Doğuştan kör olan bir çocuk, biri ona söyleyene dek kör olduğunu bilmez. O zaman bile, körlüğün ne olduğunu, ancak akademik tanımıyla kavrayacaktır. Ne kaçırdıklarını, sadece bir zamanlar görüp sonradan kör olanlar bilirler.
İnanın, dünyanın her yerinde geçerli olan gerçeklerden biri de şudur: Ölen her ihtiyarın yerini yenisi alır ve iyi bir hikaye asla ölmez; kuşaktan kuşağa aktarılır.
"...Bulduğun şeyleri de bulmamış gibi yapamazsın, değil mi? Bazı odaların kapıları kilitlidir ama her zaman anahtarlar vardır… Anahtarlar her zaman vardır."
"Sonbahar geldiğinde kuşlar da böyle hissediyor olmalı. Bir şekilde… eve uçmaları gerektiğini bilirler… Bu bir içgüdü tatlım… Ve inan bana, özgür iradeyle ilgili ne söylersek söyleyelim, dürtülerin çelik gibi parmakları vardır. Bazı dürtülere hayır demenin yegane yolu, silahı alıp beynini uçurmak veya boynuna ilmeği geçirmektir. O seçeneği değerlendirmeyi reddedemezsin çünkü ortada, aslında seçenek falan yoktur. Elinde sopayla sana doğru fırlatılmış hızlı bir topun karşısında durmak gibi. Topun sana çarpmasını engelleyemezsin.
"Eğer edebiyat ve siyaset bir gün birbirinin yerine geçebilecek şeylere dönüşürse gidip kendimi vururum çünkü başka ne yapabilirim bilmiyorum. Siyaset her zaman değişir. Hikâyeler değişmez."
"...bugün sahip olduğum her şeyi, elde ettiğim her şeyi, bir şekilde o zaman yaptıklarımıza borçluyum. Ne ekersen onu biçersin. Bedelini ödeme zamanı geldi. Belki bu yüzden Tanrı bizleri önce çocuk olacak şekilde tasarlamıştır; en önemli dersi öğrenene dek defalarca düşüp kendimizi yaralayacağımızı bildiği için. Ne alırsan bedelini ödersin, ancak bedelini ödediğin şeyin sahibisindir… Ve sonunda, sahip olduğun şeylerin acısını senden çıkarırlar."
"George'un yağmurluğunun sol tarafı, artık parlak kırmızıydı. Kanlar, çamurlu sulara karışıp sol kolunun içinde kaldığı mazgalın ızgarasından aşağı akıyordu. Parçalanmış giysilerin arasından, insanın gözüne batacak kadar parlak bir kemik parçası fırlamıştı. Oğlanın gözleri, bembeyaz göğe bakıyordu. Dave sokağa doluşmaya başlayan insanlara doğru yalpalayarak koşarken, yağmur damlaları George'un hâlâ açık olan gözlerine doldu."