Kemalizmin Esasları ve Ana Vasıfları

Kamalizm

Mehmet Şeref Aykut

Kamalizm Sözleri ve Alıntıları

Kamalizm sözleri ve alıntılarını, Kamalizm kitap alıntılarını, Kamalizm en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat yürüyor. Çağdaş ulusların siyasal, soysal, ekonomik yolunda ilerleyişlerinin karşısında hep böyle mugeylân dikeninde kutsal bir varlık görenler, loş selvilerin karanlık gölgelerinde çöreklenmiş, kokmuş, hayat kuvvetini kaybetmiş kaidelere bağlı duranlar için yenilik mânâsız bir şey olup kalmıştır. İşte Partimiz buna kökünden bir nihayet vermek zaruretinde idi. Artık bugünkü ilim ve teknik yolları bu gibi urasalara, hurafelere, vehimlere ün ve önem veremezdi. Türk ulusunu benliğine kavuşturan Kamalizmi, ulusun egemenliğine göre kanunların kaynağı olarak binlerce yıl önce başka soylar için ve başka yollarda konulmuş kaidelere bağlı tutamazdı. Uçakların bile mesafelerde az geldiği bir asırda hâlâ deve ayağını mesafe ölçüsü sayan kanunlar Türke yakışamazdı. Bu sebeple ilim ve teknik esaslarına bağlı ve asrın ihtiyaçlarına uygun kanunları almak mecburiyetinde idi ve öyle de yaptı.
Ak günleri yaşarken kara günleri unutma! Türk milletinin bu kara günü biraz çok sürmüş, uzunca ve korkulu bir rüya, biraz ürperten düştür. Bu uzun rüya aşağı yukarı 1337 yıl sürmüştür. Bütün bu uzun yıllar içinde Türk milletinin tarih yolunda gidişi tetkike değer. Dünya soysallığını yaratan büyük akının arı çocuğu bu uzun rüyaya tutulduğu gün, artık çalışması, fedakarlığı, didişmesi, ve nihayet fikir ve iş hayatı hep başkalarının faydasına olmuştur. Türkün en büyük hassası, yurt tutup devlet kurmasıdr. Bir defa yurt tuttu mu, artık hemen devlet kurar, dört çevresindeki uluslar üzerine hâkimliğini yayar. Baysallık ve barışa gönül vermiş olduğu için hemen yurt tutunca, barışa kavuşunca derhal üremeğe başlar. İşte İslâm dinine girinciye kadar öteki dinlerden geçerek hep egemen, hâkim yaşamıştır. Öteki dinlerde Şaman, Budist, Zürdeşt, Musevi, İsevi gibi dinlere de girmiştir. Ancak bu dinler onu asla kökünden bağlamamıştır. Orijininden, aslından uzaklaştırmamıştır. İslâm olduktan sonradır ki bütün fikir ve iş alanındaki savaşları, uğraşları yalnız (din) adına olmuştur.
Reklam
İslâm Devrinde ise Türklük tutsaklığa düşerek hep başkaları için çalışan, devlet sözünü, Padişahtan başka anlamıyanların elinde yıpranmıştır.
Ardından gelen, kokmuş, taşlaşmış, artakalan kurumların birden yıkılıp atılması ve Türk zekâsını körleten medreseciliğin, tekkeciliğin, orta kurun korallerinin ortadan yok olması Türke yaşıyan ilimleri vermiştir. Şimdi yaşamak dini, yarın ahrette nimet bulmak hurafesini yıkmıştır. Tapılan, görünmiyen değil, görünen hakikattir.
Türk devrimini son asırların değişikliklerini hazırlıyan fikirlerle ve daha sonraları yürüyen, göğdelenen Rasyonel, Sosyolojik, Markist, Faşist rejim ve idelojileri ile izaha çalışmak da fazla bir iş olur. Kamâlizm bunların üstünde yalnız yaşamak dinini aşılıyan ve bütün prensiplerini ekonomik temeller üzerine kuran bir dindir. Ötekilerinde uluslara ve insanlığa zorla ve ağır basarak sarkan ve seken yerler pek çoktur. Kamâlizm, inana damga vurarak kalkınmış değildir. İnanı gönülleri kazanarak yaratmış ve yükselttiği için yükselmiştir. Amaçladığı gaye de ulusun kalkınma davasıdır. Bunu yürüten de hiç şaşmıyan ve şaşırtmıyan say duyuk, selim akıldır.
Türk ulusu tam eşitçidir. Onun yaradılışında bu o kadar yerleşmiştir ki Şaman, Budist, Musevi Hıristiyan, Müslüman olduktan sonra da ona bu eşitliği bozan nekadar yabancı inan ve kurallar verilmiş olsa bile bütün bunlar onun kabuğunda kalmıştır. Büyüğüne, sıra ve saygıya bağlı halkçı bir ulus.. Tütemli Türk büyülü dinlerden, göksel dinlere geçerken bile inanıma asla ilahiyat karıştırmamıştır. Onun inanımda İlâhiyatsız bir din hüküm sürmüştür. Bir genel dine girmezden önce bile yalvarışma bakılırsa Tanrısından bütün istediği yaşayışımın genişliği, yurdunun genişlik ve bolluğu içindir. Öteki dünyanın görünmiyen nimetleri ile, göklerde adanç edilen (melekûtu semavat) ile hiçbir ilgisi yoktur. Şöyle yalvarıyor: (Yüce Tanrı! Ağaçları yeşert, otları yetir, davarı çoğalt, buzları erit, yurda genlik ver. Her ocak şenlensin, il büyüsün, yurt yücelsin..) Bütün gidişinde ona önder olanma gönül bağlıyor. Sıra ve saygı yasasıdır. İşte Akdeniz medeniyetini kuran bu Türk ulusudur ki onun tarihî gidişinde amil olan da, ancak, ancak ekonomik güdemdir. Bugünkü medeniyetin anası olmuştur, kafası işlemiştir, ilk endüstriyi kurmuştur. Uluslara da yaşamağı öğretmiştir. Türkün kendi dini olan yaşamak dini onu bu yola götürmüştür. Hayvana gem vurmayı, kağnı kurmayı, tekerlek takmayı, tarlayı sürmeyi, tuzlu eti zerzevata karıştırmayı, kümes ve ahır hayvanlarımı adamcıl yapmayı hep Türk bulmuş, yaratmıştır.
Reklam
122 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.