Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dennis Diderot'nun Hatırasına Üç Perdelik Oyun

Jacques ile Efendisi

Milan Kundera

Sayfa Sayısına Göre Jacques ile Efendisi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Jacques ile Efendisi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Jacques ile Efendisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
böyle buyurdu kundera
aşkın ne olduğunu öğretmek için tanklardan medet ummanız ne acı !
Duygular vazgeçilmezdir insanoğlu için, fakat başlı başına birer değere, hakikatin ölçütüne, davranışların meşruiyetine dönüşmeye başladıkları andan itibaren korkutucu bir kisveye bürünürler
Reklam
En soylu ulusal duygular, en korkunç zulümleri meşru kılmaya dünden hazırdır; yüreği lirik duygularla çarpan insanlar, kutsal aşk namına, gaddarlığa başvurmaktan geri durmazlar.
Hemen hepsi bir ağızdan konuşuyordu askerlerin; davranışlarının temelinde yatan unsur, zorbanın sadist arzuları değil, başka bir arketipin, aşkına karşılık bulamayanın arzularıydı: Neden bu Çekler (biz onlara sırılsıklam âşıkken!) bizimle yaşamak, bizim gibi yaşamak istemiyorlar? Aşkın ne olduğunu öğretmek için tanklardan medet ummamız ne acı!
Sayfa 10 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Kendimi tarif etmem gerekseydi, politikaya aşırı bulaşmış bir dünyada kapana kısılmış bir hedonist olduğumu söylerdim.
Diderot'da birbirlerinin lafına girerek romanın öykülerini anlatan beş anlatıcıya rastlarız: Yazarın kendisi (okuruyla muhatap olarak); Efendi (Jacques ile muhatap olarak); Jacques (efendisiyle muhatap olarak); Hancı Kadın (müşterileriyle muhatap olarak); ve Arcis Markisi. Birbirinden farklı bütün bu öykülerin dile getirilişinde kullanılan baskın yöntem -eşsiz bir ustalıkla yazılmış- diyalogdur. Anlatıcılar bu diyalogları birbirleriyle diyalog halindeyken dile getirirler (diyaloglar başka diyaloglarla iç içe geçer) öyle ki romanın bütünü, yüksek sesle telaffuz edilen başı sonu olmayan bir sohbettir.
Sayfa 15 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Reklam
Bunlara ilaveten bir anlayış farkı da söz konusudur: Vaiz Sterne'ün kitabı, inançsız ruh ile duygulara teslimiyet arasında bir uzlaşmadır, Victoria döneminin edepli koridorlarında Rabelais'ye özgü neşeye duyulan özlemdir. Diderot'nun romanı, ardan ve otosansürden azade bir özgürlük ve duyguların ardına saklanmayan bir erotizm patlamasıdır.
Sayfa 15 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Niyetim sanat eserlerinin dokunulmaz bekâretini müdafaa etmek değil. Şüphesiz Shakespeare bile başkaları tarafından yaratılan eserleri baştan kaleme almıştır. Fakat uyarlamamıştır, kendi varyasyonlarının temel konusu yapmak üzere başka eserlerden faydalanmış ve bu varyasyonların yüce üstadı kendisi olmuştur. Diderot, dizinden yaralanan, yük arabasıyla taşınıp, güzel bir kadın tarafından bakılan Jacques'ın öyküsünü Sterne'den ödünç almıştır. Bunu yaparken ne onu taklit etmiş ne de uyarlamıştır. Sterne'ün temel konusu üzerine inşa edilmiş bir varyasyon kaleme almıştır.
Sayfa 16 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Elbette Jacques ile Efendisi'nin bir uyarlama olmadığını söylemem gerek; bu benim kendi oyunumdur, kendi "Diderot varyasyonumdur" ya da, bir hayranlığın eseri olduğu madem ortada, bu benim "Diderot'nun hatırasına armağanımdır."
Sayfa 17 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Okuma yazma bilmez cahil bir köylüyü uşak tutup kendine, günün birinde vurdu kapıyı, düştü yola Don Quijote, düşmanlarıyla savaşmaya. Yüz elli yıl geçti aradan, Toby Shandy koca bir savaş meydanına çevirdi bahçesini, sabah akşam savaşçı gençliğinin hatıralarına sığındı, ve yanından bir an olsun ayrılmadı sadık uşağı Trim. Trim topallıyordu yürürken tıpkı Jacques gibi, Jacques da Trim'den on yıl sonra, efendisini güldürüp eğlendirdi yol boyunca. Jacques da, yüz elli yıl sonra, efendisi teğmen Lukaç'ı eğlendiren ve korkutan, Avusturya-Macaristan ordusunun askeri Jozef Şvayk gibi geveze ve inatçıydı. Otuz yıl geçmişti Şvayk'ın ardından, bir de bakmışlardı ki efendisiyle uşağı Beckett'in Oyun Sonu'nun, bir başlarına kalıvermişlerdi dünyanın bomboş sahnesinde. Bitmişti yolculuk. Uşak ile efendisi bütün modern Batı tarihini baştan sona arşınladılar. Prag'da, o büyük elvedanın şehrinde, giderek uzaklaşan kahkahaları kulaklarımdaydı. Hani vurulur ya insan dokunsan kırılacak şeylere, fani şeylere, zincire vurulmuş şeylere, ben de öyle vurulmuştum o kahkahalara, aşkla, sızıyla.
Sayfa 19 - Bir varyasyona girişKitabı okudu
Reklam
Bak benim aklım asıl neye ermiyor biliyor musun, sen yukarıda yazıyor da ondan mı itin önde gidenisin, yoksa bakmışlar yukarıdan, görmüşler ki itin önde gidenisin, ondan mı öyle yazmışlar? Hangisi sebep, hangisi sonuç acaba?
Tüm insanlık kötü şairlerden teşekküldür! O halk dediğiniz şey, fikri olsun, zevki olsun, hissiyatı olsun, toplanmış bir avuç kötü şairdir!
Tüm insanlık, kötü şairlerden teşekkülldür! O halk dediğiniz şey, fikri olsun, zevki olsun, hissiyatı olsun, toplanmış bir avuç kötü şairdir!
Bəşəriyyəti sorğulayıram...
Jacques: Üzülüyor ama insan biliyor musunuz? Efendi: Neye Üzülüyor? Jacques: Yaratıcınız hakkında böyle kötü düşünmenize Efendi: Yaratıcıyı yapıtıyla yargılıyorum ben Jacques: Bizi yaratan üstadı sevmemiz gerek bana kalırsa. Seviyor olsaydık daha mutlu olurduk. İçimiz daha bir huzurlu, kendimizden daha bir emin olurduk. Ama siz tutmuş daha iyi bir yaratıcı istiyorsunuz. Yaratana sövmek dedikleri anca bu kadar olur Efendim
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.