Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İslam'da Modernleşme

Bedri Gencer

İslam'da Modernleşme Gönderileri

İslam'da Modernleşme kitaplarını, İslam'da Modernleşme sözleri ve alıntılarını, İslam'da Modernleşme yazarlarını, İslam'da Modernleşme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Böylece evrensel birleştiriciliğe sahip bir güç olarak Hıristiyanlık’tan ümidin kesildiği Westphalia sonrası dönemde din, medeniyete dönüştürüldü. Kimlik kaynağı olarak dinin medeniyete dönüştürülmesi sürecine paralel olarak ötekileştirme yoluyla özdeşleştirme için medeniyet de ayırıma tabi tutuldu; medeniyetsel ötekileştirmenin disiplini olarak oryantalizm sayesinde geleneksel “hak/batıl din” ayırımı, “Batı/Doğu medeniyetleri” ayırımına çevrildi. Fransız Devrimi’nden sonra ise Napoleon, kozmopolis yolunda geleneksel Hıristiyanlaştırma misyonu yerine medenileştirme misyonunu benimsedi. Bu uzun süreç, ferdî-ahlakî bir vasıf, edep olarak medeniyet (civility)e şekilcilik olarak medeniyete toplumsal bir durum olarak medeniyete toplumsal bir süreç olarak medenileşme (civilization)e Maniheik ötekileştirme olarak doğululaştırma (orentalizing)e seküler Hıristiyanlaştırma olarak medenileştirme (civilizing) kavramlarıyla özetlenebilirdi.
Yahudilik ve Hıristiyanlık, bu tikelcilik/evrenselcilik dengesini kuramadığı için uçlara düşerek din-temelli kozmopolis idealini başarmakta aciz kaldılar.
Reklam
Bütün dinlerin hedefi, saf barışın hâkim olduğu cennetten dünyaya sürülen insanlar arasında barışı sağlamak, semavî barışı önün-de-sonunda yeryüzünde de gerçekleştirmektir. “Barış-din” ilişkisi en somut, Türkçe el ve Arapça medine kelimelerinin etimolojisinde görülür. Türkçede hakikaten şehir anlamına gelen el (il) kelimesinin “elçi”de olduğu gibi mecazen barış anlamına gelmesi, “barış-şehir”, diğer taraftan Arapça medine (şehir) kelimesinin din’den türemesi de “şehir-din” ilişkisini net olarak gösterir.
Kur'an ve Sünnet, inanç ve ibadetler hususunda özgül hükümler koyarken, beşerî ilişkiler alanında, özel ve kamu hukukuna dair sadece genel prensipler getirmiş, bunların içtihat yoluyla hayatın tüm durumlarına uygulanmasını ise insan aklına bırakmıştır.
Sayfa 614Kitabı okudu
Ülkemizin kültür ve dil konusunda geldiği sefalet noktası, şuurlu herkes gibi bana da büyük bir ızdırap veriyor. Millet kültür, kültür de dille yapılır, dolayısıyla kültür ve dilin ölümü, milletin ölümü demektir. Bugün millet olarak gerçekten ölümüm eşiğine gelmiş durumdayız.
Dil
Belki kaybedilmiş bir dilin geri gelme ihtimali, kaybedilmiş bir dünyanın geri gelme ihtimali kadardır.
Reklam
Abduh'a göre Fransa hükümeti, Doğu'daki Katoliklerin, İngiliz kraliçesi Protestanların hamiliği iddiasında bulunur, Rus Çarı, hem Kral, hem de Kilise'nin başı olarak tanınırken neden Sultan II. Abdülhamid'in kendisini "Müslümanların halifesi" veya "Müminlerin Emiri" olarak adlandırması yadırganıyor? Osmanlı Devleti'nin Avrupa devletlerine karşı uyguladığı Panislamist siyaset, dinî bir muhteva taşımamaktadır. Abduh'a göre, kuruluşundan bugüne kadar da böyle dinî bir siyaset izlememiştir. Eskiden bir fetih ve zafer devleti olan ve son zamanlarda politika ve savunma devleti hâline gelen İmparatorluğun Avrupa ile ilişkilerinde dinin zerre yeri yoktur. Yani ona göre Osmanlı, Şark meselesi sürecinde dinî değil, reel politik izlemektedir.
Sayfa 543Kitabı okudu
Tabiatı itibariyle eksik olan ferdi tedeyyün, sünnet ve cemaate uyduğu ölçüde Kemale erecektir.
327 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.