Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek

Kadın-Oluş

Rosi Braidotti

Kadın-Oluş Gönderileri

Kadın-Oluş kitaplarını, Kadın-Oluş sözleri ve alıntılarını, Kadın-Oluş yazarlarını, Kadın-Oluş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yer Değiştiren Farklar
Feminizm kesinlikle nihai bir otantikliği, hakika­tin altın postunu aramak demek değildir, o yüzden çağımızın karmaşıklıklarına göre yaşayabilmek için, meseleleri karma­şıklaştırabilme yeteneğini kazanmaya ihtiyacımız var. Femi­nistler, fark olmaksızın tekrardan ve toplumsal olarak cinsi­yetlendirilmiş ve ırklılaştırılmış iktidar farklarını alelacele yeniden birleştirmekten ne kadar kaçınmaları gerekiyorsa, geleceğe giden tek yönü gösteren, ahlaki olarak üstün, muzaf­fer bir dişil varsayımından da o kadar kaçınmalıdır.
Sayfa 177 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Yer Değiştiren Farklar
Deleuze, bütün yersizyurtsuzlaşma çizgilerinin, kaçı­nılmaz olarak, bütün sürecin anahtarı, önkoşulu ve zorunlu başlangıç noktası olan "kadın-oluş" aşamasından geçtiğini belirtir. Bununla birlikte "kadın-oluş" sürecinin gönderme yaptığı "kadın", ampirik kadınlara değil, daha ziyade topo­lojik konumlara, yeğinlik dereceleri ve düzeylerine, duygula­nımsal durumlara işaret eder. Kadın oluş, genel bir dönüşüm sürecinin işaretidir: Göçebe, rizomatik bilincin olumlu kuv­vetlerini ve düzeylerini olumlar.
Sayfa 156 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Yer Değiştiren Farklar
Göçebe teorinin temel biçimi, istikrar yerine değişime ve harekete öncelik tanıyan bir süreç ontolojisidir. Bu aynı zamanda, genel bir azınlık-oluş veya göçebe-oluş yahut da moleküler kadın/hayvan-oluş vb. olarak adlandırılabilir. Azınlık, göçebe teoride değişimin dinamik veya yeğinlikli ilkesi iken, (fallogosantrik) Çoğunluğun merkezi ölüdür. Er­kek, çoğunluğu temsil ettiği sürece, yaratıcı veya olumlayıcı "erkek-oluş" olamaz: Hakim özne, kendi kendini sürdüren Varlığın yükü ve var olan modellerin yavan tekrarı altında sıkışıp kalmıştır.
Sayfa 146 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Deleuze'ün sorduğu gibi, bir beden ne yapabilir? Ampirik olanın, bir kendiliğin özgül mevkii ol­duğunu öne sürmek istiyorum: Ampirik olan uzamsal, hatta jeopolitiktir, ama hem doğrusal, tarihsel (Chronos) hem de döngüsel, soybilimsel (Aion) anlamıyla zamansaldır da. Her varlık, bir organizma olarak kendi içeyerleşik zamansallığı­na sahip olduğu gibi, göçebe bir özne olarak da daha karma­şık, ileriye dönük bir zamansallığa sahiptir.
Sayfa 111 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Olumlayıcı feminist taklide dayalı bir politik stra­teji, öznenin toplumsal olarak dayatılan modellerle arasına mesafe koymasını sağlamak üzere harekete geçirilebilecek bir unsur olarak açık uçlu bilinçdışı yapılar gerektirir. Arzular po­litiktir ve politika arzularımızla başlar.
Sayfa 100 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Foucault'dan Irigaray ve Deleuze'e, postyapısalcı fark fel­sefeleri üstüne okumalarımdaki temel vurgu, öznenin mad­di ve cinsiyetli yapısıdır. Bu cinsel doku, doğası itibariyle ve çeşitli şekillerde, toplumsal ve politik ilişkilerle bağlantılıdır; bu açıdan kesinlikle bireyci bir kendilik değildir. Toplumsal ve sembolik, maddi ve semiyotik bir kurum olarak cinsellik, hem makro hem de mikro ilişkileri kapsayan bir karmaşıklık içinde, iktidarın birincil mevkii olarak ayırt edilir. Cinsel fark, yani cinsiyetlendirilmiş iki kutupluluk, cinsiyetlendirilmiş kimliklerin politik ekonomisinin sadece toplumsal bir uygu­lamasıdır. Bu bakımdan cinsel fark, hem olumsuz ve baskıcı (potestas/iktidar) hem de olumlu ve güçlendirici (potentia/güç) bir anlamı olan iktidar/gücü (power) ifade eden başka bir terimdir. Cinsiyet, Erillik/Dişiliğe özgü kurumların kutuplu ve düalist modeli içinde toplumsallaşan ve cinsiyetlendirilen öznelere toplumsal ve morfolojik düzeyde atanan kimlik ve uygun erotik faillik biçimidir. Toplumsal cinsiyet, kuvvetlerin bu karmaşık etkileşiminin içerdiği türdeki iktidar mekaniz­malarını tanımlayan genel bir terimdir. Deleuze'den yola çı­karak, toplumsal cinsiyet düalizminin, maddi ve imgesel top­lumsal çerçevemizi yapılandıran Ödipalleştirilmiş bir politik ekonominin çıkarlarını tahkim eden Çoğunluk konumunu temsil ettiğini söyleyebiliriz.
Sayfa 88 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Feminist teori düalist olmayan bir düşünmeye yönelir, gerek teorik gerekse politik zeminde ikilikleri reddeder. Feminist bilinç ataerkinin kopardığı bağlantıları yeniden kurar; bilgi ve haz bir haline gelir. "Arzunun, hatta harekete geçirilme­miş arzunun bile çok güçlü hissettirebileceğini öğrendim. Benim için, arzuyu öğrendiğim yer -arzunun beni enerji ve dürtüyle doldurduğu bu yer- feminizmdir.''
Sayfa 82 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Cinsel fark, cinselliği temel referans noktası olarak alan, öznenin pragmatik bir politik felsefesidir.
Sayfa 79 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Cinsel farkın feminist olumlaması, sadece özcü kimlik/özdeşliklerin değil, öznenin kuruluşunun mantığı olarak olumsuzlama diyalektiğinin de reddiyle ilerler. Bu sayede cinsel fark, özneyi yapılandıran çoklu farkların oyununu temsile kavuşturur: Bu farklar ne uyumlu ne de homojen­dir, daha ziyade içsel olarak farklılaşırlar.
Sayfa 78 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Bedenleşmiş özne, kesişen kuvvetlerden (duygular) ve uzay-zaman değişkenlerinden (bağlantılar) oluşan bir sü­reçtir. Beden kavramıyla, öznelliğin çokişlevli ve karmaşık yapısına atıfta bulunuyorum. Beden, kendisini yapılandıran değişkenleri -sınıf, ırk, cinsiyet, milliyet, kültür- hem kap­sayan hem de bunların ötesine geçen, insana özgü bir ka­pasitesidir. Bu yaklaşım, toplumsal imgesel mefhumunu da etkiler. Özne-oluş süreci, bir dizi kültürel dolayım gerektirir; özne, maddi ve semiyotik koşullarla, yani kurumsal kurallar ve düzenlemelerin yanı sıra bunları sürdüren kültürel tem­sil biçimleriyle de uğraşmak zorundadır. İktidar (potestas) yasaklaması ve sınırlaması bakımından olumsuzdur. Güç (potentia) ise, güçlendirmesi ve eylemeyi mümkün kılması bakımından olumludur. Bu iki kutup arasındaki sürekli mü­zakere, politik anlamda, öznellik açısından, iktidar ve arzu terimleriyle de ifade edilebilir. Bu görüş, özneyi, hem ikti­darla hem de ona direnişle eşuzamlı olan, süreç halindeki bir terim olarak ortaya koyar. Anlatısallık burada önemli bir bağlayıcı kuvvettir, ama ben anlatısallığı, dönüşmekte ol­duğumuz öznenin mitlerinin, operasyonel kurgularının ve önemli figürasyonlarının oluşumuna katılan ve katkı sunan politik yönelimli kolektif bir süreç olarak yorumluyorum. Göstergebilim paradigması bu anlatısallık mefhumunu hak­kıyla kapsayamaz, bu mefhumun bir yeni-materyalizm içine yerleştirilmesi ve onda bedenleşmiş olması gerekir.
Sayfa 67 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Feminist bilgi, varoluşumu­zun, özellikle de iktidara dahil oluşumuzun daha önce fark etmediğimiz yönlerini ortaya çıkaran etkileşimli bir süreç­tir. Deleuze gibi söylersek, feminist bilgi bizi "yersizyurtsuz­laştırır": Bizi, aşina, yakın, bilinir olandan uzaklaştırır ve ona dışarıdan ışık tutar. Foucault gibi söylersek de, bu bilgi bedenleşmiş kendilikten başlayan mikropolitikadır.
Sayfa 52 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Zamansız
Bir öznenin etik çekirdeği, kendi ah­laki niyetlerinden ziyade, eylemlerinin dünya üzerinde ya­ratacağı iktidar/güç etkileridir (baskıcı potestas/olumlayıcı potentia). Etik olarak iyi, olumlayıcı güçlenmeyi amaçlayan ilişkisellik demek olduğundan, etik ideal de, çoklu ötekilerle ilişki tarzlarına girebilme kapasitesinin artışı olarak tanım­lanacaktır. Politika, olumlayıcı oluşları edimselleştirme­nin pragmatik pratiğidir. Karşıtlık bilinci ve politik öznellik diyalektiğinin yerini, bir neşe veya olumlama etiğinin üre­tilmesi yoluyla, bu etik dürtüyü edimselleştiren asamblajlar ve süreçler alır.
Sayfa 45 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Zamansız
Lacan'a göre dişil ve eril, toplumsal cinsiyet sistemi olarak bilinen, cinsiyetler arası simetrisiz farkların toplumsal inşasını hem sürdüren hem de onun tarafından onaylanan imgesel ve toplumsal­ maddi kurumlardır.
Sayfa 30 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
Zamansız
Bilinç yük­seltmeyle şekillenen ve mevki politikasıyla devinen bir femi­nist politika, öznenin yeniden konumlandırılmasını gerek­tirir. Buradaki yöntem ya da taktik, toplumsal olarak daya­tılan özdeşlik/kimliklerle, aşina olunan temsillerle ve çoğu zaman hak edilmemiş ayrıcalıklarla özdeşleşmemektir. Özdeşleşmemeler/kimliksizleşmeler, birlikçi kimlik oluşumu sürecinde işleyen iktidar yapılarını ifşa eder ve özneyi oluşturan içsel ve dışsal yarılmaları gözler önüne serer.
Sayfa 29 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.