Stephen Grosz İncelenen Hayatlar, psikanalist Stephen Grosz’un danışanları ile konuşmaları sırasında yaptığı çıkarımları ve danışanlarına verdiği tavsiyeleri anlatıyor. Birden fazla bölüme ayrılmış kitapta birçok danışanın kısa soluklu çözüme ulaşma süreçlerini okuyoruz. Hayat size böyle davranıyorsa bunu yapın şöyle davranıyorsa şunu yapın gibi bir yerden yaklaşmıyor olması oldukça rahat hissetmeme, yaşanan olaylarla empati kurup kendi fikrimi doğal akışında oluşturabilmemi sağladı. Kendi hayatlarımız ve kararlarımız konusunda objektif olmak çok mümkün olmayabiliyor ama bu noktaya yaklaşma eğilimi gösterebilirsek kendimiz için faydalı çözüm yolları bulabiliriz. Direkt olarak okuyucuyu değiştirme yönelik yönlendirmelerin olmaması benim daha serbest hissetmeme ve benzer olaylarda potansiyel olarak hangi yönelimleri göstereceğim konusunda fikir verdi. Kişisel gelişim adı altında satılan savsata kitaplardan çok daha etkili bir kişisel gelişim kitabı denilebilir.
bazen değişmek için kendimizi düzeltmeye ya da yaşayanlarla ilişkimizi onarmaya karar vermemiz yeterli olmaz; bunun yerine kayıplarımızla, unuttuklarımızla, ölülerle ilişkilerimizi onardığımızda değişiriz.
Benim deneyimime göre, kederi tamamına erdirmek olağanüstü çekici bir yas fantezisi. Sevebileceğimizi, yitirebileceğimizi, acı çekebileceğimizi ve sonra acımızı kalıcı olarak sonlandırmak için bir şey yapabileceğimizi söyleyen bir kurmaca. Kederimizi çözerek sonlandırabileceğimize inanmak istiyoruz çünkü keder bizi şaşırtıp dengemizi bozabiliyor - kaybımızdan yıllar sonra bile..
"Seçeneksizlik mahkûmiyettir, insanı bir tenkit ve öztenkit ağına hapseder. Belli bir düşünme biçimi -var olma biçimi- bazen öyle derinlere işlemiştir ki insan bunu sorgulayamaz, hatta bilemez. Sadece yaşar bunu. Seçeneklerin olduğunu bilmek olağanüstü bir özgürlüktür.
Gerçek şu ki, kimi zaman haklıyım kimi zaman haksız. Asıl soru, kendi varsayımlarımızın tutsağı olup olmadığımızdır. İnsanların en temel özelliğini kusur bulmak sanan biri olduğumu hiç bilmiyordum. Çevremdeki bütün bireylerin beni azarlamak için fırsat kolladığını düşündüğümün farkında değildim. İnsanlar böyledir, diye düşünüyordum fakat yanılmışım anlaşılan.
Değişime direniriz. Bütünüyle iyiliğimiz için bile olsa kendimizi küçük bir değişime teslim etmek, genellikle tehlikeli bir durumu görmezden gelmekten çok daha korkutucudur.
Freud, hastaları arasında en büyük üzüntü kaynağının kaygı, ikincisinin Jessica'nın söz ettiği açmaz olduğunu kaydetmişti. "Sevdiklerinde arzulayamazlar, arzuladıklarında sevemezler."