İthaki bilimkurgu serisinde favori kitaplarım arasına giremedi maalesef. Kurgulanan post apokaliptik dünya hoşuma gitti ama ana karakterin birden 180 derece değişmesi, insanlığın devamı için öngörülen umudun basit bir nedenden tehlikeye atılması hoşuma gitmedi. Distopyaların güzel yanlarından biri, sizi oluşturduğu evren ile sorgulatmasıdır. Kitap bunu yapıyor ama kurgu olarak kopukluk yaşadım. İlk anlatılan karakterler ve evren ile hikayenin devamındaki karakterleri birleştiremedim. Kitabın bir kısmını Theo Faren'in günlüklerinden okuyoruz. Bu kısımda hem oluşturulan evreni hem de Theo'u tanıyoruz. Olayların gelişmesi ile burada verilen bazı bilgiler maalesef havada kalıyor.
Kadınların yakalandığı rahatsızlık sonucu, kadınlar artık kısır olmuştur. Devlet, toplumun üzerinde ne kadar çalışma yapsa da sonuç alamamaktadır. Kısırlaşan toplum, yaşlı nufüsünün artması, gençlere verilen önem gibi konular ile siyasi ve toplum yapılarıda değişmiştir. Artık okul veya çocuk parkları bulunmamaktadır. İngiltere'nin yönetimini sağlayan Xan'ın kuzeni Theo ise, ilk başta kuzenine danışmanlık yapsa da daha sonradan kendi kabuğuna çekilerek olayları önemsememeye başlar. Bir gün Julia ile tanışınca yönetimi ve bu düzeni farklı bir gözle görmeye başlar