Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek

Kadın-Oluş

Rosi Braidotti

Kadın-Oluş Gönderileri

Kadın-Oluş kitaplarını, Kadın-Oluş sözleri ve alıntılarını, Kadın-Oluş yazarlarını, Kadın-Oluş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zamansız
1979'da Herbert Marcuse, 1980'de Jean-Paul Sartre ve 1981'de Jacques La­can aramızdan ayrılmıştı. Hoca olarak bize daha yakın olan diğer düşünürler de vakitsiz vefat etmişti: Nicolas Poulant­zas 1979'da intihar etti, Roland Barthes 1980'de bir kazada öldü, bir süre ruhsal bunalım geçiren Louis Althusser karısı­nı boğduktan sonra akıl hastanesine kapatılmıştı. 1980'de General Tito'nun ölümünün karışık hisler uyandırdığı, Ro­nald Reagan'ın başkan seçilmesinin endişelere yol açtığı sırada, benim kuşağım yine o yıl New York'ta bir suikasta kurban giden John Lennon'un arkasından ağlıyordu.
Sayfa 19 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
192 syf.
10/10 puan verdi
Eleştirel Kuramın değerli düşünürlerinden Rosi Braidotti'nin kaleminden çıkan, dönüşüm / başkalaşma kavramı üstünden diyalektik mantığın dışında kalmaya özen göstererek ve içeriğinde kendinden yola çıkarak feminist düşünceyi yeniden yazdığı muazzam kitabı. Hem bir göçmen hem de bir kadın olarak ''öteki'' olmanın felsefesini çok başarılı bir
Kadın-Oluş
Kadın-OluşRosi Braidotti · Otonom Yayıncılık · 201916 okunma
Reklam
Psikanalizin tüm yanıtlara sahip olduğunu söylemiyorum hatta durum bunun tam tersidir, sadece bilinçdışı süreçlere kendi rollerini oynayabilecekleri bir alan bıraktığını düşünüyorum. Deleuze ve Guattari’nin bilinçdışı konusundaki Freud karşıtı hamlesine göndermeyle psikanalitik gelenekte bu içsel çatlaklar genellikle kabusların ve nevrozların malzemesini oluştursa da, ille de böyle olmak zorunda olmadığını söylemek istiyorum.
fallik dönem etkilerini yıkacak yeni bir toplumsal yapı
Deleuze'e göre feministler, olumluluk ve olumlama anlamında arzuya dair imkanları özgürleştirerek, hem toplumsal hem de teorik olarak ödipal olmayan bir kadının inşasına katkı sundukları oranda yıkıcı olacaklardır.
Butler açısından, Fallus morfolojinin idealleştirilmesi ve abartılı bir temsilinden ibarettir. Heteroseksüelliğin ve heteroseksist özdeşleşmeler / kimliklenmelerin önceliğini ve aşılamazlığını, lezbiyenlik ve homoseksüelliğin ise zorunlu olarak silinişini ve karalanmasını yeniden sağlamayı amaçlar.
Bu avantaja karşı çıkacağız!
Erkek, fallik gösterenin temsilcileri olma konumlarının sağladığı her türlü avantajdan yararlanır. Oysa kadının payına sadece ekonomik ve sembolik ıstırap düşer.
Reklam
Muazzam...
Feminist bir filozof olarak, toplumsal cinsiyet körlüğünden ve ölü beyaz adamlara tapmasından dolayı felsefe disiplinini eleştirmek, hatta çoğu zaman bir kenara bırakmak, felsefenin kendi sınırlarının hesabını verebilmesini istemek elbette önemliydi.
Deleuze'a göre feministler, olumluluk ve olumlama anlamında arzuya dair imkanları özgürleştirerek, hem toplumsal hem de teorik olarak ödipal olmayan bir kadının inşasına katkı sundukları oranda yıkıcı olacaklardır.
Sayfa 161
Irigaray'a göre "organsız beden" mefhumu, bedensel kendiliğin mülksüzlestirildiği bir koşulun, yani tarihsel olarak, eksikliğin işareti olarak dişilikle ve onun ampirik göndergesi olan kadınla ilişkilendirilen, yapısal olarak parçalanmış bir konumun mirasıdır.
Sayfa 157
Çok kez dile getirdiğim gibi,feminizm, kendisine dahil olanlarda özgürlük, onur, adalet, hafiflik ve neşe arzusunu özgürleştirir.
Sayfa 133
Reklam
Madde ne belleğe sahiptir ne de -eksikliğin ve olumsuzluğun güdümündeki sembolik dışında- kendine özgü bir gücü vardır.
Sayfa 124
Erkekler fallik gösterenin temsilcileri olma konumlarının sağladığı her türlü avantajdan yararlanır. Oysa küçük kızın payına sadece ekonomik ve sembolik ıstırap düşer.
Sayfa 107
Bana göre feministler kendilerini dişi özne olarak, yani bedenleşmemiş varlıklar olarak değil, aksine bedensel ve dolayısıyla da cinsiyetli varlıklar olarak ortaya koymaktadır.
Sayfa 68
Günümüz Avrupa ’sında yüzyıllık milliyetçilik virüsü, komünizm sonrası dünya düzeninin yanı sıra küreselleşme sürecinin yarattığı istikrarsızlaştırıcı etkilerle birleşiyor. Savaş sonrası Avrupa’da, mülteci akını ve daha önce hiç olmadığı kadar tırmanan şiddet, dışlama, ırkçılık ve insani sefalet bunun bir sonucudur.
Sayfa 59
Sert fırtınaları, başkaca, afetleri içinde taşıyan öfkeli bir varlığım ben. Yine de elimden buna başlamaktan ve gene başlamaktan fazlası gelmiyor, çünkü yazabilmek için, yiyeceğim bedenimmiş gibi, kendi kendimi yemek zorundayım. Kathy Acker,The end of the world of white men
Sayfa 49
41 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.