Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Üsküdar Kitap Fuarında Gün
İçime çektiğim soğuk hava, değme ilaçlara taş çıkartıcı dinçlik veriyor bedenime. Elbette bu dinçliğin sebeplerinden biri de kendimce muhabbet kurduğum yazarları görme hevesimdir.
Ş. Teoman Duralı
Ş. Teoman Duralı
bu isimlerin başını çekiyor. Onun yanında
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
,
İhsan Süreyya Sırma
İhsan Süreyya Sırma
,
Bedri Gencer
Bedri Gencer
ve
Beşir Ayvazoğlu
Beşir Ayvazoğlu
gibi isimler de gün içinde gelmiş olanlardan. Bir daha ne zaman görebilirim ki onları? Hatırı sayılır fuara gittim; Ankara’da CNR, İstanbul’da yine CNR ve onun yanında Tüyap, Ümraniye, Üsküdar, Beyazıd. Fakat hiçbir fuarda bu denli kaliteli, alanında yetkin isimleri bir arada görmedim. Elbette içlerinden bazısı yer aldı kimi fuarda fakat hepsi birden… Olmadı. Yukarıda saydığım isimler ilk günde şeref veriyor fuara. Bir de diğer günlerde gelecek olanları düşününce sevinmemek elde değil;
Ebubekir Sifil
Ebubekir Sifil
,
İsmail Kara
İsmail Kara
,
Süleyman Çobanoğlu
Süleyman Çobanoğlu
,
Yavuz Bülent Bakiler
Yavuz Bülent Bakiler
,
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
,
Nurullah Genç
Nurullah Genç
ve dahası… İşte bu düşüncelerle dört vesait sonunda ulaştığım Üsküdar’da içime çektiğim hava dinçlik ötesinde bir mana da ifade ediyor. Fuar alanına girdim. Henüz birkaç standı gezmeden yapılan anonstan fuarın onur yazarı olan Duralı Hoca’nın imza töreninin saat ikide başlayacağını duydum. Normalde üçte diye duyurulmuştu. Görevliye imzanın nerede olduğunu sorup öğrendikten sonra imza salonuna doğru yol aldım. Masa yeni kuruluyordu. Çok sıra yok, zaten olmasını beklemiyorum. Fakat imza kuyruğu gittikçe uzuyor. Bu beni şaşırttığı kadar sevindirdi de. O sırada imza masasının beyaz örtüsünün ütüsüz olduğunu gördüm. Koskoca organizasyonda ciddi eksiklik olarak gördüm bunu. Onur yazarı demişsin, davet etmişsin, işini en iyi şekilde yapacaksın. Neyse. Kır saçlarıyla Duralı Hoca geldi. Paltosunu çıkardı. Yüzü gülüyor. Önündeki küçük bir çocuğu maşallah diyerek nazlattı, yanaklarını okşadı. Sandalyeye oturup imzaya başladı. Üç dört kişi var önümde. Hemen sıra bana geldi. Halini hatırını sorup yanımda getirdiğim iki kitabını uzatırken ismimi söyledim. Elleri titriyor. Yaşlılıktan olsa gerek. Birini “Erhan Beğ dostuma” diye imzaladı. Diğerini geçince “Buna sadece imza atalım olur mu?” dedi. Evet hocam, hem arkadaşlar beklememiş olur, dedim. Anılarımı aldıktan sonra, Allah’a emanet olun deyip çıktım sıradan. Mutluyum. Sıradan çıktığıma değil elbet, böyle bir büyükten hatıra aldığım için. İmza sırası bana gelmeden oradaki görevliden fotoğraf çekmesini rica etmiştim. Fotoğraflara bakınca ne denli mutlu olduğum görünüyor. :) Oradan sonra kitap almak için stantlara geçtim. Elimdeki listemde merhum
Kenan Rifai
Kenan Rifai
’nin Mesnevi Şerhi kesinlikle alınacaklarda yer alıyor. Fakat buna hemen uyamıyor ve kendimi Kayıhan önünde buluyorum.
Melikşah Sezen
Melikşah Sezen
’in Siyer ve İtikad kitabını alıyorum; içerisinde ilgi çekici konular var. Kendisinin Eşref-i Mahlukatı Anlamak adlı kitabını pek beğendiğimi de belirteyim. Sonrasında Kubbealtı Yayınevi’nin standına gittim.
Ahmed Yüksel Özemre
Ahmed Yüksel Özemre
’nin iki kitabıyla birlikte Mesnevi Şerhi’ni sordum. Uygun indirim var. Fakat şimdi ağır olur, çıkışta alırım diye erteledim. Şule’ye geçtim. Aradığım kitap hemen gözüme ilişti; Felsefe Bilimin Odağında Metafizik. Hayıflandım, keşke bunu alıp imzalatsaydım. Olacağı varmış. Şule’den çıkan fakat şu sıralar baskısı olmayan kitapları sordum ve müjdemi aldım, onlar da yakın zaman da basılacakmış. Adını andığım kitap bir derleme; zamanında Duralı Hoca’nın asistanlığını yapan ve şu sıralar Antep Üniversitesinde akademisyen olan
Mehmet Sabri Genç
Mehmet Sabri Genç
’in çalışması. İsmini iş arkadaşımdan duydum. Karekök Hayat kitabını hararetle tavsiye ediyordu. Bu ikisini alacakken stand görevlisi abi Genç’in romanını tavsiye etti. Muhakkak okumalısın, dedi, bu kitapları alan yok biz ısrar ediyoruz okuyuculara, diye de ekledi. Makul bir fiyata üç kitabı alıp gidecekken Ahmed Yüksel Özemre’nin Vahye Göre Akıl kitabını da tavsiye etti. Okurla ilgilenen, onunla kitapları ve yazarları konuşan kişileri seviyorum. Fuarlardaki stand görevlilerin hepsi böyle olmalı fakat gelin görün ki bunlar çok nadirdir. Teşekkürlerimi sunup ayrıldım oradan. Yolum Beyan’a, İhsan Süreyya Sırma’ya. Şirin bir büyüğümüz. Daha önce pek çok kez niyet etmiş olmama karşın hiçbir kitabını okumamam büyük eksikliğim. İki kitabını aldım. Stand önünde olmamdan mütevellit imza alanlara bakıyorum. Bir hanım kız yanlış hatırlamıyorsam İslami tebliğin Mekke Dönemi adlı kitabının epey eski bir basımını getirdi. Annesi için imzalatacak. Sırma Hoca kitabı görünce “Ooo ben bunu vermem, antika bu” deyip güldü ve bizleri de güldürdü. Nükteli biri. İmza sırası bana gelince haliyle adımı soyadımı söyledim. Sohbet olsun diye soyadımın anlamını söyledim. Nereli olduğumu sordu, söyleyince Rumca’da olabilir dedi bu.
Sadık Albayrak
Sadık Albayrak
’a soralım bunu, o Türkçe’yi sonradan öğrendi. Bunları söylerken sürekli gülümser halde. Pek hoş. Selametle deyip oradan da mutlulukla ayrıldım. Son olarak Beşir Ayvazoğlu için imza salonuna geçtim. Erken gelmek iyidir. Yine pek kişi yok sırada. Nedense bana pek soğuk geldi Ayvazoğlu. Bilmiyorum neden böyle. Bunları düşünürken elimdeki iki kitabını imzalattım. Teşekkür edip ayrıldım ve doğruca Sadettin Ökten’in kitap üzerin yapacağı söyleşi için salona gittim. Salon söyleşi başlamadan doldu. Başladıktan sonra da gelenler oldu. O kadar ki ayakta izleyenler dahi vardı. Tok bir sesi var Ökten’in. Üslubundan da nezaket akıyor. Paylaşmak sözcüğünü kullanmazmış mesela kendisi, arz etmek demeyi tercih edermiş. Yaklaşık kırk dakika kadar süren söyleşide çocukluğundan beri gelen kitap macerasını kısaca anlattı. Dikkatimi çekti ki ileride büyük adam olacak insanlar henüz küçükken iki ödüle mazhar oluyor. Birincisi masal anlatan bir büyük, diğeri de kütüphanesi olan bir ev. Ökten’e teyzesi –yanlış hatırlıyor olabilirim- sürekli masal anlatırmış ki bunlar edebiyata olan ilgisinin temelini atmış. Benzeri durum
İsmet Özel
İsmet Özel
için de geçerli; Bir Yusuf Masalı’nı annesinin ona anlattığı Yusuf masallarından etkilenerek yazdığını söyler Özel. Bunun yanında elbette yüksek hafıza nimetiyle donatılmış olması da var Ökten’in. Yine küçük yaşlardan beri anlamasa dahi türlü türlü şiirleri ezberlemiş. Konuşmasının bir yerinde kendini biraz zorladığı takdirde
Cenap Şahabettin
Cenap Şahabettin
’in Elhan-ı Şita’sını okuyabileceğini belirtti. Hatırlatayım, kendisi 77 yaşında. Bir diğer dikkatimi çeken noktaysa bu büyük insanlar zamanının hep büyük isimlerle hemhal olmuş olması. İstifadeli bir sohbet oldu benim adıma. Tüm bunların arasında kısa kısa not düşeyim: - Metis’e uğradım. Kuantuma ilgim var biraz biraz. Konuyla ilgili kitaplar pahalı, zaten pek de indirim yapmamış yayınevi. İnternetten alırım diye geçtim. - Say’da
Erich Fromm
Erich Fromm
kitaplarına bakarken görevli daha önce Fromm okuyup okumadığımı sordu. Okuduğumu belirtince “Özgürlükten Kaçış” kitabını gösterip özgür olup olmadığımı sordu. Değilim deyince, gülerek “Fromm da öyle diyor, tabi ki değiliz” diye gürledi. Cevabımın İslami veçheden olduğunu düşündüğünü sanmıyorum. Lanet gelsin çağdaşlığın tanımladığı özgürlüğe. - Ketebe standında Bedri Gencer’in son kitabına bakan birini gördüm. Adam arşiv çalışmış, dedi. Yazarın pek bilgili biri olduğunu söyledim. Solcu mu diye sordu. Güldüm, bu yayınevi onu pek basmaz. Aksine, kendisi son derece İslami bakış açısına sahip biri, diye ekledim. Yıldız Teknik’te sosyoloji profesörü olduğunu, Semerkand kanalında kitap üzerine olan bir programda konuştuğunu da ekledim. - Ötüken’e Süleyman Çobanoğlu’nun yeni kitaplarının akıbetini sordum. Fuara yetiştirmeye çalıştıklarını söylediler. İki kitabı gelecekmiş inşallah. Okurlarına müjdeyi vermiş olayım buradan.  Günün sonunda çantam ağırlaştı ki kuluncum için kırmızı alarmdır bu. Alarmım kırmızı, hava yumuşak, yerler beyazca. Haftaya tekrar fuara giderim inşallah. *** Kimi standlardan fotoğraflar; İnsan: i.hizliresim.com/k03aDq.jpg Ketebe: i.hizliresim.com/NG6doa.jpg Turkuvaz: i.hizliresim.com/YV2ay2.jpg Yeditepe: i.hizliresim.com/8X03On.jpg Metis: i.hizliresim.com/agJaA4.jpg
··
215 görüntüleme
Fâtih okurunun profil resmi
Yazını seninle adeta hemhal olarak heyecan ve dikkatle okudum,keşki bizim için de Üsküdar birkaç vesayetle ulaşılabilecek yakınlıkta olsa :) Burda haftaya Karadeniz Fuarı var ama yazıda sözünü ettiğin kıymetli yazarların esamesi okunmuyor.Kıytırıktan bi fuar işte. Son son tekrardan İstanbul'da yaşamaya başlayacağım :) 2 sene önce 2.5 seneye yakın ordaydım da şimdiki aklım yokdu :) Kalemine kuvvet abi selametle
erhan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim reis. Tez vakitte buluşursun inşallah hepsiyle. Hem sen membağındasın biliyoruz, nice hocalar geliyordur oralara :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Zeynep okurunun profil resmi
Ökten hocanın söyleşisini çok güzel anlatmışsınız. benim de çok istifade ettiğim ayrıca çokça etkilendiğim bir söyleşi oldu. dinledikçe dinleyesi geliyor insanın. üslubu, ses tonu, diksiyonu, hitabeti, seçtiği kelimeler... her şey o kadar hoştu ki. her dakikası çok kıymetli bir söyleşiydi. Eminim söyleşiye katılan herkesin ufkunu açmış, birçok şeye teşvik etmiştir.
erhan okurunun profil resmi
Ben de öyle düşünüyorum. Bir de imza vereydi iyiydi ama buna da şükür.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.