Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul Nasıl Eğleniyordu?

Refik Ahmet Sevengil

İstanbul Nasıl Eğleniyordu? Sözleri ve Alıntıları

İstanbul Nasıl Eğleniyordu? sözleri ve alıntılarını, İstanbul Nasıl Eğleniyordu? kitap alıntılarını, İstanbul Nasıl Eğleniyordu? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadın düşmanı padişah
58 yaşında tahta çıkan, yaşlılıktan erkekliği gitmiş, sarayda tek başına yaşamaktan sinirleri bozulmuş, titiz, aksi, berbat bir adam olan Sultan III. Osman aşırı derecede bir kadın düşmanıydı. Sarayda bulunan yüzlerce kadından hiçbirisiyle karşılaşmamak için kocaman gümüş çivili ayakkabı giyerek dolaşır, saray dehlizlerin de taşların üstünde yürürken ayakkabısının çıkardığı gürültü, gelişini çevresindekilere duyurmuş olurdu. Yol üstünde bulunup da bu sesi duyan kadınların her biri bir köşeye saklanır, böylece padişah hiçbir kadına rastlamadan dilediği yere giderdi. Sultan III. Osman kadınlara olan bu düşmanlığını saray dışında da açığa vurmuştu. Haftanın üç günü padişahın gezintisine ayrılmıştı. Bu günlerde kadınların sokağa çıkmaları yasaklanmıştı.
Sayfa 185 - Alfa Yayınevi
Eski Türklerde hayvanlara karşı acıma ve sevecenlik duyguları pek derindir. Hemen her evde evcil hayvan bulundurulur, beslenir, bakılır, yetiştirilirdi. Hayvanların soylarını düzeltmek ve iyi cins hayvan yetiştirmek için zaman ve emek harcayanlar önemli bir sayı oluşturacak kadar çoktu. Ulaşım işlerinde kullanılan hayvanlara herhangi bir kimsenin eziyet ettiğini görenler son derece sinirlenir ve öfkeye kapılırlardı.
Sayfa 113 - Alfa Yayınevi
Reklam
Bunu Fatih görse mezarında ters dönerdi herhalde
Üçüncü Sultan Ahmet çoğunlukla geceleri Hünkar sofa­sında, balkonda süslü ve görkemli tavanın altında yumuşak yastıklar içinde yarı yatmış bir halde oturur, sadrazamı, şa­irleri ve dalkavuklarıyle rakı içerdi. Hünkar sofasında ünlü ve yetenekli müzisyenler seçkin fasıllarla müzik yaparken güzel sesli, güzel yüzlü güzel vü­cutlu genç kızlar tatlı ezgilerle padişahın canına can katarlardı.
Asırlardır değişmeyen zihniyet!
Kadınların toplumsal yaşama karışmaları da çoğu kez iyi görülmez, dedikoduları ve dokunaklı sözleri doğururdu. Toplumsal yaşam deyimiyle anlatılmak istenen kuşkusuz ki “iş hayatı" değildir. Sadece sokakta dolaşmaktan, mesireye gitmekten söz ediyoruz.
Sayfa 171 - Alfa Yayınevi
Eski şenliklerde dans önemli bir seyirlik oyundu. Ancak bunu yaparken belli bir ustalığa sahip olmak gerekirdi. Kadın dansçılara verilen bir isim olan çengi, bir çeşit arp olan "çenk" adlı çalgıdan gelmektedir. Dans ederken çalparalarını şakırdatan çengilerin yanısıra parmaklarının uçlarındaki çini tabakları döndürerek oynayan kâsebazlar da şenliklerin vazgeçilmez tipleriydi.
Alfa Yayınevi
“Gece kadın başına dışarıda ne işi varmış?”ın farklı bir versiyonu
Sokaklarda Müslüman kadınların erkeklerle birlikte arabaya binmeleri yasaktı. Gezinti yerlerinde ahlaksızlık olmamasına sözde özen gösteriliyordu. Ramazan gecelerinde Müslüman kadınların, "Kalabalık oluyor, fesat muhtemeldir" diye Şehzadebaşı'ndan geçmeleri yasaklanıyordu. Sokakta herhangi bir nedenle biraz göz alıcı bir biçimde giyinmiş ve süslenmiş olan bir kadının saldırıya uğrayacağı kesindi. Bu gibi kötü davranışlar haklı ve doğal görülüyordu.
Sayfa 247 - Alfa Yayınevi
Reklam
Tarih kitaplarımız, eski padişahların gerekli gereksiz, vakitli vakitsiz yaptıkları savaşların sıralamasından ibarettir. Toplumsal hayat ne yazık ki bunların sayfaları arasında yer bulmamıştır.
Sayfa 19 - Alfa Yayınevi
Dördüncü Murat, içki ve keyif verici maddelere düşman, fakat kuvvet oyunlarına tutkun bir pehlivandı. Çoğu kez ha­remde eğlenirken dev gibi iri cüsseli silahtarını çağırır, koç­ yiğit delikanlıyı bir eliyle kuşağından yakalayıp havaya kaldırır, başının üstünde tutarak has odayı döndürürdü. Son­ra nasıl kaldırmışsa yine öyle sessizce indirip silahtarı ye­re bırakır, kolunda hiçbir ağrı duymazdı.
Kumar, oynayanlardan çok oynatanlar için güvenceli bir ­ kazanç yoludur. Kumar oynayanların kazanmaları muhte­meldir. Fakat her kazananın karşısında bir yitiren vardır. Oysaki her kim kazanırsa kazansın ortada dönen, oyuncula­rın ceplerine girip çıkan paranın tümünden pay alan kumar­hane sahibi zarar etmeden kazanan tek adamdır.
Reklam
Yeni bir ticaret: Çamaşırcı dükkanları
Bu dükkânlarda çamaşır yıkayanlar doğal olarak kadınlardı. Çamaşırlarını dışarıda ücretle yıkatmak durumunda bulunan lar da yine doğal olarak bekâr erkeklerdi. Mahalle aralarında iş yapmaları yasaklanan genel kadınlar, şurada burada, kıyıda bucakta çamaşırcı dükkânı açıp leventlerle ilişki kurmuş, alışverişe girişmişlerdi. Çok kez eski genelevi patronları bu dükkânlarda tezgâhtarlık görevi yapıyor, ellerinin altında her cinsten siparişe göre, taze, işinin ustası, becerikli kadınlar bulunuyor, bunlar bazen çamaşır yıkamakla uğraşıyorlar, bazen de yorgunluklarını dev yapılı leventlerin çelik gibi göğüslerinde dinlendiriyorlar, çalışırken de dinlenirken de kazanç ve kârdan vazgeçmiş olmuyorlardı.
Sayfa 37 - Alfa Yayınevi
Ecdad parlak oğlanları pek severdi
Meyhaneciler, içkicilere hizmet edecek gençleri, güzel olanlar arasından seçerlerdi.
Sayfa 246 - Alfa Yayınevi
Acı gerçek
Zaman zaman okuyup yazan, düşünsel yaşamda yer sağlayan, sivrilen ve hüner gösteren kadın şairler, kadın hattatlar, kadın sanatçılar da görülmemiş değildir. Fakat bunların sayıları yüzyıllara bölünürse şaşılacak derecede küçük bir sonuç elde edilir. Genellikle kadın, kalın duvarlar arkasında sonsuza dek oturmakla görevlendirilmiş bir çocuk makinesi ve cinsel tat alma aracı durumundaydı.
Sayfa 171 - Alfa Yayınevi
Üçüncü Murat da babasından daha güçlü iradeli bir adam değildi. Tahta çıkışının ilk yılı sonunda meyhane açıl­ması hakkındaki yasağı İslam mahalleleri için uygulamış, böylece gayrimüslimlerin oturdukları yerlerdeki meyhanelere dokunulmamasını ferman etmişti (1577). Böylelikle içkiye alışkın Müslümanlar, gayrimüslimle­rin oturdukları mahallelere gitmekle ihtiyaç ve isteklerini giderme olanağını buluyorlardı.
Karagöz oynatacak kişinin aynı zamanda eli çabuk ve becerikli olması gereklidir. Çünkü ilk sahnelerde çoğu kez perdede yalnız Karagöz'le Hacivat görünsede, bazı sahnelerde kişiler oldukça çoğaldığı için bunların tümünün değneklerini aynı zamanda iki elin parmaklarıyla tutup yönetmek önemli ve ince bir iştir.
Sayfa 98 - Alfa Yayınevi
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.