İslam Ceza Hukuku ve Beşeri Hukuk 1

Abdulkâdir Ûdeh

En Yeni İslam Ceza Hukuku ve Beşeri Hukuk 1 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İslam Ceza Hukuku ve Beşeri Hukuk 1 sözleri ve alıntılarını, en yeni İslam Ceza Hukuku ve Beşeri Hukuk 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kısası ve diyeti gerektiren suçlarda hakimin yetkisi haddi gerektiren suçlardaki yetkisine benzemekteedir. Sadece hakimin kısas veya diyeti kan sahibi veya velisi suçlunun bağışlanması halinde tatbik etme zorunluluğu yoktur. Kısas ve diyette tecavüze uğrayanın veya velisinin affetmesi halinde hakim; şeriatın gerekli kıldığı cezayı tatbikle görevlidir. Kısas ve diyet cezası takdir olunmuş cezalardandır. Zira bu cezaların nevi ve miktarı belirtilmiştlr. Ancak bu takdir olunmuş bulunan ceza, fertler için bir hak olarak kabul edilmiştir. Binaenaleyh kendisine tecavüz edilmiş olan kimse veya velisi tecavüz eden suçluyu affedebilir. Bu onun hakkıdır. Dilerse hakkını alır, dilerse vazgeçer. Devlet reisine gelince o kısas veya diyet cezasını kaldırma, yahutta bunlardan herhangi birisini bağışlama yetkisine sahip değildir. Ayni şekilde had gerektiren cezaları da devlet reisi affedemez çünkü devlet reisi, ne Allahın hakkını, ne de fertlerin hakkını, affetme yetkisine sahibdir. Ama bu hakları almak onun vazifesidir. Çünkü haklının hakkını almasını sağlamak devlet reisinin görevleri arasındadır.
İslâm hukukçuları tarafından ittifakla kabul edilmektedir ki objektif suç çoğu kerre sübjektif yollarla vuku bulur. İşte böyle vukubulmuş fiillerin faili cezayı hak eder. Meselâ bir insani hapseden ve onu yemek ve içmekten alıkoyan, yahut soğuk gecelerde ısınmasını önleyen, neticede adamın açlıktan, susuzluktan ve soğuktan ölmesine sebep olan
Reklam
tr'de islam hukukundan padişahlık anlayanların oranı nedir
... idareciler değişir. İdarî mekanizma farklı olabilir, hüküm veren heyet muhafazakar veya reformcu olabillr. Rejim demokrasi veya krallık olabilir. Ama bütün bunlar islam hukukunun koyduğu kaidelere en ufak bir şekilde tesir edemez. Zira islam hukukunun kaidelerinin hakimler heyetiyle idari nizamla hiçbir ilgisi yoktur. O sadece değişim ve tebeddül kabul etmeyen İslâm diniyle alakalıdır. Adi ne olursa olsun bütün hakimler, şeklî ne olursa olsun bütün sistemler islâma inandıkları müddetçe o değişmez kaideleri tatbik edip uygularlar.
İslâm hukuk sisteminin çağdaş ihtiyaçlara yeterli olmadığını söyleyenler iki grubdur. Bir grub bunu söylerken ne İslâm hukukunu inceleyip etüt etmişlerdir, ne de medenî hukuku... Bir diğer grub ise bu sözü söylerken, modern hukuku inceleyip etüt etmiştir fakat İslâm hukukunu incelememiştir. Binaenaleyh bu iki grubun da islam hukuk sistemi üzerinde bir hüküm verme yetkileri yoktur. Çünkü onlar İslâm hukuk sistemini hiç bilmemektedirler. Bilinmeyen bir şey hakkında akıl sahipleri hüküm vermezler.
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.