Nick Hornby kitabı ve kitaptan uyarlanan aynı isimli Jesse Peretz filmi.
Film, kitabın çok gerisinde bana göre. Şimdi şuradan başlamam gerekiyor; ben baya baya Nick Hornby hayranı biriyim. Bu okuduğum 5. kitabı oldu. Bir yorumda, en kötü kitabı demiş ki ben kesinlikle katılmıyorum. Muhtemelen bu bakış açımızla, kitaptan ne beklediğimizle alakalı
Kendini savunmak için onu savunması gerekmişti. Bu yüzden insanlar eşleri, hatta eski eşleri konusunda bu kadar çabuk sinirleniyordu. Duncan'ın da çok becerikli bir tip olmadığını kabul etmek, saçma bir zaman kaybını herkese itiraf etmek demekti.
O hemen uyudu ama Annie'nin gözüne uyku girmedi; horlamasını dinlemiş ve ona sinir olmuştu. Zaman zaman herkes eşine antipati duyar, bunu biliyordu. Ama o karanlıkta öylece yatarken Duncan'ı hiç sevip sevmediğini düşünerek saatler geçirdi.
.
Yani mesele ne yaptığınız değil.Nasıl olduğunuzla, nasıl sevdiğinizle, kendinize ve çevrenizdekilere nasıl davrandığınızla ilgili olmalı ve ben nerede yenerim olmalı.
.
...
Duncan, Annie ile birbirlerine hic asik olmamalarinin sorun olusturmadigini dusundu. Onlarin ki gorucu usulu evlilikti ve gayet iyi gitmisti: arkadaslar onlarin ilgi alanlarini ve huylarini dikkatle eslestirmis ve hakli cikmislardi. Bir yapbozun birbirine gecen iki parcasi gibi, bir kez olsun uyumsuzluk hissetmemisti denebilir. Bu iddaanin hatrina, yapboz parcalarinin dusunceleri ve duygulari oldugu varsayilacak olursa, o zaman kendilerine, "Burada kalacagim iste. Baska gidecek neresi var ki?" dye sorduklari hayal edilebilir. Ve baska bir yapboz parcasi gelip de ayartici bir sekilde kendi girinti ve cikintilarini parcalardan birinin aklini celmek icin sunarsa, bu ayartmaya direnmek kolaydir. "Sen bir telefon klubesinin parcasisin, bense Iskocta Kralicesi Mary nin yuzuyum. Beraber olamayiz ." Hepsi buydu iste. ...