Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslamın Yayılış Tarihine Giriş

Ebulfazl İzzeti

İslamın Yayılış Tarihine Giriş Gönderileri

İslamın Yayılış Tarihine Giriş kitaplarını, İslamın Yayılış Tarihine Giriş sözleri ve alıntılarını, İslamın Yayılış Tarihine Giriş yazarlarını, İslamın Yayılış Tarihine Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sömürgecilik ve Hıristiyanlık
Sömürgeciliğin tarihi, Hristiyanlıkla emperyalizm arasındaki işbirliğinin tarihidir. Kolonizasyon sürecinin son dönemlerinde tanık olunan olaylar da bu işbirliğinin, savunmasız halkların sömürülmesi doğrultusunda nasıl etkin bir biçimde kullanıldığını kanıtlamaktadır. «Onaltıncı yüzyılda İspanyol ve Portekizliler, fetih yoluyla sömürüye, yağmacılığa dayanan açık bir politika benimsemişlerdi; Yeni Dünya bu politikayi mantıki sonuçlarına doğru zorladı: bir papalık fetvasıyla bu iki güç, yeni keşfedilen toprakları aralarında paylaşıp sahiplendi ve bu ülkelerin gerçek sahiplerini boyunduruk altına aldılar», «Yüzyılın sonlarına doğru İngilizler de büyük bir iştahla bu yağmaya katıldılar; ve Amerika kıtasında kendi tekellerinde bağımsız bir sömürü alanı elde edinceye kadar her bakımdan tam korsanlar gibi davrandılar. Kabul etmek gerekir ki, Almanlar, Fransızlar, İtalyan ve Belçikalılar bu yarışa daha sonra katıldılar; ve bunun acısını tezelden çıkarmak için de çeşitli ülkeleri eşi görülmemiş bir insafsızlıkla yağmaladı, iliğini-kemiğini emdi ve köleleştirdiler». Bu sonrakilerin papalık fetvasına da ihtiyaçları yoktu; çünkü öncülerinin gördüğü olumlamaya bakarak, sömürgeci eylemlerinin, papalık ve kilise babalarınca mutlak anlamda bütünüyle kutsanmış olduğundan hiç kuşkuları yoktu.
Sayfa 221
Modern Zamanlarda Hıristiyanlık Sömürgecilikle İkiz Gibidir
Modern zamanlarda İslâm, ulusal mücadelelere, özgürlük, bağımsızlık hareketlerine ya doğrudan doğruya katılmış ya da bu alanda başlıca yüreklendirici, uyarıcı güç olarak etkili olmuştur. Cezayir bağımsızlık hareketi bunun en özgün örneğidir. İslâm'ın bu tavrıyla karşılaştırıldığında Hristiyanlık her zaman sömürgeciliğin ikiz kardeşi olarak, özgürlük, bağımsızlık hareketlerinin karşısında yer almıştır. Zaten sömürgeci güçler, yoksul halkların sırtına her zaman bir ellerinde silah, ötekinde İncil tutarak çöreklenmişlerdir.
Sayfa 218
Reklam
Avrupa'nın Afrika'ya Götürdükleri
Orada yerleşip, bütün doğal kaynaklarını sonuna kadar yağmalayıp kurutuncaya kadar uzun bir süre harâmilik yaptıktan sonra, artık herşey için çok geç kalındığı bir dönemde Hristiyan ulusların Afrika için yapmaya çalıştıkları ya da yapar göründükleri küçük hizmetleri, İslâm'ın kuşatıcı, müşfik nüfûzu karşısına koymak, umutsuzcasına girişilmiş
Sayfa 172-173
Hıristiyanlığın Ortaya Çıkardığı Sorunlara Çözüm Umudu: İslam
Modern çağlarda da İslâm'ın nitelikleri, insanları büyülemektedir. Denebilir ki, Engizisyon, dinsel ve ırksal ön-yargı, Bolşeviklik, alkol, boşanma, ırkçılık, sömürgecilik, uyuşturucu düşkünlüğü, ahlâki kayıtsızlık, taşkın serbestlik, intihar gibi iç karartıcı olgulara ve düşkünlüklere Hristiyanlık yolaçtığına göre; Hristiyanlığın kişiliğinde bütün bunlara karşı çıkarılabilecek her türlü iyi ve olumlu değer İslâm'ın içinde aranmalıdır (78). (78) G.W. Bury, Pan-Islam (London, 1919), p. 189 ve devamı, E. Bolus'un The Influence of Islam (1932) adlı ktiabından aktarma, p. 17
Sayfa 171
İslam'ın Bir Başka Cazibesi: Irk ve Renk Ayrımcısızlığı
Irk ve renk ayrımı gözetmeyen İslam, mübtedilerdeki (dine yeni bağlananlar) aşağılık duygusunun kökünü kazımaktadır. Yerlilerin özsaygıları ve onur duyguları, Afrikalı Müslümanlar arasında kardeşliğe ve eşitliğe gösterilen dikkat ve özenle pekişmektedir. Amerika'da İslâm siyah halka, Hristiyan ortamın veremediği bir ait olma duygusu,
Sayfa 168-170
İslam'ın Yayılmasına Katkı Sağlayan Bir Etken: Kardeşlik
İslâm'ın bir diğer ilkesi, ona bağlı olanlar için haklı bir onur kaynağı durumundadır. Bu da, bütün üyelerini bir tek bütüne bağlayan kardeşlik duygusudur. İslâmî kardeşlik tek başına gerçek bir başarıdır. «Bu ilkenin camideki yansıması gerçekten büyük bir zafer parlaklığı gösterir: dilenci, çöpçü ve prens yanyana ibadet ederler orada»,
Sayfa 166-167
Reklam
İslam'ın Koyduğu Bazı Ahlaki Sınırlar Dine Girişi Önlemiştir
Öte yandan İslâm'ın koyduğu ahlakî sınırlandırmalar, İslâm'a dönmenin getireceği bazı ahlaki yaptırımları göze alamıyan insanlar için yıldırıcı oluyordu. Sözgelimi İslâm Hukukunun alkollü içkileri yasaklaması, bu dinin Rus halkı tarafından geniş ölçüde benimsenmesi önünde başlıca engel durumundaydı. Rusya Hristiyan kaldı; çünkü
Sayfa 160-162
Afrikalı Bir Kabilenin Müslüman Olmasıyla Yaşanan Değişim
Ondokuzuncu yüzyılda yaşamış Batılı bir yazar İslâm ahlâkının siyah Afrika'lı üzerindeki etkisinden hayranlıkla sözeder: «İlk kez bir zenci kabilesi tarafından benimsendiği zaman, İslâm'ın etkisi, bir bütün olarak bakıldığında haklı hiçbir kuşkuya yer bırakmaz. Çoktanrıcılık hemen hemen anında yokolur; büyücülük, beraberindeki kötülüklerle birlikte zaman içinde silinip gider; insanın kurban edilmesi bütünüyle geçmişe gömülür. Genel ahlaki yükselme hemen göze çarpmaktadır; yerliler bütün tarihleri boyunca ilk kez giyinirler, hem de temiz ve düzgün bir biçimde. Pasaklılık, pejmurdelik yerini kişisel temizlik eğilimine bırakır; konukseverlik dinsel bir görev durumuna girer; sarhoşluk kural olmaktan çıkıp bütünüyle bir istisna olur... dürüstlük ve saflığa en yüce erdem gözüyle bakılır ve giderek gerçekten en yaygın erdemlerden biri hâlini alır. Bundan böyle artık, eskinin tersine tembellik kınanan; çalışkanlık, yapıcılık yüceltilen davranışlar olarak tanımlanır. Suçlar artık, kabile şefinin keyfi kaprisleriyle değil yazılı bir yasayla değerlendirilir - bu, bir kabilenin gelişmesinde, değeri herkesce doğrulanan çok önemli bir adımdır. Cami, bütün toplumsal etkinlikler için merkez durumundadır artık; mimarlık yanıyla da Zencinin gözünde, şimdiye kadar sahip olduğu bütün öteki yapılardan her bakımdan daha yüksek bir öneme sahiptir. Edebiyat için büyük bir susuzluk başgösterir; doğal olarak Kur'an’ın yorumlanması alanında olduğu gibi bilim ve felsefe alanında da benzer bir susuzluk hissedilir yerliler arasında»
Sayfa 155
Hıristiyan Teolojisine Bir Eleştiri
Hristiyan mitolojistler ise bize Şeytanın Kadir-i Mutlakla savaşa giriştiğini, Allah'ın onu yenerek sonunda -bu sefer bir dağın altında değil- bir çukura hapsettiğini anlatmaktadırlar. Bu durumda ilk efsanenin ikincisini esinlediğini görmek işten bile değil; çünkü Jüpiter efsanesi Şeytan hakkında anlatılan efsaneden yüzlerce yıl önce
Sayfa 94-97
Bir Batılı Bilginin İslâm'ın Yayılışı Hakkında Değerlendirmesi
«Bir çokları, İslâm zaferinin niçin bu hızlı ve bütünlük içinde gerçekleştiği sorusuna yanıt aramıştır. Niçin milyonlarca insan İslâm dinini benimsemiş olduğu halde, İslâm'dan dönen pek olmamıştır? Niçin Hristiyanlığı benimseyen bir tek Müslümana karşılık binlerce Hristiyan, Müslüman Müslüman olmaktadır? Bazıları İslâm'ın o ilk taşkın
Sayfa 57-58
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.