Yazarın diğer kitabını da okuyup değerlendirmek istedim. Bu kitabın neden Ağır Kitaplar dizisinden yayımlandığını anlamadım. Değil ağır söylendiği gibi bir sosyoloji kitabı bile değil. Zeldin gerçek bir olayı anlatarak başlıyor her bölüme. Bölüm devamında o olaydan bir analiz yapmaya çalışıyor. Bu bireyci bilimi doğru bulmuyorum. Byung Chul Han’ı da sevmeme nedenim bu. Yalnızca özne üzerine gidiliyor. Bu özne ne politik ne de tarihselliği var. Seçtiği örnekleri her sınıftan almış. Bir bölümde dört kadının ortak yönlerine odaklanıyordu. Hiçbir bilimselliği yok. Buna da insanlık halleri diyor. İnsanlık halleri diyerek her türden tümevarımı yapabiliriz. Başlangıç noktası için duygusal bir yön seçmek yeterli. Zaten Hayatın Gizli Hazları’nda zengini de fakiri de bulunduğu yerden rahatsız gibi kaba çözümlemeleri var. Zeldin’e göre statüden kurtulmak istiyor çağımızın insanı. Çağımızın insanı, modern insan gibi kalıplar spekülasyon yapmaktan başka bir şeye yaramıyor. Son dönemde çok fazla türedi bu gibi yazarlar. Eva Illouz, Byung Chul Han, Steinweg benim gördüklerim. Bireyci, sistem içindeki en ufak hayal kırıklığını bir tez haline getirmeye çalışıyorlar.