Öne Çıkan İnsanın Aldanışı kitaplarını, öne çıkan İnsanın Aldanışı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İnsanın Aldanışı yazarlarını, öne çıkan İnsanın Aldanışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Halbuki iyilik yapmak sevmeyi gerektirmz. Bir kimse sevmese de başka birine iyilikte bulunabilir. Hatta yapılan iyilik ve ihsanlar böylesine bir yanılgıya sürüklediğinde bu kimsenin helâka sürüklenmesine bile sebep olabilir. İşte Allah’la (c.c) aldanış budur. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurur: "Hastalarınızı dokunur düşüncesiyle yemeden içmeden menetmeniz gibi Allah, mümin kulunu sevmesine rağmen dünya nimetlerine karşı korur. "
Katıldığınız bir sohbet, dahil olduğunuz bir zikir halkası, sizi kötü alışkanlıklarınızdan alıkoymuyor, dünyadan bir adım daha uzaklaştırıp Allah'a (c.c) yakınlaştırmıyorsa bu iş Allah katında sizin eksi hanenize yazılır.
Yalnız başlarınayken Allah 'tan (c.c) utanmayıp yapacakları şeyleri, insanlardan utandıkları için başkalarının yanında yapmazlar. Bunun sevgi ile uzaktan yakından alâkası olmadığını bilmezler.
Bu kişiler cami gibi bir bina yapmak için harcayacakları parayı bir öncekilerin aksine her ne kadar helál yolla kazanmış olsalar da, yine onlar gibi iki açıdan aldanış içerisindedir.
Birincisi, amaçları gösterisş yapmak, akılda kalmak
ve övülmektir. Böyle olmasaydı çevrelerinde bulunan muhtaç kimselere yardım etmenin daha önemli olduğunu düşünürlerdi. Bir şehirde pek çok câmi bulunur. Camiden maksat topluca ibâdet edilebilecek bir mekanın sağlanmasıdır. Bu nedenle bir muhitte bir câminin bulunması yeterlidir. Onca fakir fukara varken, her sokakta birer càmi inşa etmek mârifet değildir. Yaptırdıkları hayratın ulu orta yerde olacağından, insanların kendilerinden övgüyle bahsedeceklerini bilirler, rahat bir şekilde mescit ve câmilerin inşası için paralarını harcamaktan çekinmezler. Sonra bu işi Allah
(c) için yaptıklarını zannederler. Halbuki Allah (c.c)
için değil, başka amaçla yapmışlardır.
İkincisi, câmileri inşa ederken mallarının büyük bir
kısmını, namaz kılanların zihnini meşgul edecek süsleme ve nakış işlerine ayırır, farkında olmadan insanlarin huşû ile namaz kılmalarına mâni olurlar. Halbuki huşû, namazın olmazsa olmazlarındandır. Câmi ve mescitlerin süslenmesi uygun değildir. Câminin inşasına yardımda bulunan kişiler bundan sorumludur.
Dünya hayatıyla aldananlar, "Her zaman peşin veresiyeden daha kârlıdır. Dünya peşin, âhiretse veresiyedir. Dünya lezzetleri kesinken åhiret lezzetleri şüphelidir. Kesin olan bir lezzeti, şüpheli bir lezzet için terk etmeyiz." derler. Bu, Allah'ın (c.c) lânetine uğrayan iblisin mantığıyla bire bir aynıdır. O şöyle demişti: "Ben ondan (Hz. Adem) daha hayırlıyım. Beni ateşten, onu ise balçıktan yarattın." (Såd, 76) Iblis, burada kendisini Hz. Âdem (a.s) ile kıyaslamış ve önemli olanın neden yaratıldıkları olduğu yanılgısına kapılmıştır.
Bu kişiler iyi ahlåk üzere olduklarını, tevâzu ve hoşgörü sahibi olduklarını îmâ ederek sûfilere hizmet için yola çıktıklarını söylerler. Bazı insanları toplayıp bunların masraflarını üstlenirler. Ancak asıl niyetleri bu işi kullanarak mal kazanmak, sayılarını artırmak ve bununla övünmektir. Amaçlarının hizmet olduğunu söyler, şüpheli ve haram malları bu uğurda harcamak için toplamakta bir beis görmezler. Asıl niyetleri cemaatlerinin sayısını artırmak, hizmet adı altında isimlerini yaymaktır. Yardımlaşma ve iyilik sözlerini dillerinden düşürmezken, içlerinde riyâ ve gösteriş barindırırlar. Tüm bunların nedeni Allah'ın (c.c) emirlerini yerine getirmemeleri, haram paraları kabul etmeleri, bu paraları sözde hayır yolunda harcamalarıdır.
Tevekkül, insanın kendini tehlikeye atması, hazırlıksız bir işe koyulması değildir. Tevekkül, bir işe başlamadan önce hazırlık yapmak, tedbirli olmak, sonra Allah'a (c.c) güvenmektir.