Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kahramanlar Doğmalıydı

Şevket Süreyya Aydemir

Kahramanlar Doğmalıydı Sözleri ve Alıntıları

Kahramanlar Doğmalıydı sözleri ve alıntılarını, Kahramanlar Doğmalıydı kitap alıntılarını, Kahramanlar Doğmalıydı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
tarihte kahramanların kaderi, daima inkâr edilmektir. Ne yazık ki, Mustafa Kemal Atatürk de bu kaderden kurtulamadı.. 12 Nisan 1971
Sayfa 28
Cehalet muzaffer olmaz, ama şahlanışının bedelini millete, nice kanlarla ödetir.
Reklam
“Başbakan’ın yayınlanan beyanlarından örneğin şu satırları alalım: «Eğer 12 Mart’tan önce, komünistler başarı kazansa idiler, Türkiye’deki Türkleri Sibirya’ya sürecekler ve Türkiye’ye başka uluslardan insanlar yerleştireceklerdi..» Biz her şeye rağmen, Başbakan’ın, böyle bir beyanda bulunmuş olabileceğini mümkün görmüyoruz. Çünkü böyle bir ihtimalin doğru olabilmesi için, Türkiye’de, 12 Mart’tan önce, ordularımızı, kolorduları, tümenleri, jandarma ordusunu, bütün güvenlik kuvvetlerini ve akla gelebilecek bütün güçleri devirip, ülkeyi boşaltacak, bunun için de boşaltılacak 36 milyona yeni yer bulacak ve memlekete yeni milyonlar taşıyacak kuvvet ve hazırlıkta bir kudretin Türkiye’de mevcut ve örgütlü olması lâzım gelir ki, buna ihtimal vermek, gerçekten bütün ölçüleri aşar. 21 Temmuz 1972”
Sayfa 260 - Çağdaş Yayınları, 1974Kitabı okudu
“Vaktiyle Altaylar’dan buralara geldik. Şimdi vatanımız, artık bugünkü sınırlarımızın çevirdiği, yorgun ve çok yeri kısırlaşmış topraklardır. Bu topraklarda kalacağız. Bu topraklarda öleceğiz. Açlık ise, daha şimdiden kapımızı çalmıştır. Hele otuz yıl sonra, nüfusumuz 70 milyon olunca, ne yiyeceğiz ne içeceğiz. Yahut kimlere el açacağız? Hem de ileriyi görmeyen bir idare, « Biz köyleri de boşaltacağız. Nüfusun ancak %30’u köyde yaşayacak, boşalan köyler halkını şehirlere yığacağız. Hem, 5.500.000 nüfuslu bir Ankara, 7.500.000 nüfuslu bir İstanbul ve daha böyle nice metropoller, ulu şehirler kuracağız » şeklindeki aldanışları, millî siyaset gibi, her gün tekrar ederse? Bunlar, ekilen öyle rüzgarlardır ki, arkasından ancak fırtınalar biçilir..”
Sayfa 178 - Çağdaş Yayınları, 1974Kitabı okudu
(...) Evet, yine tekrar edelim ki, ülkede bunalım, temelden ziyade zirvededir. Ve bu bunalım derinleşmektedir. Gerçi ülke yapısının, büyük, el atılmamış, benimsenmemiş, gelecekte patlamalara, tehlikelere gebe birçok temel davaları vardır. Bunların en başında şu gerçekleri sayabiliriz: ―Hızlı nüfus artışının, daha şimdiden doğurmaya başladığı meseleler, ―Ülkede kötü yerleşme ve bu yerleşmenin gebe olduğu tehlikeler, ―Kötü sanayileşme ve sanayinin, bütün ülkeye yayılacağı yerde, daha bugünden sosyal çelişmelerin mihrak noktaları haline gelen birkaç şehrin etrafında yoğunlaşması, ―Sanayi için ideal yerler olan İç Anadolu’nun ve boş bozkırların yerine, Tanrı’nın ülkemize paha biçilmez hazineler olarak bağışladığı yeşil kıyı kordonlarının betonlaştırılması, ―Ülkede yeşil örtünün, tabiî floranın hızla tahribi, ―Eğitimde demagojinin, fikri ilkelerine ve sistemlerine egemen hale getirilmesi. Ülkenin, daha şimdiden bir yarı aydınlar enflâsyonu içine sürüklenmesi, (...) ―Nihayet, düşünceleri, gerçekleri ve bunalımda temel sebepleri araştırıcı, bunları aydınlatıcı çabaların yerini, beylik ve standart beyanların alışı… (…) Bu arada örneğin ve hemen işaret edebileceğimiz şu temel dava bile galiba yalnız bugünkü sorumlu kuşağı değil, yarınki neslin çalışmalarını da işgal edecek kadar önemlidir: Bu dava, Doğu davası, Doğu illerimize yöneliş davasıdır. O dava ki, temelinde uzun vadeli, ama hemen ele alınması gereken problemler yatar. (…)
Sayfa 237 - Çağdaş Yayınları, 1974Kitabı okudu
"Oligarşi çağımızda, artık devrini yaşamış ve kalıntı nizamıdır. Bu nizam, hele Türk milleti gibi mazisi, haysiyeti ve geniş kitlelerinde sağduyusu olan bir millete yakışacak bir elbise değildir. Oligarşi, kumarbaz ve müsrif bir azınlık nizamına götürür. Demagoklar, hattâ demagok diktatörler yaratır ama, şanlı bir Millî Kurtuluş hareketinden geçmiş olan haysiyetli bir ulusal ruha önder, sözcü ve teşkilatçı olacak vasıflı insanları yaratamaz."
Sayfa 19 - Çağdaş Yayınları, 1974Kitabı okudu
Reklam
“O halde, devrimi devam ettirmenin, devrimi tamamlamanın ilk koşulu, çıkılan yolun ve bayrağı ilk açanın hatırasını inkâr edenler önünde sendelememektir. Ama, o hatıranın kahramanını da putlaştırmayarak, yani şartların, olayların ve hareketin gerçeklerinden koparmayarak, onu anlamak, ona bağlı kalmaktır. Yoksa o bir put ve biz bir puta tapan olursak, bu kahramanın ilkeleri bir skolastik haline gelir. Ve biz, bu skolastik içinde donarız. Davalarımızı da dondururuz. Terimlerin, formüllerin esiri oluruz. Oysa biz terimler, formüller için değiliz, onlar bizim içindir…”
Sayfa 157 - Çağdaş Yayınları, 1974Kitabı okudu