İslam'da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü
Muhammed İkbalİslam'da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü Gönderileri
İslam'da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü kitaplarını, İslam'da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü sözleri ve alıntılarını, İslam'da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü yazarlarını, İslam'da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tefekkür sükûnî (statik) değildir; dinamiktir ve başlangıçtan ağacın uzvî vahdetini içinde gizli olan hudutsuzluğunu zamanla gözönüne açar.
Sayfa 22 - Sofi Huri, Çeltüt Matbaacılık |1964
Elbette, felsefe, din mevzuunda hüküm vermek salâhiyetini haizdir, ancak üzerinde hüküm yürütülecek olan bu mevzuun mahiyeti, felsefenin salâhiyetine sığmayan birtakım şartlardan ibarettir. Felsefe, din hakkında hüküm vermek üzere mevki alınca , kendi mûtaları arasında ona dûn bir yer vermez. Zira din, bir felsefe şubesi değildir; o ne mahza tefekkür, ne sırf histir, ne de ancak amel... Belki bütün insanın, Zat'ı Küll'ün ifadesidir. Bu suretle, dini değerlendirirken, felsefe, dinin merkezî mevkiini tanımağa mecburdur. Esasen fikrî terkip ameliyesi içinde mihrakî bir mevkii olduğunu kabul etmekten başka çaresi yoktur.
Sayfa 18 - Sofi Huri, Çeltüt Matbaacılık |1964
Yalnız insan kalbinin görünmez toprağında biten fidan,
Sadece bir balçık yığınında büyümez!
Eksik kalır millî hayat, kıymeti anlaşılmadıkça kadının.
Kadın
Bir kadın var ki ya annem, ya kardeşim, ya kızım.
O'dur bende en mukaddes duyguları yaşatan,
Bir diğeri sevdiğim ki günüm, ayım, yıldızım,
O'dur bana hayattaki şiirleri anlatan.
"Sen "hayat" mı yoksa "memat" , hayatta iken ölüm merhalesinde misin?"
Mazisini(geçmişini) tamamen reddetmek hiç bir millet için kârlı bir iş değildir; çünkü onların şahsî hüviyetlerini teşkil eden mazileridir.
Kur'an'ı Kerim'in en esaslı beyanlarından biri, milletler, kötü amellerinin muhasebesini de cezasını da hem fert hem de topluluk olarak şimdi ve bu dünyada göreceklerdir.
"Sizden önce nice uygulamalar(kanunlar, şeriatler) geçmiştir. Yeryüzünde gezin de (peygamberleri) yalanlayanların sonunun ne olduğuna bir bakın."
3/137
Din, sırf tasavvurlarla kanaat etmez; maksud ve matlubu olan nesneyi daha iyi bilmek ve yakından tanımak ister.
Hilkat( yaratma, yaradılış) meselesi bir kere büyük mutasavvıf Bayezid-i Bistami hazretlerinin müridleri arasında bahis mevzuu olmuştur. Müridlerden biri çok manalı bir suretle şu makul noktayı ileri sürdü:" Yalnız Allah'ın mevcut olduğu ve başka her şeyin nâmevcut olduğu bir an vardı." Bayezid-i Bistami hazretleri, "Şimdi de öyle, tıpkı o anda olduğu gibi..." dedi.
Bizim yegane korkumuz, Avrupa kültürünün göz kamaştırıcı dış görünüşünün, hareketimize sekte vermesi ve bunun neticesi olarak, bizim, o kültürün hakikî özüne ulaşmakta geri kalmamızdır.
Kur'an'ı Kerim'in başlıca gayesi, insan ruhuna, kendisinin Allah'la ve kâinatla olan türlü türlü alakalarının yüksek şuurunu uyandırmaktır.
Aşk-ı İbrahim, puthanemi Kabe'ye çevirdi
"Eğer insan kendi varlığındaki deruni zenginliği geliştirmezse, eğer o hayatı ilerletmek için içeriden gelen dürtüyü hissetmez hale gelirse, bu takdirde onun içindeki ruhu taşlaşır ve o kimse ölü madde derecesine düşmüş olur."
