En Eski Kalpazanlar kitaplarını, en eski Kalpazanlar sözleri ve alıntılarını, en eski Kalpazanlar yazarlarını, en eski Kalpazanlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir zaman sandığım gibi değilim. Kendim sandığım varlık bile durmadan değişiyor, öyle ki, çoğu zaman, ben birleştirmesem, sabahki varlığım akşamki varlığımı tanımayacak. Hiçbir şey benim kadar farklı olamaz benden. Ancak bazı bazı, yalnızken görünür derinlik gözlerime. Ancak o zaman köklü bir sürekliliğe ulaşırım; ama o zaman da yaşamım ağırlaşıyormuş, duruyormuş, varlığım sona erecekmiş gibime gelir. Ancak yakınlık duygusuyla çarpar yüreğim, ancak başkasıyla yaşarım; başkasının yerine geçmekle, birleşmeyle yaşarım hatta; hiçbir zaman da bir başkası olmak için kendimden sıyrıldığım zamanki kadar yoğun ve güçlü yaşadığımı duymam. Kökten kopmanın bu bencilliği -aykırı gücü o kadar fazladır ki- iyelik, bunun sonucu olarak da sorumluluk duygumu eritir. Böyle bir yaratık, evlenilebilecek bir yaratık değildir. Bunu nasıl anlatmalı Laura'ya?
Bu kitap başlangıçta alışılması güç olsa da sonrasında sizi insan davranışları üzerine düşünmeye itecek pasajlarla dolu. Sonunda küçük çaplı bir şok yaşadığımı söyleyebilirim. Ah Gide...
KalpazanlarAndré Gide · Can Yayınları · 2014602 okunma
Benim zavallı giysiciklerimi pek çirkin buluyordu; bir zaman kendisiyle birlikte yaşayacağıma göre, gerektiği gibi, yani onun hoşlandığı gibi giyindiğimi görmeyecek olursa, fazlasıyla acı çekeceğimi yineleyip duruyordu.
- bu dünyada, tanrının hep sustuğunu fark ettiniz mi? bir şeytan var konuşan. ne kadar dikkat edersek edelim, ancak şeytanın sesini duyabiliyoruz...
- şeytan ile ulu tanrı aynı şey, anlaşıyorlar. yeryüzünde kötü olan ne varsa hepsinin şeytandan geldiğine inanmaya çalışıyoruz; ama başka türlü yapsak, tanrıyı bağışlamaya güç bulamazdık da ondan böyle yapıyoruz. eğleniyor bizimle, fareyle oynayan bir kedi gibi... bundan sonra da kendisine minnettar olmamızı istiyor. neden dolayı minnettar? neden?..
Bernard erkenden geldi o sabah. Olivier daha uyuyordu.
Bernard, önceki günlerde de yaptığı gibi, elinde bir kitapla dostunun
başucuna yerleşti, bu da Edouard’ın nöbete ara vermesini, sonra sözünü
yerine getirmek için, Passavant’ın evine gitmesini sağladı.
Bu erken saatte, evde bulunacağı kesindi.
Güneş parlıyordu; sert bir hava, ağaçları son yapraklarından da temizliyordu;
her şey duru, gök rengi görünüyordu. Edouard üç gündür dışarı çıkmamıştı.
Uçsuz bucaksız bir sevinçle genişliyordu yüreği;
hatta bütün varlığı, açılmış ve boşalmış bir zarf gibi, bölüntüsüz bir deniz,
tanrısal bir iyilik okyanusu üzerinde dalgalanıyormuş gibi geliyordu ona.
Aşk ve güzellik, varlığımızın çevrelerini böyle sınırsızlaştırır.
Sayfa 309 - Can Yayınları - Çevirmen: Tahsin YücelKitabı okuyacak
Değişik bir roman türü olan eser ilginç ve keyifli bir okuma serüveni vaadediyor. Yeni ve deneysel bir eser okuyacaginizi bilerek okumanızı tavsiye ederim.
KalpazanlarAndré Gide · Can Yayınları · 2014602 okunma