Fakir Baykurt her zaman sevdiğim yazarların başında gelir. Bunu toplumcu gerçekçi bir yazar oluşuna bağlıyorum.
Irazca'nın Dirliği kitabında da yine yanılmadım. Köyü, köylüyü, toprağı, yaşamdaki adaletsizlikleri ustaca bir dille anlatmış.
Irazca'nın Dirliği kitabı aslında bir seri kitabın ikinci kitabı 1. Kitap Yılanların Öcü. Irazca, Kara Bayram, Hatce, Hacıali, Muhtar, Kaymakam, Ahmet, Boz oğlan...gibi karakterler le Karataş Köyünde geçen ve Kara Bayram' ın başına gelenleri, adaletsizlikleri okuyorsunuz.
Her şey Kara Bayram'ın oğlu Ahmet' e köy yerinde kandırarak düşmanları tarafından tecavüz etmeye çalışılması ile başlıyor. Ve ardından hak arama işleri, kavgalar, gürültüler, Irazca'nın Kaymakama kadar gitmesini öğütlemesi ile yoksuldan yana olan Kaymakam tavrı ile kitapta bir çok şey değişiyor. Yazarın burada idalistiliği yine devreye giriyor. Öyle bir kaymakam ki yoksuldan yana oluyor, adaleti işletiyor, cami değil köy yapalım, çocukları okutun, kızları da okutun diyen bir kaymakam da sonunda sürgün oluyor. Irazca kendi Dirliği in bozulmasıyla Kaymakama da üzülüyor. Sonunu ise yazmayacağım. Sadece okuyanlara bilsin.
Fakir Baykurt gerek köy enstitüsü çıkışlı olmasından gerek toplumcu gerçekçi olmasından gerekse de Burdur' u anlatırken aslında tüm Türkiye'yi çok iyi gözlemlenmesi ise kaynaklı başarılı bir kitap olmuş yine.
Gözlerinden öperim üstad.
Harika bir yolculuktu Burdur' un Karataş Köyünde...