Eskiden evler de sandıklar olurdu da insanlar manevi değeri olan eşyalarını içine koyar, zaman zaman da o sandıkları açıp maziyi yâd ederlerdi.
İstanbulcunun Sandığı da böyle bir kitap .
İskender Pala sandığını açıyor ve sandığın içinden etrafa İstanbul'un adları, fetih, İstanbul'da ilk kahvehaneler, ilk güzellik yarışması, eski şiirimiz, Ayyaşlar Bayramı, yazarın İstanbul'la tanışması vs. saçılıyor.
Kitapta eski İstanbul'a ait bol bol resimde bulunurken başlıkların altına yazılan, İstanbul aşığı yabancı yazarların sözleri de dikkat çekici.
Siz de eski İstanbul'un havasını solumak, Keçecizade İzzet Molla ile Göksu Nehri'ne gitmek, Nedim ile Sa'dabad'de dolaşmak isterseniz kitabı okuyabilirsiniz.