Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Maddeci Bir Feminizm Üzerine

Kadının Görünmeyen Emeği

Gülnur Acar Savran

En Eski Kadının Görünmeyen Emeği Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kadının Görünmeyen Emeği sözleri ve alıntılarını, en eski Kadının Görünmeyen Emeği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Israr etmeliyiz ki yaratmak istediğimiz toplum, karşılıklı bağımlılığın tanınmasının utançtan çok kurtuluş olduğu, bakımın belirli bir kesimi ezen bir pratik değil, evrensel bir pratik olduğu ve kadınların, erkeklerin somut özgürlüklerini desteklemekle birlikte sahte özgürlüklerine destek oluşturmayı sürdürmedikleri bir toplumdur.
"Cinsiyetler arası ilişkiler, en basit toplayıcı toplumlarda en eşitlikçi görünmektedir; toplumsal tabakalaşmanın, özel mülkiyetin ve devletin ortaya çıkmasıyla, kadının durumu kötüleşmiştir"
Reklam
"Sosyalist" toplumlar da dahil olmak üzere, mevcut tüm toplumlar, çocukların yetiştirilmesi ve ev içi hizmetlerinde kadınların karşılıksız emeğine dayanırlar. Bu hizmetler ancak bir biriyle (koca) kurulan özel bir ilişki çerçevesinde sunulabilir ve mübadele alanından dışlanmış oldukları için de değer taşımazlar. Bunların karşılığı ödenmez. Bu hizmetlerin karşılığında kadınların ellerine geçen, yaptıkları işten bağımsızdır ve onun karşılığı olarak sunulmaz; yani yapılan işin karşılığı olarak hak edilen bir ücret gibi değil, bir bağış gibi verilir. Kocanın tek yükümlülüğü - ki bu da kuşkusuz kendi çıkarınadır- karısının ihtiyaçlarını karşılamak, başka bir ifadeyle onun emek gücünün bakımını sağlamaktır "
"Tarihsel ve etimolojik olarak aile, bir üretim birimidir Latincede Familia, aile babasının iktidarına (o zamanlar mülkiyetle eş anlamlıydı) tabi kılınmış toprak, köle, kadın ve çocuklar toplamı anlamına gelir. Bu üretim biriminde aile babası egemendir: Otoritesi altında bulunan bireylerin emeği ona aittir veya başka bir ifadeyle aile, emeklerini bir "reis" e borçlu olan bireyler toplamıdır. "
Kız ve erkek olarak doguyoruz fakat toplumda kadın ve erkek olarak roller yaratıyoruz.
Ev içi, aile, özel alan ve bu alandaki cinsiyetçi işbölümü, patriarkanın modern biçimi olan kapitalist patriarka çerçevesinde, toplumsal-olmayan dolayısıyla da “doğal” bir alan olarak kurulur. Bu alandaki ilişkiler ve pratikler doğallaştırılır, kadınların yaptıkları işler kadın doğasının bir parçası, kadınların doğal yatkınlıkları olarak sunulur; emek harcama, iş değil, davranış biçimleridir bunlar. îşte görünmeyen emek kavramı, kadınların sözü geçen ilişkiler içinde, deva- sa bir fiziksel, cinsel, duygusal, zihinsel emek harcadığını ortaya koymanın kavramsal aracını sunar bize.
Sayfa 11 - Ön söz, Gülnur Acar Savran
Reklam
Kadınlar evde karşılıksız emek harcadıkça güç yitirir, politikadan, kültürden dışlanırlar; düşük ücretli, güvencesiz işlere razı olmak zorunda kalırlar. Dolayısıyla karşılıksız emek, kadınların ekonomik olarak bağımsızlaşmalarının önünde bir engel oluşturur; onları evlilik ilişkisine, yani (bir kez daha) karşılıksız emeğe mahkûm eder. Kısacası karşılıksız emek kadınlar için bir kısır döngüye, bir mahkûmiyete ve kadınlarla erkekler arasında bir çıkar çatış- masına işaret eder.
Sayfa 12 - Ön söz Gülnur Acar Savran
Mevcut hâliyle toplumsal yapı, kadınların karşılıksız emeği üzerinde yükselir.
Sayfa 15
Erkekler evlendikten sonra karılarının ikamet yerine taşınınca, akrabalık bağına dayalı grubun içinde mülk sahibi olmadıkları hâlde üretici oluyorlardı. Kadınlar taşınınca, aynı şey onlar için geçerli oluyordu. Bunedenle, Murdock gibi biz de (gerek toplumsal cinsiyete gerekse sınıfa dayalı tabakalaşmanın kökeninde mirastan çok ikametin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Sayfa 32
Toplayıcı toplumların çoğunda, gerek erkeklerin gerekse kadınların yaptıkları işler değerli görülür ve her iki cinsiyetten bireyler, yaptıkları işi mükemmelleştirerek saygınlık kazanırlar: Paleolitik ve Neolitik dönem sanatında kadın imgelerinin çokluğu o zamanlar da durumun böyle olduğunu göstermektedir.
Sayfa 35
Reklam
Komünal topluluklardaki esnek iş bölümünü kadın emeğinin sömürülmesine dönüştürülebilecek süreçlerin ortaya çıkışının, akrabalık bağına dayalı mülkiyetin ve bunun temsil ettiği toplumsal ilişkilerin gelişmesinden kaynaklandığına inanıyoruz.
Sayfa 37
kaynaklara ulaşma konusu akrabalık bağına dayalı mülkiyetle dolayımlandığında, grup sınırının korunması yaşamsal nitelik kazanır. Her yerel parça dâhil olmak üzere, akrabalığa dayalı birlik, toplumsal varlığını sürdürmek için kendisini biyolojik olarak sürekli kılmalıdır. İkamet ve evlilik kuralları ne olursa olsun, akrabalık bağına dayalı bütün toplumların üremeyi, komünal toplumlardan farklı bir biçimde denetlemeleri ve düzenlemeleri gerekir.
Sayfa 41
Evlendikten sonra taşınan cinsiyet, kendi doğduğu yerdeki grup mülkiyeti üzerinde doğrudan denetimini yitirir ve başka bir akrabalığa dayalı birlik hanesi içinde bir üretici olur, ama mülk sahibi olamaz. İnsanın doğduğu yerdeki mülkiyetinden yararlanma hakkını yitirmesi toplumun ölçeği arttıkça artar ve bununla birlikte akrabalık bağına dayalı grupların belirginliği ve mekânsal ayrılığı da artar. Aynı zamanda evlendiğinde eşinin yanına taşınan eş, kayda değer ölçüde ev içi yetkesi ve hatta manevra yapabilecek alan kaybedebilir.
Sayfa 43
Kadınların tabiiyetinin kaynağının, erkeklerin kadınlara saldırısında değil, belirli akrabalığa dayalı birliklerin hem kadın hem de erkek üyelerinin, başkalarıyla rekabet koşullarında, emeği biriktirme ve denetleme çabalarında yattığını öne sürüyoruz. Baba-yerli toplumlarda bu tür bir denetimi uygulamak için daha çok özendirici ve fırsat vardı ve onların çabaları, evlendiğinde kocasının yanına taşman kadınlara yönelikti; bunun sonuçları ise bütün kadınlara yansıdı.
Sayfa 50
188 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.