İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf Sözleri ve Alıntıları
İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf sözleri ve alıntılarını, İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf kitap alıntılarını, İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fitne ve taassup, İslâm'ın en muhteşem rönesansını yaşatan Osmanlıların son asırlarında tekrar canlanabildi. Hacı Bayramların, İbrahim Hakkıların ilâhî davası, fetvahanenin mesned ve saltanat
sancaklarıyla süslü kapısında katledildi.
Din davası imam ile müftünün ve mevlidhanın değil, âlimlerle düşünürlerin işidir. İmam ile müftü sadece birer memurdur. Mevlidhansa bir soyucudur. Din meselesini bir fikir ve felsefe konusu olarak ele almayan üniversite, kendisine güvenen bir milletin ruhuna ihanet etmektedir.
Büyük düşünürler sonunda, birkaç kitabın, bir yazarın eserlerini, hatta belki yalnız bir kitabın ihtiraslı hayranı olarak yıllarını onun etrafında geçirirler ve o zirveden dehalarının eserini fışkırtırlar.
İslâm'in uyanis çagı,bilhassa makinenin insan ruhunu boğduğu asrımızda eşyadan ve maddeden ruha yani insana dönüşün sırrını sunacak olan tasavvufun ahlâk dünyamızda zaferi ile açılacaktır.
İç gözlem, bizim en büyük mürşidimiz, gerçek kurtarıcımızdır. En küçük yaşlardan başlıyarak çocuklarımıza, her devrin putlaştırdığı siyaset adamını göstererek
"Bizi falan bey kurtardı, filan paşa kurtardı" diye müdahane ve dalkavukluk telkin edecek yerde nefsiyle karşılaştırmayı öğretse idik, böyle olmazdık. Bütün tahsil davası, genci kendi iç aleminden uzaklaştırmak olacak yerde yaklaştırmak ve onu tanıtmak olsa idi Molla Hüsrev, Molla Gürani gibi münevverlerimiz, Hz. Ömer ve Nizamü’l-Mülk gibi, Zenbilli Ali ve Sinan Paşa gibi devlet adamlarımız olurdu.
Yaratılışıyla yalnız yaşayamayan insan yine insanlardan duyduğu nefretlerin doğurduğu bunalımlarla çok kere insanlar arasında veya insanlardan kaçıp yalnız yaşayacak köşe aramaktadır.
Otuz milyon insan, dört veya beşbin yıl önceki insanlığın yaşayış şekline terk edilmişken, ahlak sefaletlerinin yanında iktisadi felaketler kaynaşırken, bin yıllık tarihin sahibi koca bir millet bir avuç yahudinin sermayesinin esareti altında sürünürken bütün bu sefaletleri dile getirmeyi ne için lanetleyelim? Her iki tarafın meydanlardaki nümayiş kahramanları karşılıklı "kahrolsun" feryadlarıyla neyi düzelttiklerini, hangi perişan ruhu kurtardıklarını zannediyorlar?
“Müslümanlar, batı ilmi diye aklın eserini inkâr edecek kadar beyinsiz, ahlakını bir takım hareketlerin otomatik tarzda yapılmasına bağlayacak kadar içi boş kendinden başka türlü düşünüp yasayanlan ithamdan başka sermayesi bulunmayan, kin ile cehaletin bayrağını taşımakla övünecek kadar zavallı varlıklar değildir. İslâm'ı XX. asirda yükseltecek olanlar, bu mukaddes davanın herşeyden önce insan davası olduğunu bilmelidirler.
Allah' in emaneti hakkında nasıl davranmak lazımsa her insan karşısında öylece davranmanın gerektiğini ancak anlayanlar bu davanın saflarında yer alabileceklerdir. Çapulculuk anarşiste yaraşır. Çapulcular, hangi isim altında olursa olsun çapulcudurlar. İslam ideali, insan idealidir.”