Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul - Dersaadet

Münevver Ayaşlı

En Beğenilen İstanbul - Dersaadet Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen İstanbul - Dersaadet sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İstanbul - Dersaadet kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
moda
Kadıköy’den bir karış ötede Moda’da büsbütün başka bir hava eser. Mağrur, kendini beğenmiş, Kadıköy’ü ve Kadıköylüleri küçük gören snop Moda.
Sayfa 251 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Yahudi bankacılığı| Haçlı Seferleri
İslâm’a karşı gelmek için Avrupa Yahudilerinden yüksek faizle para alıyorlar ve hemen hemen bütün Haçlılar Yahudilere borçlu olarak bu seferlere katılıyorlardı. İşte sonradan bütün dünyaya hâkim olan Yahudi sermayesinin ve Yahudi Bankacılığının nüvesi*, Haçlı Seferleri sayesinde inkişaf ediyordu.
Sayfa 37 - *bir şeyin özüKitabı okudu
Reklam
Dem bu dem Devran bu devran Mest-i hayranız bugün Terk-i hestî eyleyen âşıklarız Geldik bugün…
Sayfa 5 - Timaş Yayınları 4.BaskıKitabı okudu
Siyonist~ Sami (Samuel) M. Günzberg
Osmanlı Hanedanı'nda II. Abdülhamid, Vahidettin, Mahmud Şevket Paşa; Türkiye Cumhuriyeti döneminde ise Atatürk, İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Makbule Atadan'ın diş hekimliğini yaptı.
Meşhur Fransız şair, edip ve mütefekkiri "Jean Cocteau" son kitaplarından birinde İstanbul'dan "Sahipleri tarafından terk edilmiş, boş bir ev" olarak bahseder
Napolyon Kompleksi
Bu genç İttihatçıların, sultanlarla veya Mısırlı prenseslerle evlenmek isteyişlerine ben “Napolyon kompleksi” diyorum. Napolyon’un, sevgili karısı Josephin’i bırakıp da ille büyük bir aileye, büyük bir hanedana damat olmak, mensup olmak istemesi ve Avrupa’nın en büyük hanedanı Habsburglardan bir kız alması hep duyduğu aşağılık kompleksinden ileri geliyordu ve “Ben meşru imparator değilim, hiç olmaz ise evlatlarım, oğlum, anadan meşru bir aileden olsun” istiyordu.
Sayfa 255 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Jean Cocteau
İstanbul için, “sahipleri tarafından terk edilmiş eve benziyor” der.
Sayfa 137 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Müslümanlar fethettikleri şehirlerin en büyük kiliselerini harap etmek değil, fethin en büyük hakkı ve şahidi olarak, camiye tahvil ederlerdi…
Sayfa 17 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Osmanlı Mimarisi
Falih Rıfkı Bey’e der ki, “Böyle bir tarz-ı mimarî, dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bu mimarî ne Türktür, ne Frenk … Bu mimarîye biz ‘Zarifi’ mimarisi diyelim.”
Sayfa 259 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Bizde restorasyon olmuyor da bir kalıp değiştirme, asaletten adiliğe doğru bir gidiş, bir değişme oluyor.
Sayfa 67 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Annem ve teyzem Selanik'i çok iyi bildikleri gibi, dönmeleri ve dönme âdetlerini de pek iyi bilirlerdi. Selanik'te hiçbir dönmeye "bey" denmez, "efendi" denirmiş. İstanbul'a gelince haliyle bu âdet ve anane tarihe karışıyor, hepsi "bey" ve "hanımefendi" demeye ve Türklerle evlenmeye başlıyorlar ki, Selanik'te iken bu kabil değil, imkânsız. Türkler ne dönme kız alırlar ne de kızlarını dönmeye verirlermiş. Valide merhume, "Allah aşkına şu İstanbullulara bak, bizim "efendi" dediğimiz bütün dönmeleri İstanbullular "bey", "beyefendi" yaptılar" derdi.
Sayfa 178
“Osmanlı kültürünün mümeyyiz vasfı ne idi?” Diye sorulacak olunursa, verilecek cevap, “yaşama bilgisi, yaşama sanatı” olacaktır. Osmanlı Türkleri kadar, güzel yaşamanın zirvesine çıkmış başka millet bilmiyorum. Başka milletler Türklerin güzel yaşatmalarına yaklaşamamışlardır bile..
Sayfa 245 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
Hem Batı'ya varamamış, hem de yerinden fırlamış.. Bu hal ise Garplılaşmak değil de garipleşmek olmuş..
Sayfa 89
gelmişken ağaç dikeyim demiş kral
Hatta tarihe çok meraklı, Moda’daki küçük İngiliz kilisesinin “Chapelle” in eski rahibi, o nefis Moda Burnu’ndaki sakız ağaçlarını Ortaçağ’da Haçlı seferleriyle İstanbul’a gelen İngiliz Kralı Aslan Yürekli Rişar’ın bizzat diktiğini iddia ederdi.
Sayfa 251 - Timaş Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.