez.
Sayfa 155 - rnkKitabı okudu
Ey nefsim ! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki : Faniyim, fani olanı istemem. Acizim, aciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayrı istemem. İsterim fakat bir yar-ı baki isterim. Zerreyim fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim fakat bu mevcudatı umumen isterim.
Sayfa 143
Dua ediyorum neden kabul olmuyor?
Eğer desen: Birçok defa duâ ediyoruz, kabûl olmuyor. Hâlbuki; âyet umumîdir; "Her duâya cevab var." ifâde ediyor. Elcevab: Cevab vermek ayrıdır, kabûl etmek ayrıdır. Her duâ için cevab vermek var; fakat kabûl etmek, hem aynı matlûbu vermek Cenâb-ı Hakk'ın hikmetine tâbidir. Meselâ; hasta bir çocuk çağırır: "Yâ hekim! Bana bak." Hekim: "Lebbeyk" der. "Ne istersin?" cevab verir. Çocuk: "Şu ilâcı ver bana." der. Hekim ise, ya aynen istediğini verir, yâhut onun maslahatına binâen ondan daha iyisini verir, yâhut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez. İşte Cenâb-ı Hak; Hakîm-i Mutlak, hâzır, nâzır olduğu için, abdin duâsına cevab verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzuruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat, insanın hevâ-perestâne ve heveskârâne tahakkümüyle değil, belki Hikmet-i Rabbâniye'nin iktizasıyla; ya matlûbunu veya daha evlâsını verir, veya hiç vermez. İman ve Küfür Müv.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.