Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kafa Dergisi - Sayı 59 (Temmuz 2019)

Kafa Dergisi

Kafa Dergisi - Sayı 59 (Temmuz 2019) Gönderileri

Kafa Dergisi - Sayı 59 (Temmuz 2019) kitaplarını, Kafa Dergisi - Sayı 59 (Temmuz 2019) sözleri ve alıntılarını, Kafa Dergisi - Sayı 59 (Temmuz 2019) yazarlarını, Kafa Dergisi - Sayı 59 (Temmuz 2019) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Klasik karamsarlıkta olumsuz sonuçlar için elin oğlunu suçlamayı, benimle ne alakası var, şunların yüzünden demeyi alışkanlık haline getirmek ki gençlik yıllarımda epey başvurduğum bir yöntemdi.(Yılları heba etmekten öteye gitmeyen bir karmaşadan başka bir şey değildir. Not alalım bu bilgiyi gençler!) Kesin başkası suçludur kafasıyla akıl yürütüp başka şey yapmamayı kapsayan karamsarlık türünde, asla ve asla olumlu bir yön bulamazsınız, tek faydası bol miktarda kaygınız olur ve onlarla debelenip durursunuz sonsuz kırlarda. Sonuçlar iyimserlerin umduğu kadar iyi olmadığında, bu kişilerin mutlulukları, sıradan karamsarlara göre daha büyük bir darbe yiyor ve bu kişiler daha büyük hayal kırıklığı ve olumsuz ruh hali yaşıyorlar burası kesin
Reklam
Schopenhauer' in askerleriyiz
Burada asıl önemli olan şey, beklentileri düşük tutmak ve ters gitmesi muhtemel olabilen her şeyi detaylı şekilde göz önüne getirerek bu en kötü sonucu önceden görüp önlem alarak bir "ihtimali" "gerçeğe" dönüştürmek.
Temkinli sevgi, tedirgin cesaret , pasif direniş; bencil duygudaşlık, kinayeli dürüstlük, üzüntülü kibir... Yarım kalmış yüzlerce cümle akar şimdi içine içine ağlayan bir yazardan. Sonra bir de geveze ceset! Susma artık diye bağırıyor mahcup bir mezardan.
Evrensel adaletin peşine düşmüş diri cesetleri hala garibanların ihaneti kokar. Üç kuruşa satılmış onurlar, şark kurnazlığı, timsah gözyaşları...
Hafta sonu gelince, ezilenler hıncahınç belediye otobüslerinde suni teneffüs saatlerini kutlarken, ezenler başka bir sermayedarın çevirdiği bir yeşillik üstünde insanlık egzersizleri yapıyorlar.
Reklam
Dinlemek yerine konuşma sırası bekleyen arkadaşı, neşesini kabalığına yem etmiş insanları bir kenara bırakıyorum. Yaşamak dediğin ne bir somun ekmek ne ecnebi soslu ördek. Yemek için yaşamak ruhun inkisarıdır; kutsal olan yaşayacak kadar yiyebilmek. Ne kolundaki birkaç cana mal olmuş çanta ne tabanı kana bulanmış ayakkabı ne siyahi ceset kokan pırlanta... Lükse bağlanmak çürümüşlüğün hükümdarıdır; ruha yakışan gösterişten uzak yaşayabilmek.
Sayfa 35 - Gökhan DağıstanlıKitabı okudu
Yazılmayan romanlardan, söylenmeyen türkülerden, sarsıcılığını yitirmiş şiirden dem vuruyorum. Mahrumiyetimizin ve çaresizliğimizin sebebi bu çoraklaşmadır.
Hiç kolay değil umursamama semtine varmak. Tıklım tıklım dolu her durak. Kapıları bile kapanmıyor trenin. Peki nereye varacak bu trenin sonu? Özgüvensizlik mahallesi, depresyon sokak, içe kapanıklık apartmanına mı?
Reklam
Bunu düşünürken Süleyman Demirel'in sözleri geliyor aklıma: "Bana Türkiye'nin durumunu bir kelimeyle anlat derseniz, derim ki iyi; iki kelimeyle anlat derseniz, derim ki iyi değil." Vaziyet hala bu merkezdedir.
Sayfa 12 - Alper CanıgüzKitabı okudu
Zaten ya olurlarsa diye dertlenmek, olduklarında verdikleri üzüntüden bin kat daha yorucuydu.
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.