Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İslam'ın Bilinçaltında Kadın

Fatima Mernissi (Fetna Ayt Sabbah)

İslam'ın Bilinçaltında Kadın Gönderileri

İslam'ın Bilinçaltında Kadın kitaplarını, İslam'ın Bilinçaltında Kadın sözleri ve alıntılarını, İslam'ın Bilinçaltında Kadın yazarlarını, İslam'ın Bilinçaltında Kadın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
boşalırken bile arab'a benzetilen kadınlar :(
"Bil ki, kadınlar boşalma konusunda üç kategoriye ayrılırlar: Hızlı, yavaş ve orta hızda boşalanlar... Uzun boylu ve zayıf kadınlar hızlı boşalır, kısa boylu ve dolgun olanlar da yavaş. Meme ucu sert ve çıkıntılı olanlar hızlı, bodur ve yuvarlak memeli olanlar yavaş boşalır... Kadında boşalmanın belirtisi gözlerindeki değişikliktir: Uykulu bir Arap tavşanının gözleri gibi incelir. O an geldiğinde yüzünün ve bakışlarının donup kaldığı da olur. Bazen de tüyleri diken diken olur, alnı terler, kasları gevşer ve utandığı için eşinin bakışlarıyla karşılaşmaktan kaçınır. Çoğu kez boşalma sırasında titrer, nefesi hızlanır, yüzünü gizler ve duyduğu haz arttıkça dölyolunu açarak erkeğe yapışır. Bil ki, bütün bunlar boşalmanın belirtileridir."
Oysa İslam'ın Tanrı'sı son derece kıskançtır; bütün bedeni ve ruhuyla kendilerini Tanrı'ya adamaları gereken müminlerin dikkatini dağıtabilecek en küçük bir tehdidi derhal mahkum eder. Tanımı gereği, İslamlık itaattir; Tanrı iradesine itaattir. Bu iradeye başka birini ortak etmek, aynı coşkuyla Allah'tan başka birine hizmet etmek en büyük günahtır.
Reklam
II. surenin 223. ayetinde de cinsel eylemin tek yanlı bir eylem olduğu açıkça ortaya konur: Kadınlarınız sizin tarlanızdır: tarlanıza dilediğiniz gibi varın. Bu surede kadını tanımlayan onun işlevi ve erkekle olan ilişkisidir. Kendi varlığına göre değerlendirildiğinde kadın topraktır, taşınmaz maldır, yani cansızdır. Erkeğin özüyle kadının özü üç boyutlu bir mekana açılır; her birinin bir konumu, bir dinamiği (ya da dinamik yokluğu) ve belli bir yönelimi vardır; bütün bu öğeler, erkeğin özüyle kadının özünü değişmez ve belirleyici bir hiyerarşik ilişki içinde hem tanımlar hem de karşı karşıya getirirler: Dikey/yatay; hareketli-canlı/hareketsiz-cansız; iradeli/ iradesiz.
Müslüman olsun olmasın, hiçbir teokraside gerçek kadına yer yoktur.
Her tür ayırma ve ayrım kendi içinde belli bir miktar şiddet taşır.
Sayfa 9 - Ayrıntı
imamlar kadını ya zevk nesnesi olarak görürler (dinsel erotik söylem) ya da yasa öznesi olarak (ortodoks söylem).
Sayfa 32 - Ayrıntı Yayınları İkinci Basım Mart 1995Kitabı okudu
Reklam
Müslüman edebiyatın zenginliğine karşın İslam, modern kadından "söz edebileceği" bir dili henüz yaratmamıştır:
Sayfa 25 - Ayrıntı Yayınları İkinci Basım Mart 1995Kitabı okudu
169 syf.
·
Puan vermedi
Teokrasi düzeninde gerçek kadına yer yoktur.
Fatıma Mernıssı’den daha önce Peçenin Ötesi isimli kitabı okumuştum. Çarpıcı noktaları olan bir kitaptı. Önemli bulduğum birkaç noktaya değinmeye çalışacağım. Ortadoğulu kadın sosyologları okumanın bir sürü avantajı var zannımca. Ana dilleri Arapça ve İslam dünyasını Türklerden daha iyi tanıyorlar. Bir kadın penceresinden İslama bakmak ise daha da
İslam'ın Bilinçaltında Kadın
İslam'ın Bilinçaltında KadınFatima Mernissi (Fetna Ayt Sabbah) · Ayrıntı Yayınları · 199535 okunma
Insanlar arasındaki eşitsizlik, tanrısal iradenin bir sonucu olduğu için dokunulmazdır; yanısıra, bu konuda tanrısal iradeyi bozma çabaları küfür sayılmalıdır. Eşitsizlik temeline dayanan bir ilişkiyi tartışma konusu yapmak, tannsal bir tasarıyı bozmaktan başka bir anlam taşımaz. Kölesine yaklaşmaya, eşitliği sağlamak için kendi servetini onunla paylaşmaya yeltenen bir efendi, Tanni iradesine karşı gelmiş, onun tasarısını altüst etmiş olur: Allah rızıkta, kiminizi kiminize üstün kildi; üstün kılınanlar, rızıklarını ellerinin altında bulunanlara onda eşit olacak şekilde çevirip verici değildirler. Şimdi Allah'ın nimetini inkâr mu ediyorlar" Nahl -71
Enbiya suresi
Dünyayı belli bir düzene sokan ve bu dünya üstünde kurulacak ilişkileri belirleyen dinsel söylem gerçekliğin, meşruluğun ve dolayısıyla iktidarın kaynağıdır. Erkek cinsiyetindeki Tanrı'nın tekelinde olan bu söylem insanlara dolaylı olarak, aracılar yardımıyla, yani ayrıcalık tanıdığı insanlardan, hepsi de erkek cinsiyetinde olan peygamberlerden yararlanarak seslenir: Biz, senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında peygamber göndermedik.
Reklam
Müslüman hukukçuların, kutsal yasayı hazırlarken hiyerarşik bir İslam sisteminden yana tavır takındıkları görülür; bu hiyerarşi içinde kadın, altta bulunan öğeyi temsil eder; o tümüyle iktidarın dışındadır ve yasa tarafından yetkili kılınan kişinin, yani kocasının iradesine boyun eğer. Ne var ki, biçimi iyiden iyiye belirginleşen bu sistemi, bu piramidi inşa edebilmek için kadını, mümin olmaktan doğan ve Tanrı önünde erkekle eşdeğer tutan ay- ncalıklarından koparmak gerekir. Hukukçular derhal kollari sıvarlar; kadınsallığı parçalara ayırıp cinselliği ön plana çıkanırlar. Bundan böyle kadın, her şeyden önce cinsel bir nesne olarak görülmelidir. Onun abartılmış cinselliği, müminlik boyutunun üstünü örter.
Islam, kültürel anlamda kendi yapsını oluştururken duygusal bir kavramı, hayranlığı (ibadet) merkez alır. Duygusallık, sistemin kilit taşıdır; organik ve yapısal bakımdan iktisadi sisteme bağlıdır. Ortodoks Islam söyleminde mümin, Tanrı karşısında hay- ranlık duymayı bir görev saymalıdır; Tanrı, bu görevi yerine getirenleri ödüllendireceğine, onları maddi zenginliklere kavuşturacağına söz verir. Duygusallık ve iktisadi sistem, organik bir ilişki içinde birbirine eklemlenmiştir.
Sayfa 94
İktidar olgusunun var olabilmesi için egemen olmayanın kimi niteliklerinin yok edilmesi gerekir; oysa, yok etme işlemi öncesinde, egemen olacak olan ve olmayan ayni nitelikleri paylaşmaktadır. Kadının nesneleştirilmesi, ataerkil egemenlik stratejisinin baş koşulu olduğu için yaşanması zorunlu bir süreçtir. Mülkiyet, iyelik, yani egemen tasarruf hakkı kavramının ortaya atılabilmesi, yalnız ve yalnız sahip olunan öğenin her tür iradeden ve karşıt-iktidar kapasitesinden yoksunlaştırılması koşuluyla mümkündür.
Sayfa 66
Bir kadının para kazanması bile, kendi başına ataerkil hiyerarşinin yadsınmasıdır, Kuran'da geçen bir ayete göre kadınlar itaat etmek zorundadır, çünkü erkekler onların bakımını üstlenmişlerdir: Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde "sorumlu yöneticilerdir.
Sayfa 27
168 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.