Hayatım durmuştu. Nefes alabiliyor, yiyebiliyor, içebiliyor, uyuyabiliyordum; nefes almamak, yememek, içmemek, uyumamak elimden gelmiyordu. Ama hayat değildi bu, çünkü beni aklen tatmin edecek bir arzum yoktu.
Her insan, Tanrı’nın iradesiyle dünyaya gelmiştir. Ve Tanrı insanı öyle yaratmıştır ki, her insan kendi ruhunu mahvedebilir ya da kurtarabilir. İnsanın hayatındaki görevi, ruhunu kurtarmaktır.
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.