Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eski Taş Çağından Eksen Çağına

İnsan Evriminde Din

Robert N. Bellah

Sayfa Sayısına Göre İnsan Evriminde Din Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İnsan Evriminde Din sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İnsan Evriminde Din kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
120bin peygamber eski mısırda da görülmüyor.
Fakat eski Mısırlılar "ahiret"e kökten başka bir dünya diye değil, bu dünyanın bir devamı gözüyle bakıyorlardı.
Sayfa 273Kitabı okudu
Sarayla köylülerin yaşam biçemlerindeki aykırılık, gerçekten de çoğu insanlara hükümdarın yaşayan bir tanrı olduğunu düşündürmüş olmalı.
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
Tanrı, zengin-yoksul ayırmadan herkese rüzgarı vermiştir, Nil'in taşkınlıkları da herkes içindir. Ve o, bütün insanları birbirine benzer yapmış, kötülük etmelerini yasaklamıştır. Baskıyı yaratan, zenginle fakir, güçlüyle zayıf arasındaki farka neden olan tanrı değil, insanlardır.
Sayfa 284Kitabı okudu
...erken devletin kurulması ve eskil toplumun başlaması, hominin evriminin milyonlarca değilse yüzbinlerce yıllık tedirgin eşitlikçiliğini yıkmış, fakat böyle yaparken de çok daha geniş ve daha karmaşık toplumları mümkün kılmıştır.
Görmüş olduğumuz üzere, eskil toplumda kral ve tanrı birlikte ortaya çıkmış ve onun tarihi boyunca yakın olmayı sürdürmüşlerdir. Öyleyse, eksen çağının tanrı-kral ilişkisinde yeni birtakım dramatik değişikliklere tanıklık etmesinde şaşılacak bir şey yoktur. Bu simgeler ya da aralarındaki yakın ilişki terk edilmiş değildir, sadece kayda değer yeni yollara dönüştürülmüşlerdir. Yinelenen sorulardan biri de, tanrısal adaleti sahiden yansıtan (gerçek) kralın kim olduğudur.
Sayfa 313Kitabı okudu
Tanrı'nın seçilmiş peygamberi Muhammed de, Musa gibi bir kraldı ya da değildi, ama kesinlikle bir halkın hükümdarıydı. Muhammed'in ölümünden sonra inançlılar cemaatini yönetenler, hükmetme haklarını pey- gamberin ardılları (halifeler) olmalarına dayandırmışlardır.4 Tanrı ile kralın eski birliği her örnekte dramatik olarak bozulmakla birlikte, paradokslu bir biçimde yeni eksensel formülleştirmelerde hep onaylanmaktadır.
Sayfa 314Kitabı okudu
Reklam
İsrail'de Tanrı ile kral arasındaki gerilim monarşi döneminde doruktaydı; zaman zaman Tanrı Davut Hanedanıyla monarşiye yarı-tanrısal bir statü veren bir ebedi sözleşme yapmış gibidir; fakat Davut dahil krallar çoğu zaman günahkarlar, hatta Yahveh'in işledikleri günahlar nedeniyle cezalandırılan düşmanları olarak resmedilirler. Ne var ki, Davut soyu krallığının, Kudüs tapınağının ve ülkenin kendisinin hep yitirildiği Babil sürgünü sırasında, Yahveh tek Tanrı ve amaçlarına kimin hizmet etmesini istiyorsa onu seçebilecek bir Tanrı ilan edilmiştir; Pers kralı bile Tanrı'nın mesihi olabilirdi. Hıristiyanlık bu tema üstünde istediği değişiklikleri yapmış ve kralı Tanrının Oğlu sayan eski krallık etiketini yeni bir biçimde kullanmıştır. (Isa'nın Davut soyundan geldiği onaylanarak), haç üstündeyken bile Kral İsa'nın saltanatı ilan edilmiştir. Tanrı'nın seçilmiş peygamberi Muhammed de, Musa gibi bir kraldı ya da değildi, ama kesinlikle bir halkın hükümdarıydı. Muhammed'in ölümünden sonra inançlılar cemaatini yönetenler, hükmetme haklarını peygamberin ardılları (halifeler) olmalarına dayandırmışlardır. Tanrı ile kralın eski birliği her örnekte dramatik olarak bozulmakla birlikte, paradokslu bir biçimde yeni eksensel formülleştirmelerde hep onaylanmaktadır.
Sayfa 314Kitabı okudu
"Bütün insan düşünüşünün -bir yanda akıl yürütme (muhakeme), ötekinde anlatı, betimleme ve istiğrak (derin düşünme) olmak üzere- iki çeşit olduğunu söylemek, her okuyucunun deneyiminin doğrulayacağı bir şeyi söylemekten ibarettir." (W.James) Dolayısıyla, analitik ya da kuramsal düşünme anlatısal düşünmenin yerine geçmez, sadece ona eklenir; bu, bizim eksen çağını anlamamız bakımından temel nitelikte bir noktadır.
Büyük yazın yapıtları insanlığımızın en derin düzeyini dile getirir. Anlatı yalnızca bizim kişisel ve ortaklaşa kimliğimizi anlamamızın yolu olmakla kalmaz, etiğimizin, siyasetimizin ve dinimizin de kaynağıdır.
Firavun Merneptah’ın zafer anıtının gösterdiği gibi, İÖ. 13. yüzyıl sonlarında dağlık Kuzey Filistin topraklarında İsrail diye bir halk yaşıyor idiyse, pek önemsiz olmalıdır; çünkü monarşi öncesi dönemde bir daha Mısır kayıtlarına (ya da başka bir kayda) geçmemişlerdir.48 Herhalde, onlar çeşitli kökenlerden gelme birçok gruptan sadece biriydi, aralarında zamanla bir toplu kimlik oluşmuş olmalı; örneğin Yahudiye Davud zamanına kadar İsrail'in bir parçası değildi. Yeni Krallık Mısırı'nın Filistin'deki etkisi İÖ. 1200 yılından sonra ciddi bir düşüş göstermekle birlikte, ticaret yollarını yayla yağmacılarına karşı savunmak için zaman zaman yapılan çabalar, Filistinlilerin ara sıra Mısır'a sürülmelerine yol açıyordu.49 Dönmeyi başaran böyle sürgünlerin anıları, Çıkış/Musa anlatısının çekirdeğini oluşturmuş olabilir, ama Musa'nın [Moşe] bir Mısırlı adı olmasından başka sürdürülecek bir iz yoktur. Fakat bize Musa'nın hiçbir sözü kalmadığı gibi, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye'deki (Deuteronomy) kapsamlı yasaların Musa tarafından ko- nulduğuna bugün inanan hemen hiçbir bilgin yoktur. Yine de, Kutsal metinlerin ilk beş kitabı olan Tevrat, 2.000 yıldan fazladır Yahudi ibadetinin merkezindedir.
Sayfa 335Kitabı okudu
96 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.