Nergis’in de artık elinden kayıp giden hayatından istemediği zaferleri sökmeye çalışmak yerine içinde olduğunu, yaşadığı, yaptıkları ve yapmadıklarıyla gün gün, bilmek ilmek kurduğu hayatıyla ve bu hayatın içinde olduğu insanla barışma vakti gelmemiş miydi?
Kendi her yargılarına uygun bir hayatı, etrafı ne derse desin, kendi uygun gördüğü şekilde yaşama cesareti değildi çünkü; daha ziyade kendi değerlerini hayatında arasındaki makas açıldıkça, hayatını değerlerini uyumlu hale getirmek için çaba göstermek yerine değerlerini mevcut hayatına uygun hale getirmek için geriye çekmek noktalı virgül çıtayı her adımda biraz daha düşürmekti.
Hatasıyla sevabıyla kendine bir yol çizip o yolda yürümek, ben çizdim ben yürüdüm ben yanıldım demek, her şeyi elinin ucuyla eğreti tutup, ben bunu istedim diye hiç açık açık demediğin için istediğini alamamaktan kendini koruduğunu sanmaktan çok mu daha kötüydü? Kaçak dövüşüp dövüştüünü kendinden gizleyince insan kendini hayal kırıklığından koruyor muydu cidden?