(...) Evet, yine tekrar edelim ki, ülkede bunalım, temelden ziyade zirvededir. Ve bu bunalım derinleşmektedir. Gerçi ülke yapısının, büyük, el atılmamış, benimsenmemiş, gelecekte patlamalara, tehlikelere gebe birçok temel davaları vardır. Bunların en başında şu gerçekleri sayabiliriz:
―Hızlı nüfus artışının, daha şimdiden doğurmaya başladığı meseleler,
―Ülkede kötü yerleşme ve bu yerleşmenin gebe olduğu tehlikeler,
―Kötü sanayileşme ve sanayinin, bütün ülkeye yayılacağı yerde, daha bugünden sosyal çelişmelerin mihrak noktaları haline gelen birkaç şehrin etrafında yoğunlaşması,
―Sanayi için ideal yerler olan İç Anadolu’nun ve boş bozkırların yerine, Tanrı’nın ülkemize paha biçilmez hazineler olarak bağışladığı yeşil kıyı kordonlarının betonlaştırılması,
―Ülkede yeşil örtünün, tabiî floranın hızla tahribi,
―Eğitimde demagojinin, fikri ilkelerine ve sistemlerine egemen hale getirilmesi. Ülkenin, daha şimdiden bir yarı aydınlar enflâsyonu içine sürüklenmesi,
(...)
―Nihayet, düşünceleri, gerçekleri ve bunalımda temel sebepleri araştırıcı, bunları aydınlatıcı çabaların yerini, beylik ve standart beyanların alışı…
(…) Bu arada örneğin ve hemen işaret edebileceğimiz şu temel dava bile galiba yalnız bugünkü sorumlu kuşağı değil, yarınki neslin çalışmalarını da işgal edecek kadar önemlidir:
Bu dava, Doğu davası, Doğu illerimize yöneliş davasıdır. O dava ki, temelinde uzun vadeli, ama hemen ele alınması gereken problemler yatar. (…)