Bir coğrafyayı sahiplenen milletlerin ilk yaptıkları iş, kendilerine özgü bir damga olmak üzere yine kendi sözcüklerinden o coğrafyaya bir kimlik giydirmek olur.
Toprak, ancak ad verilerek sahiplenilir ve mekanlar el değiştirdikçe daha köklü değişimlere uğrarlar. Yaşlı tarih, dünyanın pörsüten yüzüyle birlikte nice kentler eskitmiş; nice uygarlıkları aynı coğrafyada, aynı mekanda üst üste dosyalamıştır.
Antik kentlerin pek azı bugün hala kent konumunu sürdürmektedir.
İstanbul gibi...
Ama artık onun adı Constantinepol değildir...
(Arka Kapak)