Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı

İlber Ortaylı

En Yeni İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı sözleri ve alıntılarını, en yeni İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mısır Valiliğini ele alan Mehmet Ali'nin 1830 1839 arasında süren isyanı (daha doğrusu savaş) Osmanlı imparatorluğunda ulusçuluk değil, fakat modern merkeziyetçi devlet aşamasına geçiş açısından önemlidir.
Cezayir olayı Osmanlı imparatorluğunun uluslaşma sürecine yeni bir boyut ekledi, Batı düşmanlığı… Avrupa’nın müdahalesini kendileri için yardımcı, hatta kuruluş umudu olarak gören Balkan ulusçularının tersine müslüman halklar Avrupa’yı en büyük düşmanı olarak görmeye başladılar. Osmanlı yönetimi Cezayir’de hiçbir zaman Balkanlardaki kadar güçlü olamamıştır. Eski devirde yerli halkın Osmanlı idaresine karşı aşırı bir bağlılık ve hayranlığı olduğu pek söylenemezdi, fakat Fransız işgali yerel ulusalcılıkla bir tür Osmanlıcılığı birleştirdi. 1738’de Kırım’ın işgali de yerel ulusalcılığı aynı şekilde yok etmişti. Cezayir'in dışındaki Müslüman ülkelerde de yerel ulusalcılık yerini süratle İslâmcı veya Osmanlıcı bir atmosfere terketmeğe başladı. 19. Yüzyıl boyu geçmişte veya halen Osmanlı tebası olan Müslüman halkların arasında Avrupa düşmanı ve Osmanlıyı kurtarıcı bir siyasal eğilim doğdu. Hatta 19. Yüzyılda ortaya çıkan lâik Arap ulusçuluğu da zaman zaman Osmanlı imparatorluğuna karşı olmayan, tersine onun güçlenmesini arzu eden bir yol izlemiştir. Bu gelişmeler kendini kurumsal düzeyde de duyurdu. Hilâfet kurumu Osmanlı devlet düzeninde 18. Yüzyıl sonlarından itibaren, 16-17. Yüzyıllarda olduğundan çok daha fazla önem kazandı.
Reklam
Yunan ayaklanmasının sonuca ulaşmasında etkili olan Navarin deniz baskını ve bunu izleyen savaşla Rusya'nın Osmanlı devletini Edirne barışına kadar sürüklemesi, Avrupa'nın Osmanlı uluslarının bağımsızlık hareketini desteklemeye başlaması gibi görünebilir. Ancak Mısır sorununda aynı devletlerin izlediği çelişik politika, hele Cezayir’in Fransa tarafından işgali ve sömürgeleştirilmesi, Avrupa devletlerinin gerçekte yeni etkinlik alanları kapmak için Osmanlı imparatorluğuna yöneldiğini göstermekteydi.
Ulusalcı ayaklanmalar birbirini izliyordu ve sonuca ulaşmaya başlamışlardı. Bu tarihin garip bir cilvesidir: Restorasyon Avrupasında ulusalcılığın sindirildiği bir çağda Osmanlı ülkesi, ulusalcı ayaklanmaların başarısından dolayı dağılmaya doğru gidiyordu.
1831 sonbaharından itibaren Takvim-i Vekayi çıkarıldı. Türkçe, Fransızca ve zaman zaman da Ermenice, Rumca, Arapça nüshaları çıkmıştır. Dilinin sadeliği dikkat çekiciydi. Yönetimle yönetilenlerin ilişkisi arttıkça, sadece yayınlarda değil bürokrasinin yazışma dilinde de sadeleşmeye gidilmesi yalnız Osmanlı devletinde değil, her modernleşme geçiren ülkede bir kural gibidir. Takvim-i Vekayi yalnızca resmi tebliğ, berat veya fermanları yayınlayan veya protokol haberleri veren bir gazete değildi. Her tarafta yapılan bina, yol ve köprülerin meth-ü senadından tutun da, kaldırılan yeniçeri ocağı aleyhindeki kampanyayı besleyen uyduruk hikâyeler, Avrupa sanat ve kültür olaylarından haberler de siyasi haberlerin yanıbaşında yer alıyordu.
Cumhuriyetin tabibleri, fen adamları hukukçu, tarihçi ve filologları son devrin Osmanlı aydın kadrolarından çıktı. Cumhuriyet ilk anda eğitim sistemini, üniversiteyi, yönetim örgütünü, mali sistemini imparatorluktan miras aldı. Cumhuriyet devrimcileri bir ortaçağ toplumuyla değil, son asrını modernleşme sancıları ile geçiren imparatorluğun kalıntısı bir topumla yola çıktılar. Cumhuriyetin radikalizmini kamçılayan öğelerden biri de yeterince radikal olamayan Osmanlı modernleşmesidir. Bugünkü Türkiye’nin siyasal-sosyal kurumlarındaki sağlamlık ve zaafın bilinmesi, son devir Osmanlı modernleşme tarihini iyi anlamakla mümkündür.
Reklam
Osmanlı imparatorluğu herhangi bir veya iki devletin siyasal tekeli altında değildi. Büyük devletlerin hepsine karşı güçsüzdü, ama denge politikası izleyecek kadar bir siyaset yapma yeteneğine sahipti.
Değişim
Klasik devirdeki gibi şehirlerin meydanlarında okunan fermanlar, yasaknameler veya camilerde verilen vaazlar, halkı devlet adına etkileyecek poropagandayı yapmakla görevli duâgular, şeyhler, seyyidler yerine GAZETE kullanılmaya başlandı.
Sayfa 46 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
1850’lerde toplamı otuzu geçen gazete vardı. Bunların çoğu yabancı dilde çıkıyordu. Özellikle izmir, Türkçe dışında yabancı dillerde ve Osmanlı gayrimüslim cemaatlerin dilinde birçok gazetenin doğduğu şehirdi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.