Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kapital 3. Cilt

Karl Marx

Kapital 3. Cilt Gönderileri

Kapital 3. Cilt kitaplarını, Kapital 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, Kapital 3. Cilt yazarlarını, Kapital 3. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arz ile talep arasındaki tutarsızlığı ve bunun sonucu olarak piyasa fiyatlarının piyasa değerlerinden gösterdikleri sapmaları anlamaktan daha kolay bir şey yoktur. Asıl güçlük, arz ve talep eşitliği ile neyin kastedildiğini saptamaktır.
Sayfa 169
"toplumsal talep", yani talep ilkesini düzenleyen etmen, aslında, farklı sınıfların karşılıklı ilişkilerine, bunların kendi ekonomik konumlarına ve bu nedenle özellikle, önce, toplam artı-değerin ücretlere oranına, sonra da, artı-değerin böIündüğü (kar, faiz, toprak rantı, vergiler, vb. gibi) çeşitli parçalar arasın daki bağıntıya tabidir. Ve bu da, arz ile talep arasındaki bağıntının hangi temele dayandığı saptanmadan, arz ve talep ilişkisi ile hiç bir şeyin açıklanamayacağını bir kez daha ortaya koymaktadır
Reklam
Nasıl ki emeğin bileşik hale gelmesi ve elbirliği, makinelerin geniş ölçüde kullanılmalanna, üretim araçlannın yoğunlaşmasına ve ekonomik olarak kullanılmalarına yolaçıyorsa, aynı şekilde, kitleler halinde, kapalı yerlerde ve sağlık gereksinmelerinden çok, üretimin işine gelen koşullar altında bu birarada çalışmadır ki; işte bu kitle halinde bir ve aynı işyerin de yoğunlaşmadır ki, bir yandan kapitalist için daha büyük bir kar kaynağının, öte yandan da daha kısa çalışma saatleri ve özel önlemlerle karşılanmadığı takdirde işçilerin yaşam ve sağlıklannın hovardaca harcan masının nedenini oluşturur.
Sayfa 85
Yerde ve binalarda yapılan tasarrufun ne ölçüde işçileri daracık yerlerde üstüste sıkıştırdığı çok iyi bilinir. Bu yetmiyormuş gibi, bir de havalandırma araçlarından da tasar ruf edilir. Uzun çalışma saatleri ile birleştiğinde, bu iki etmen, solunum organlarındaki hastalıklarda ve dolayısıyla ölüm oranında büyük artışa yolaçar.
Sayfa 85
Fabrikalar. İşçilerin güvenliği, rahatı ve sağlığı ile ilgili konıyucu önlemlere gerçek fabrikalarda bile önem verilmeyişi, bu başlık altında toplanmıştır. Sanayi işçilerinden yararlanan ve ölenleri içeren kayıp listele rinin kaynağı büyük ölçüde bu ihmaldir (bkz: yıllık fabrika raporları). Yer darlığı, havalandırma yetersizliği, vb. de buna eklenir.
Sayfa 83
Kömür ocağı sahipleri ve işleticileri arasındaki rekabet altında en gözle görülür fizik güçlükleri yenmek için, gerekli olanın dışında hiç bir harcama yapılmaz; ve genellikle yapılacak iş için gerekli olandan çok da ha fazla bulunan kömür işçileri arasındaki rekabet nedeniyle, çevrelerindeki tarım işçilerinden biraz yüksek bir ücret karşılığında, bunlar büyük tehlikelere ve çok zararlı etkilere seve seve katlanırlar ve bu iş onlara ayrıca çocuklarını karlı bir şekilde kullanma olanağını da verir. Bu çifte rekabet, ocaklann büyük bir kısmının en yetersiz drenaj ve havalandırma ile işietilmelerini sağlamaya tamamen yetmektedir; çoğu kez kuyular kötü açılmış, kötü donatılmış ve mühendisler yetersizdir; galeriler ve yollar kötü açılmış ve yapılmıştır; bunlar, can kaybına, vücut ve sağlığın bozul masına yolaçar; bunlara ait İstatistikler, korkunç bir manzarayı ortaya koyarlar."
Sayfa 82
Reklam
Kaza sayısının, gene de çok yüksek olmakla birlikte, teftiş sisteminin kurulmasından sonra belirli şekilde azalması ve bunun, müfettişlerin sınırlı yetkileri ve yetersiz sayıda olmalarına karşın sağlanmış olması, kapitalist sömürünün doğal eğilimini ortaya koymaktadır. Bu can kayıplan çoğu kez maden sahiplerinin doymak bilmez açgözlülüklerinden ileri gelmiştir. Çoğunlukla bunlar tek bir kuyu açtırırlardı, öyle ki, yeterli havalandırma eksikliği bir yana, bu deliğin kapanması halinde başka bir çıkış yeri yoktu.
Sayfa 83
Artı-değer ile kâr, kitleleri açısından özdeş olduklarrnı Birinci Kısımda görmüş bulunuyoruz. Ama, kar oranı, daha ilk bakışta sırf farklı bir hesaplama biçimi gibi görünen artı-değer oranından daha başlangıç ta ayrıdır. Ne var ki, bu, aynı zamanda gene daha başlangıçta artı-değerin gerçek kökeninin bir esrar perdesi arkasında saklanmasına yardım eder, çünkü, artı-değer oranı aynı kaldığı halde, kar oranı yükselehilir ya da düşebilir ve bunun tersi olabilir, çünkü kapitalist, pratikte yalnızca kar oranı ile ilgilidir
Sayfa 151
Artı-değer oranı= kâr oranı değildir.
Rikardocu okulun bir incelemesinin gösterdiği gibi, kar oranı yasalarını, artı-değer oranı yasaları ile özdeşleştirmek ya da bunun tersini yapmak baştan sona yanlıştır. Kapitalist, doğal olarak, bunlar arasındaki farkı görmez. a : S formülünde artı-değer, bir kısmı bu üretimde tümüyle tüketilen ve her kısmı da yalnızca kullanılmış olan üretime yatırılmış toplam sermayenin değeri ile ölçülür. Aslında a : S formülü, yatırılan toplam sermayenin kendisini genişletme derecesini ifade eder, ya da, artı-değerin iç kavramsal bağıntıları ve niteliğine uygun olarak alındığında, değişen sermayedeki değişme miktarının, yatırılan toplam sermayenin büyüklüğüne oranını belirtir.
Bir metaın onun maliyet fiyatı üzerindeki değer fazlalığı, doğrudan üretim sürecinde şekillendiği halde, bu, ancak dolaşım sürecinde gerçekleşir, ve gerçekte, rekabet koşullan altında, fiili piyasada, bu fazlalığın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ve ne ölçüde gerçekleşeceği piyasa koşullarına bağlı olduğu için, dolaşım sürecinden doğuyormuş izlenimini daha da kolay verir.
Sayfa 45
Reklam
Kapitalist üretimin egemen olduğu bir toplumsal düzende, kapitalist olmayan üretici bile, kapitalist kavramların pençesine düşer. Genellikle gerçeği derinden kavramasıyla dikkati çeken Balzac, son romanı Lesp Paysanstla, küçük köylünün, sırf kendisine karşı iyi niyet beslesin diye, para aldığı tefecinin ufak-tefek işlerini bedavadan nasıl yaptığını ve kendi emeği kendisine bir para harcamasına malolmadığı için, tefeciye zaten karşılıksız bir şey vermediği hayaliyle nasıl avunduğunu pek güzel anlatır. Tefeciye gelince, o, böylece bir taşla iki kuş birden vurmaktadır. Ücretler için herhangi bir para harcamamış olur ve kendi emeğini harcayacağı bir tarladan yoksun kalmak suretiyle gitgide perişan olan köylüyü, tefecilik ağının derinliklerine doğru çeker.
·
Puan vermedi
Belli bir ideolojiyi sahip olmak ilk önce karşıt ideolojileri iyi benimsemek ile mümkün olur. Bu nedenle ülkücülerin okuması gereken kitaplar listesinde Das Capital de yer alıyor.
Kapital 3. Cilt
Kapital 3. CiltKarl Marx · Sol Yayınları · 2011243 okunma
Bir kutupta servet birikimi, öteki kutupta, yani kendi emeğinin ürününü sermaye şeklinde üreten sınıfın tarafında, sefaletin, yorgunluk ve bezginliğin, köleliğin, bilgisizliğin, zalimliğin, ussal yozlaşmanın birikimi ile aynı anda olur.
Örneğin, köle ekonomisini alalım. Burada köle için ödenen fiyat, ondan elde edilecek olan, öngörülmüş ve sermayeleştirilrniş artık değerden ya da kardan başka bir şey değildir.
Kâr oranında bir düşme ile birlikte, emeğin üretken bir biçimde kullanılması için bireysel bir kapitaliste gerekli olan asgari sermayede bir yükselme olur; burada gerekli olan, hem genellikle emeğin sömürülmesi ve hem de, tüketilen emek-zamanının, metaların üretimi için gerekli emek-zamanına yetecek kadar olması ve böylece, metaların üretimi için gerekli ortalama toplumsal emek-zamanını aşmamasıdır. Bununla birlikte yoğunlaşma artar, çünkü, belli sınırların ötesinde, küçük bir kâr oranı ile büyük bir sermaye, kâr oranı yüksek küçük bir sermayeden daha hızlı birikir. Belli yükseklikte bir noktadan sonra, bu artan yoğunlaşmanın kendisi de, kâr oranında yeni bir düşmeye yol açar. Küçük, dağınık sermaye kitleleri, böylece zorla, spekülasyon, kredi sahtekârlıklan, sermaye dolandıncılığı ve bunalımlarla dolu maceralı bir yola itilmiş olurlar. Sermaye fazlalığı denilen şey daima, aslında, kâr oranındaki düşmenin kâr kitlesi ile telafi edilmediği sermaye fazlalığı -bu, yeni filizlenen sermaye sürgünleri için daima doğrudur- ya da kendi başına iş görmeyen sermayeleri, büyük işletmelerin yöneticilerinin emrine kredi biçiminde veren sermaye fazlalığı için geçerlidir. Bu sermaye fazlalığı, nispi bir aşırı-nüfus yaratan aynı nedenlerden ileri gelir ve bu yüzden, zıt kutuplarda bulundukları halde -kullanılmayan sermaye bir kutupta, işsiz çalışan nüfus öteki kutupta- nispi aşın-nüfusu tamamlayan bir olgudur.
Sayfa 222
125 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.