Oriana Fallaci, son romanı İnşallah'ta, yeryüzünün bütün savaşlarını simgeleyen bir savaş ortamında ölüm ve yaşam arasındaki çelişkiyi ele alıyor. İç savaşın kardeşi kardeşe düşman ettiği bir Lübnan'da, yüze yakın kişinin öyküsünü işleyerek çağdaş bir İlyada yazıyor. Bireyin yazgısının toplumun yazgısına sıkı sıkıya bağlı olduğu bu destansı romanda, benzersiz bir aşkı olağanüstü bir gerilimle anlatırken, olanca kötümserliğine karşın, insanlık için yine de bir umut ışığı yakıyor. Günümüzün İlyada'sı İnşallah, şiddete, kıyıma karşı çıkar, ağırlığını insandan yana koyarken, belki de Müslümanlıkla Hristiyanlık arasındaki bir çatışmanın habercisi olan Lübnan iç savaşını da sorguluyor.