Her insan bir dünyadır. Benim dünyam, senin dünyan, Dostoyevski'nin dünyası. Bu dünyanın içinde sadece yaşanmışlıklar yok! Hayaller, rüyalar, düşünceler kısacası kişiye ait her şey bu dünyanın bir parçasıdır. Yazarlık bu dünyanın aktarımındaki ustalık derecesidir. Böyle bir düşünceden ilham alarak şöyle düşünürüm, mümkün olabilseydi de Dostoyevski
--bu edebi bir inceleme değildir--
kitapta dikkatimi çeken imala ve noktalama hataları oldu.bu durumu basım evine bildirdim.
diğer yandan konuya gelirsek ,dostoyevski nin ilk kitabı , akraba olan 45 lerinde bir adam ile 20 lerinde genç bir kızın mektuplaşması anlatılıyor.kimi zaman sevgili kimi zaman flört kimi zaman akraba konuşmaları geçiyor aralarında.dönemin zorlu hayatı tabi ki burada da anlatılıyor.kitabın adının neden insancıklar olduğunu da okudukça göreceksiniz.bir kaç uzun anlatım dışında kitabı zevkle okuyacaksınız.
Bu kitabın bende her zaman farklı bir yeri oldu bugüne kadar. Hem Dostoyevskiyle tanışmama hem de çevremle olan ilişkimin farkındalığına vesile oldu. Birkaç sene önce giriştiğim yazı denemelerinden birine bu kitapla aynı ismi vermiştim ve internette aratmıştım. İyi ki yapmışım da gerçekten insacıkların tam anlamıyla adının hakkını veren ve tasvir
Zira herkes bencil ve kendi olduğu durumlarda kendini memnun edip karşı tarafın iyi niyetini kullanma peşinde .Şayet karşı taraf da memnun o da ruhunu ve kendisini böyle mutlu hissetmekte .Ancak eğer ki mantık ön plandaysa ve çıkarlar dahilinde başka seçenek varsa tereddütsüz birey ona yönelir ve arkasında bıraktığı kişiyi iyi niyetli kişi rolünde terk eder ama buna üzgünüm böyle olması gerekliydi der ve kendi için avantajlı bir dünyayı tercih eder..
Dostoyevsky’e kısa sürede büyük bir ün kazandıran şaheser. Tek oturumda okunabilir, gayet akıcı yazılmış ve dönemin Rusyasını özetleyen bir mektup-roman.
Toplumda küçük insan olarak nitelendirilen karakterlerin büyük sıkıntıları ayrıntılı betimlemelerle anlatılmış, dünya görüşleri ve hayattan beklentileri iki karakterin mektuplarindan aktarılmıştır. Dostoyevsky'nin Rusya'nın buhranlı dönemine ışık tutan ve çatı katında kalmış hayatları konu edinen kalemi, bu kitapla birlikte herkese yeni bir bakış açısı kazandıracağına inanıyorum. Şahsi düşüncem, kitaplığınızda bulunması gereken altın kitaplardan biri olup herkese iyi okumalar diliyorum...
Dostoyevski’nin yazdığı ilk eseri. Karşılıklı mektuplaşmalarla geçen devrim öncesindeki Rusya’da küçük , fakir , hor görülmüş insanların acılarını , hüzünlerini , karşılıksız aşklarını enfes bir şekilde yansıtmış yazar.Ama ne var ki sonu iyi bitmeyen ve insanın yüreğine işleyen bir şekilde bitti.
Kitabın 113. incelemesini yapan bir okur olarak baştan ifade etmek isterim ki, kitabın içeriğine, yazıldığı döneme, yazarın içinde bulunduğu şartlara, teknik özelliklerine ve benzeri konuların detaylarına girmeyi pek düşünmüyorum. O nedenle, kitabı henüz okumayan okurların sitedeki birbirinden değerli incelemelere göz atmalarında fayda var...
Ben
Ben bu kitapta; başkalarının eskilerini giydiği için hep utanan, farkedilmemek için derste parmak bile kaldırmayan, başkalarının verdiği defterlerin kullanılmış sayfalarını yırtıp kimseye göstermediği yazılar yazan, arkadaşlarının arasına giremediği için sürekli kitap okuyan ama kitap alacak parası bile olmadığı için kütüphanedeki az sayıda kitabı
