Arada bir iki tanesini çıkarsak genel olarak öykülerini, satır aralarını okuyan ince düşünceli bir insan olarak çok beğendim. Erik ağacının elma, olmazsa armut vermesi için yapılan ve sonunda erik bile veremeyen bir ağaca dönüştürülmesi, devler ülkesinin teması, Bernanın gönderisi, dünya hali, karabaş ile sarman, kafamdaki sesler... Her bir öyküden çıkarılacak güzel bir ders var. Hepsinin konusu ayrı güzel. Yok kelimesine hiç mi yok cevabını veren tek milletiz evet ama bu Yok isimli öyküdeki arsız karakter, ısrarı hiç sevmeyen biri olarak beni deli etti. Kitabı çok beğendim.
Hep kitap tavsiyesi ile geliyordum lakin sefer tavsiye etmeyeceğim bir kitapla geldim. Dünya klasiğinden sonra okuduğum için mi bu düşüncedeyim emin değilim. Hikayesi, anlatımı, sarmadı. Anlaşamamızda olabiliriz.
Garip bir kitap..