Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlıcılık, Erken Arap Milliyetçiliği ve İslamcılık 1908-1918

Jön Türkler ve Araplar

Hasan Kayalı

Öne Çıkan Jön Türkler ve Araplar Gönderileri

Öne Çıkan Jön Türkler ve Araplar kitaplarını, öne çıkan Jön Türkler ve Araplar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Jön Türkler ve Araplar yazarlarını, öne çıkan Jön Türkler ve Araplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdülhamid dönemi süresince Batı, bir model olmaya devam etti. İmparatorluk, dünya siyasi ve ekonomik sistemiyle iyice bütünleşti. Batı’nın İslam uygarlığından ödünç aldıklarıyla kurulduğu, böylece Batı'dan ödünç almanın da mubah olduğu vurgulanıyordu. Genç Osmanlıların aksine Abdülhamid, ortaçağ İslam uygarlığını yüceltmişti. Müslüman Osmanlıların çoğunluğu, bir Arap geçmişiyle özdeşleşmekte sıkıntı çekmediler. 1878 meclisinde Yanya mebusu Abdül Bey, o dönemdeki birçok Osmanlı'nın görüşünü yansıtan bir biçimde kendini nasıl gördüğünü ifade ediyordu: "Madem ki Arap milletinden neş'et etmiş bir milletiz; elbette medeniyiz ve biz maarif ve medeniyeti Yunanlılardan aldığımız gibi Avrupalılar dahi bizden aldılar... Arap-İslam mirasıyla özdeşleşmek, özellikle Osmanlı sultanlarının halifelik unvanını benimsemeleri müphem hatta tartışmalı görüldüğü için, Osmanlı'nın bu unvandaki iddiasını meşrulaştırmış ve güçlendirmişti.
Jön Türklerin istediği devlet sistemi
Jön Türkler, padişah aracılığıyla devlet ve ülkeyle özdeşleşmeyi destekleyerek ve temsili bir hükümet kurarak, yurttaşlık ve toprağa dayalı, hatta devrimci-demokratik bir Osmanlı siyasal toplumu yaratmayı düşlüyorlardı. Monarşiye anayasal çerçevede bağlı kalmakla birlikte, Fransız örneğindeki gibi, “devlete dayalı bir yurtseverliğin”’ din ve etnisitenin yerini aldığı bir Osmanlı devleti ve toplumu tasarlamışlardı.
Sayfa 11 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Reklam
Osmanlıcılık
Genç Osmanlılar, Tanzimat’ın Osmanlıcılık kavramını tebaanın devletle ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan ideolojik bir unsurla harmanladılar. Gerçekten de 1869’da çıkarılan tabiyet kanunu Osmanlı tebaasını artık Osmanlı yurttaşları olarak kabul ediyordu.
Sayfa 29 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Gerçek iktidarın, İTC'nin Talat, Enver ve Cemal paşalardan oluşan "triumvira”sında olduğuna ilişkin yaygın kanıya güvenilecek olursa, onlara kişisel entrika planları atfetmenin daha kolaylaştığı görülecektir. Oysa, savaş yıllarında bu üç adamın nazırlık yetkileri içinde izledikleri politikaların büyük çapta, çoğu perde arkasında kalan birkaç güçlü İttihatçının ortak iradesiyle belirlendiği görülmektedir. Talat, Enver ve Cemal arasında olduğu gibi İttihat ve Terakki liderleri içinde de hizipleşmeler olmuştu. Eğer bir hizip ya da kişi daha fazla iktidar peşindeyse, diğerleri hemen bunu denetim altına almıştı, dışarıdan yardımla dahi bağımsız davranmaları için herhangi bir zeminin oluşması söz konusu değildi.
Sayfa 227Kitabı okudu
Arapçanın resmi dil olması hakkında
Araplardan Jön Türk merkeziyetçiliğine karşı ilk ve en kalıcı tehdit dil konusunda ortaya çıktı, Arap vilayetlerinde Arapçanın kamusal alanda edineceği konum, Araplar ile Jön Türkler arasında gittikçe siyasileşen bir anlaşmazlık konusu olmuştu.
Sayfa 94 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Genç Osmanlılar, Osmanlıcı fikirlerin yaygınlaştırılması açısından etkin bir araç olacağına inandıkları sadeleştirilmiş bir Osmanlı Türkçesini savunmuşlar, fakat bütün Türklerin ırk, hele de siyasi olarak birleşmesi fikrini de şovenizm olarak görmüşlerdi.
Sayfa 44 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Reklam
Jön Türkler, imparatorluğu ve onun temeli olan monarşiyi korumak istemişlerdir.
Sayfa 5 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Abdülhamid’in İslamcılığı, İslam’ın ideolojik kavramlarıyla donatılmış Osmanlıcılıktı. Otokratik yönetimi meşru kılmış, dış politikada güdülen amaçlara hizmet etmişti. Bu Osmanlıcılık, İsla-mi simgelerden yararlanan ve Osmanlı devletinin İslami kimliğini ve savaştaki yenilgilerden sonra Müslüman tebaanın moralini yükselten pragmatik bir siyaset olarak tanımlanmıştır.
Sayfa 37 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Osmanlıcılık (yani siyasi eşitlik ve temsili hükümetin imparatorluğa bağlılığı teşvik edeceği çok-toplumlu ve çok-dinli bir imparatorluk üzerine kurulu laik devlet ideolojisi) iflas edince. Jön Türkler, imparatorluktan arda kalanların birliğini ve sürekliliğini koruyacak ideolojik bir temel olarak Türk milliyetçiliğine değil de, İslamcılığa yönelmişlerdi. İslam, Osmanlıcılığın ulusal-üstü ideolojisinin dayanağı olmuş, din, yeni bir homojenlik ve dayanışma duygusu katmıştı.
Sayfa 18 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
İtalya'nın askeri üstünlüğüne ve taktik avantajlarına karşın Osmanlı hükümeti, elindeki tüm kaynakları seferber ederek İtalyan saldırısına karşı koydu. Enver ve Mustafa Kemal [Atatürk] dahil gelecek vaat eden ve en iyi yetişmiş subaylar Trablusgarp'a yollanmıştı. İtalyanların donanma üstünlüğü, birliklerin Akdeniz'de seferber edilmesini engellediği, Mısır yönetimi de askeri birliklerin Mısır üzerinden geçirilmesine izin vermediği için, İtalyanlara karşı savaşta Trablusgarp milisleri ve aşiret kuvvetleri asıl rolü oynamıştı. İstanbul, İtalya’nın Trablusgarp'ı ilhakını engellemek için elinden geleni yapmış, ancak 1912 sonbaharında Balkanlar'daki daha meşum tehdit sonucu başarılı olamamıştı. İttihatçı hükümetin Arap vilayetlerine çok az değer verdiği ve bu yüzden de Trablusgarp'ı elinden çok kolay çıkardığı iddiaları inandırıcı değildir. Bu önermenin doğal sonucu şudur: İtalyan savaşı Arapların gözünü açmış, 1911'den sonra, çoğunluğu Türklerden oluşan bir hükümetin er geç imparatorluğun Arap vilayetlerini dağıtacağı sonucuna varmışlardır; Araplar işte bu yüzden ayrılıkçı olmasa da özerklikten yana olan programlara yönelmişlerdir.
Sayfa 126Kitabı okudu
71 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.