8 Nisan 1968 tarihinde Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1991 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nden Sosyoloji lisans, 1993’de Marmara Üniversitesi’nden İktisat Tarihi yüksek lisans, 1998’de İstanbul Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler doktora derecesi, 2004’de siyaset bilimi alanında doçent unvanını aldı. 2009 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü’ne profesör olarak atandı. Sosyal ve siyasal teori alanında akademik çalışmalarına devam ediyor. Evli ve iki çocuk babası.
2009 yılında çıkan İslam’da Modernleşme, 1839-1939 (Ankara: Lotus) adlı eseri, Türkiye’de yankılar uyandırdı.
Samiha Ayverdi’yi överek yerlere göklere sığdıramadığımı ifade ettiğim için
Bedri Gencer hocamdan “sen de boş değilsin Ümmügülsüm maşallah” cümlesini işitmekle müşerref olmuş bulundum. 🫠
Bu hafta da Microsoft Lens ve Google Lens uygulamalarını tartışırken “Herkese senin gibi asistan lazım Ümmügülsüm” dediiii
İçime çektiğim soğuk hava, değme ilaçlara taş çıkartıcı dinçlik veriyor bedenime. Elbette bu dinçliğin sebeplerinden biri de kendimce muhabbet kurduğum yazarları görme hevesimdir.
İncelememe başlamadan önce bir uyarı yapmak istiyorum: Doğu ve Batı ile ilgili bildiğiniz tüm kavramların anlamlarını unutun, çünkü; bu kitapta o kavramların hiç duymadığınız asli unutulmuş anlamlarını öğrenip en az benim kadar şaşıracağınızı iddia ediyorum.
Bedri Gencer İslam dünyasının yaşayan en iyi beş düşünürü arasında
İnsan olmanın mânası kendini bilmek üzerine temekkün etmiştir. Kendini bilmek isteyenler kendini bulma safhasını aşanlardır. Bulunamayan ve dahî kaybolduğu bilinemeyenin bilgisine erişmek ise mümkün değildir.Sırada kaybolduğunun farkına varma, kaybedileni aramaya koyulma, kaybedileni bulma safhaları vardır ki biliş tekrar edersek buluşun
Ciddi bir emekle, binlerce kaynak taranarak oluşturulmuş bu eser sanırım İslâm'da modernleşme sürecinin en şümullu incelemesi. Bedri Gencer hoca, meseleye çok boyutlu, evrensel ve mukayeseli bir perspektifle yaklaşmış. Modernizm, sekülerizm, fundamentalizm, ideoloji, medeniyet, oryantalizm gibi kavramların kullanılışına ışık tutmuş. Batı'nın yaşadığı dönüşüm tecrübesini tüm ayrıntılarıyla ortaya koyarak bu tecrübeye Doğu'nun nasıl zorlandığı, Batı/Doğu karşılaşmasına İslâm dünyasının nasıl tepki verdiği, dönemin öne çıkan bazı Osmanlı ve Mısır şahsiyetlerinin gelenekselden modern paradigmaya geçiş sürecindeki tavırlarını, sekülerleşme sürecinin politik, ideolojik, coğrafi, düşünsel temel dinamiklerini tek tek açıklayarak dinin nasıl hayattan çekildiğini ve dönüştüğünü tüm incelikleriyle ele almış. Akademik olarak biraz ağır bir kitap olsa da konuya ilgi duyan herkesin okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.