Kısası ve diyeti gerektiren suçlarda hakimin yetkisi haddi gerektiren suçlardaki yetkisine benzemekteedir. Sadece hakimin kısas veya diyeti kan sahibi veya velisi suçlunun bağışlanması halinde tatbik etme zorunluluğu yoktur. Kısas ve diyette tecavüze uğrayanın veya velisinin affetmesi halinde hakim; şeriatın gerekli kıldığı cezayı tatbikle görevlidir. Kısas ve diyet cezası takdir olunmuş cezalardandır. Zira bu cezaların nevi ve miktarı belirtilmiştlr. Ancak bu takdir olunmuş bulunan ceza, fertler için bir hak olarak kabul edilmiştir. Binaenaleyh kendisine tecavüz edilmiş olan kimse veya velisi tecavüz eden suçluyu affedebilir. Bu onun hakkıdır. Dilerse hakkını alır, dilerse vazgeçer. Devlet reisine gelince o kısas veya diyet cezasını kaldırma, yahutta bunlardan herhangi birisini bağışlama yetkisine sahip değildir. Ayni şekilde had gerektiren cezaları da devlet reisi affedemez çünkü devlet reisi, ne Allahın hakkını, ne de fertlerin hakkını, affetme yetkisine sahibdir. Ama bu hakları almak onun vazifesidir. Çünkü haklının hakkını almasını sağlamak devlet reisinin görevleri arasındadır.