İnsanın Özgürlük Arayışı
Ali Bulaçİnsanın Özgürlük Arayışı Gönderileri
İnsanın Özgürlük Arayışı kitaplarını, İnsanın Özgürlük Arayışı sözleri ve alıntılarını, İnsanın Özgürlük Arayışı yazarlarını, İnsanın Özgürlük Arayışı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan ne bütünüyle özgür, ne bütünüyle mecburdur
Dünyada Tanrısız, ötesiz ve yol göstericisiz yaşamaya kalkışırken, dünyaya sıkışıp kalan insanın ezeli varoluşunun anlam ve sırrını hala çözebilecek durumda olan dindir. Din deyince birçok kişinin hemen surat asacağını biliyoruz ama bunca büyük ve Hayati bir sorun karşısında az bir sabır göstermek lazım. Burada sözünü ettiğimiz, kaynakları bozulmuş, özü değiştirilip modern dünyanın oluşumuna katkıda bulunmuş Yahudilik ve Hristiyanlık veya artık birer ölü kültür, eski birer hatıra durumundaki kadim Doğu dinleri değil; hala insanın ruhunda özgürlük ateşini yakan, ona dünya, hayat, varoluş ve ait olunan yer hakkında otantik bir öğreti sunan, kitleleri devrim, özgürlük ve bağımsızlık yolunda direnmeye ve baş kaldırmaya çağıran son tevhid dini islam'dır.
Sayfa 10 - Beyan yayınlarıKitabı okudu
Bana en kısa yoldan "özgürlük nedir ve insanın özgürlük arayışı ne anlama gelir?" diye sorulsa; Allah'ın insanı yaratırken ona kendi Ruhu'ndan üflediği ilahi öz'ün bulunmasıdır derim. Bu ilahi öz'ü örten bizim dünyevi tabiatımızsa özgürlük arayışı da bunun aşılması çabasıdır. Bu anlamda yabancılaşmanın aşılması ile özgürlük arayışı birbiriyle yakından ilgilidir.
Sayfa 204 - İz Yayıncılık
Yabancılaşma dünya hayatımızla ilgili olup Allah'tan kopma, O'ndan uzak ve ayrı düşmedir. Ama ruhumuzda ilahi bir öz taşıyoruz. Öyleyse yabancılaşmanın aşılması o öze ulaşmak, kopmadan kurtulmaktır. Dünyevi tabiat aşılmadıkça yabancılaşma giderilmez.
Sayfa 200 - İz Yayıncılık
İnsan teknolojik uygarlığın kendisine sunduğu sınırsız imkan ve konfor araçları içinde tatminsiz, sıkıntılı ve çaresiz.
Sayfa 168 - İz Yayıncılık
Modern hayat tarzının en belirgin vasfı insanı sayısız küçük mesele ile meşgul etmesidir. Gündelik hayatımız ayrıntılar üzerine kurulmuş. Elimizdeki bir iş bitmeden bir yenisi başlıyor, bir işten diğer bir işe zincirleme bir düzen içinde bir daha geri gelmeyecek yıllarımız harcanıp gidiyor.
Sayfa 153 - İz Yayıncılık
Diğer bilim dallarında olduğu gibi tıpta da kesinlikten söz edilemez. Dün dediğinin bugün aksini söylüyor. Daha birkaç yıl öncesine kadar kalp hastalarının hareket etmemeleri önerilirdi; şimdi ise spor yapmaları isteniyor. Bu yüzyılın başlarında tıp penisilini keşfetmekle büyük sıçrama yaptığını öne sürüyordu, bugün yasaklanıyor. Aspirin yine önemli bir buluştu, bugün yan etkilere yol açıyor. Bizim gibi ülkelerde tedavi şekillerinin büyük bir bölümü antibiyotik ilaçlarla yapılıyor. Şikayetiniz ne olursa olsun reçetenizde karşınıza antibiyotikler çıkar. Bunların bünye üzerindeki yan etkilerinin boyutlarını kim tam ve doğru olarak tahmin edebilir?
Sayfa 110 - İz Yayıncılık
Kalb'in insan faaliyetlerinin merkezi olduğu "insan" ile beynin insan faaliyetlerine kumanda ettiği "insan" arasında derin bir fark var. Bu iki insanın birbirine yabancılaşması kadim-kutsal geleneğin modern-profan düşünüşe yabancılaşması oranında önemlidir.
Sayfa 76 - İz Yayıncılık
Kainat bütün anlam ve varoluşuyla en mükemmeli ifade eder. Evrimleşmeyi hedefleyen ilerleme veya "tekamül" varlık dünyasını geçmiş zamanda "noksan" ve şimdiki zamanda hala "eksik" telakki eden bir düşünüş tarzıdır. Oysa Allah yarattığı her şeyi kusursuz, noksansız ve eksiksiz yani "mükemmel" yaratmıştır.
Sayfa 50 - İz Yayıncılık
Evrim düşüncesinin de temelde Allah'ın kainatı yarattığı gerçeğine ne kadar ters düşmediği ve yaratılışın bir şekli olduğu istendiği kadar savunulsun, bence İslam'ın temel inanç esaslarını ve varlık görüşünü temelden ve ta en derinden zedeleyen bir kavramdır bu. Çünkü biz Allah'ın eşyayı en mükemmel bir biçimde yarattığına ve bir şeyin olmasını murad edince ona sadece "ol" demekle onun hemen oluverdiğine kesin olarak inanıyoruz. Evrim basitten kusurdan mükemmele doğru bir gidiş, eksikliğinin bir sonraki safhada tamamlanış sürecidir.
Sayfa 49 - İz Yayıncılık
Gerçek sanat nedir? Hiç şüphesiz asıl ait olduğumuz dünyanın, öbür ve ebedi yurdun hasretidir. Bu dünyadan başka bir dünyanın varlığına işaret etmeyen sanata sahici sanat denemez. Sanat, insanın nihai kaderini, yaratılış, hayat, ölüm, ebedilik, varoluşun anlamı ve kozmik muammayı keşfedip bize sırları çözmeli. (...) Kısaca sanat Allah'ı aramaktır." (Necip Fazıl)
Sayfa 36 - İz Yayıncılık
Hümanizm sosyal ve pozitif bilimlerle birleşerek insanı bu dünyanın zindanına attı. İnsan aşkın olanla bağlılığını kesince, çevresindeki somut, maddi ve sınırlı dünyadan başka dünya tanıyamaz oldu.
Sayfa 28 - İz Yayıncılık
Tarihin hiçbir döneminde insan çağımızda olduğu kadar böylesine zihnen ve ruhen güçten düşürülmemiş, Allah'a baş kaldırmak ve yüceltmek vaadi ile herkese ve her şeye bu vahim boyutlarda kul olmamıştı. Sosyal bilimler insanı ehlileştirmeyi başardı. Bu trajik bir manipülasyondur.
Sayfa 23 - İz Yayıncılık
Nedir gerçek sorun? Bizce her şey apaçık ortada.. İnsanoğlu hikmeti kaybettiği günden beri dört duvarı kalın ve loş koridorları sonununda asık suratlı gardiyanlar olan bir hapishaneye düşmüştür. Adına bugün ilerlemiş,kalkınmış,gelişmiş,uygar ve modern toplum dense de,insana intihardan başka hiçbir özgürlük hakkı tanımayan bu hapishane hayatı fiilen batı rönesansıyla başlamış ve giderek bütün dünyayı bir zindana çevirmiştir. İnsan için sahici kurtuluş,kaybettiği hikmeti yeniden bulmasıdır. Ancak bulmak için aramak gerekir, değil mi? Ama insan neyi kaybettiğini de bilmiyor.Yani kaybettiği asıl yurdunu.Bundan dolayı ümitsiz bir yabancıdır.