Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsan İnanan Bir Varlık

Yılmaz Özakpınar

İnsan İnanan Bir Varlık Sözleri ve Alıntıları

İnsan İnanan Bir Varlık sözleri ve alıntılarını, İnsan İnanan Bir Varlık kitap alıntılarını, İnsan İnanan Bir Varlık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bilimde nasıl değişken olaylar bir merkezi kavramın açıklayıcılığı çerçevesinde birleştiriliyorsa, yaşanan hayattaki deneyimlerin de bir anlam ifade etmesi için dağınık kalmaması, bir merkezi değer etrafında yerli yerine oturtulması gerekir. İnsan ruhu tutarlılık ve bütünlük içinde huzur bulabilir. Çözümlenemeyen iç çatışmaları, ruha ıstırap verir. Ruhen sağlıklı her insanın hayatını yöneten bir merkezi değer vardır. Şahsiyetin bütünlüğü içinde başka bütün değerler onun çatısı altında yapılanır. İnsanın ruhunda barındırdığı değerler, derin duygularla beslenir. İnsanda vatan duygusu, güzellik duygusu, iyilik duygusu, şeref duygusu, nezaket duygusu, vefa duygusu, sadakat duygusu, aşk duygusu, temizlik duygusu, aile duygusu, menfaat duygusu, güçlü olma duygusu, merhamet duygusu gibi duygular olabilir. Bu duygulardan biri ya da birkaçı ağırlık kazanarak bireyin iradesine hâkim olursa, onun karakterini belirleyici bir etken olur. Çünkü çeşitli derecelerde insanın duyabildiği diğer duygular, o hâkim duygu etrafında yapılanır ve ona tâbi olur.
Beethoven
“İç çatışmalarını çözümlediğini haber veren Yedinci Senfoni'yi bitirdiği yıl şunları yazıyordu: “Ey Kadir-i Mutlak Varlık! Koruda kutsanmış bir bahtiyarlık içindeyim. Koruda her canlı mutlu. Her ağaç seni söylüyor. Allahım! Koruluklarla kaplı bu arazide ne büyük bir ihtişam var. Yüksekliklerde huzur var; Yüce Varlığın hizmetinde olmanın
Reklam
Apaçık iyilik ve apaçık kötülük arasındaki hayat, bir sürü karakter nüansları sergiler. Deneyimler, deneyimlerden soyutlanan bilgiler ve o bilgiler ışığında yapılan seçimler hayatı oluşturur. Herkes içinde bulunduğu somut durumlara göre deneyim kazanır, bilgi çıkarır ve eylemlerini seçer. Fakat deneyim kazanmanın sonu gelmediği için insan sürekli bir değişim gösterir.
Sayfa 91 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Istırabın oyuncağı olmamak
Beethoven sağır olduktan sonra enerjisini isyana ve meydan okumaya değil, ıstrabını yorumlamada ve kavradığı ruhi hakikatı sanat eseri halinde dışlaştırma çabasında kullanıyor. Istırabın oyuncağı olmak yerine ıstrabina anlayışla hakim oluyor ve onu müzik dehasının emrine veriyor.
Sayfa 97 - ötüken
bir inanca bağlanmak
Çünkü insanın ruhi belirsizliğinin çaresi ve toplum hayatının temeli aynıdır: bir inanca bağlanmak.
Hayat durmuyor, akıyor ve bizden her an en doğru kararı ve en uygun eylemi talep ediyor. Bu nedenle, hayat rastgele yapılan eylemlerle yürümeyeceği gibi tereddütlerle de yürümez. Hayatın akışı içinde gerekli zamanlarda mümkün olan en uygun eylemler kararlaştırılmalı ve yapılmalıdır. Hayat karşısında insan çekimser kalamaz. Fakat hayat akarken hüküm verme zorunda olma, verilen hükümlerin, mantık planında kesinlikten yoksun olduğu gerçeğini değiştirmez. Hayat içinde olgu planındaki hükümlerimizin kesinlikten yoksun olduğunu bilsek de belli anlarda hüküm veriyoruz. Öyleyse, kanıt tutarak hüküm verebileceğimiz bütün alanlarda verdiğimiz hükümlerin dayandığı bilgiler olasılıklı ve değişkendir. Kesin ve değişmez olan tek bilgi türü, kanıt arama şartını kaldırırarak iman etme yoluyla elde ettiğimiz bilgidir. Demek ki ya kanıt olmayan bir alanda kanıt tutma şartını kaldırarak iman yoluyla kesin ve değişmez olarak biliyoruz ya da kanıt tutma şartının olduğu gözlem alanlarında kanıt arayarak olasılıklı ve değişken nitelikli bilgi ediniyoruz.
Reklam
Gerçekten, doğa bilimlerinde, sosyal bilimlerde, sanatta, felsefede, tarihi gerçeklerin tespitinde ve günlük hayat deneyimlerinde, hükümlere varmak için kanıt aramaktan başka bir yol yoktur. Varılan hükümlerin isabet derecesini, bulguların sıhhatinden ve yorumların doğruluğundan şüphe ederek sorgulamak, bu alanlarda yanlışlıkları bertaraf etmek ve gittikçe hakikate yaklaşmak için şarttır. Ama iman konusu hakikatler alanında, Allah'ın bildirdiği hakikatlerden şüphe etmek, bilgiden yoksun kalmaya götürür. İman konusu hakikatler alanında, şüphe ederek öğrenilecek hiçbir şey yoktur. Çünkü o alanda, iman etmemek, bilmemek demektir. İman etmeyerek reddettiği bilginin yerine koyabileceği bir bilgi kimsede olamaz.
İnsanın kanıt arayarak edindiği bütün bilgiler olasılıklı ıse, O takdırde, biz o bilgilerle düşünmeye ve iş görmeye kalktığımız zaman onların doğruluğuna inanıyoruz demektir Kesin bilgiye erişmenin mantıken mümkün olmadığı bir alanda, bir yanılma payı ile de olsa, bir şeyin hakikat olduğu kabul ediliyorsa, bu kabul, bir inançtır. Öyleyse kesin bilgiye erişmenin mümkün olmadığı alanlardaki inançlar, o tur ınançların mantığı gereği, ilkesel olarak geçici ve degışebilir olduğu halde, o tür bir inancı muhafaza ettiğimiz surece onu bilgi olarak kabul ediyoruz. Yani öyle olduğuna ınanıyoruz; öyle olduğuna inandığımız sürece biliyormuşuz gibi davranıyoruz. Mantıki konumu bakımından inanç olan bu bilgi, olasılıklı ve değişkendir. Kanıtın bulunmadığı bir alanda şu ya da bu yoldan hüküm verildiği zaman erişilen bilgi de mantıki mevkii bakımından inançtır. Fakat, onun bilgi, o hükme ulaşanın gözünde kesin ve değişmezdir.
Hayatı uyumlu bir biçimde yaşamak ve sürdürmek için belirsizliği gidermek şarttır ve bunun hayati önemi vardır. Fakat bu biyolojik faydanın doğması için belirsizliğin, yine biyolojinin imkân verdiği fakat biyolojiden bağımsızlaşmış sembolik temsil ve tasavvur dünyasında giderilmesi gerekir. Bu sonucun, değerler sistemi oluşturmak suretiyle
Benim muhakememin dışında, kesin ve değişmez hakikat alanında bir bilgi kaynağı olma konumundaki Kur'an-ı Kerim diyor ki, sınırsız akıl gücündeki o varlık Allah'tır. Allah, her şeyi bıldığini ve her şeye kadir olduğunu vahiy yoluyla resulü Muhammed aracılığıyla insanlara bildiriyor. Ben böyle bir mutlak bilgi kaynağına bağlanırsam, hakikatten söz edebilirim. Eğer Allah'a iman etmezsem, hakikatten söz etmem abes olur. Buraya kadar yaptığım muhakeme doğruysa, insan ya Allah'a bağlanmalı ve O'nun bildirdiklerine iman ederek hakikati bilebileceğini ileri sürmeli ya da Allah'a iman etmediğini ifade ederek hakikat diye bir şeyin varlığı hususunda bir iddiası olmamalıdır. Çünkü sınırsız akıl gucü olan bir varlık olmaksızın hakikatten söz etmek, hiç kımsenin bilmediği ve bilemeyeceği bir hakikatten söz etmek olur. Böyle bir hakikatin varlığı ile yokluğu sonuçta hıçbır değişiklik yapmıyorsa, onun varlığının yokluğundan farklı bır nitelik olduğu iddia edilemez.
96 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.