Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kapital 3. Cilt

Karl Marx

Kapital 3. Cilt Gönderileri

Kapital 3. Cilt kitaplarını, Kapital 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, Kapital 3. Cilt yazarlarını, Kapital 3. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zamanların para sahibi şimdi kapitalist olarak önden gidiyor, emek gücü sahibi de onun işçisi olarak arkasından yürüyor; birinde anlam yüklü bir bıyık altından gülümseme ve iş yapma hevesi, diğerinde, kendi derisini pazara getirip de bunu yüzdürmekten başka bir şey beklemesine imkân olmayan bir kimsenin çekingenlik ve tutukluğu.
Zaman zaman bu zıt etmenlerin çatışması, bunalımlarda açığa çıkar. Bunalımlar, daima, mevcut çelişkilerin ancak geçici ve zora dayanan çözümleridir. Bunlar, bir süre için bozulmuş dengeyi tekrar kuran şiddetli patlamalardır
Reklam
Üretkenlikteki gelişmenin yanısıra, sermayenin bileşimi daha yüksek bir düzeye çıkar, yani değişen sermayenin değişmeyen sermayeye olan oranında nispi bir artış olur. Bu farklı etkiler, egemen bir biçimde, bir seferinde yer olarak yanyana işlerler ve bir başka seferde zaman olarak birbirlerini izlerler.
Kâr oranındaki düşmenin yanısıra, sermayelerin kitlesi büyür ve mevcut sermayede, bu düşüşü durduran ve sermaye-değerlerin birikimini hızlandıran bir değer kaybı da yanyana gider.
Bu sermaye fazlalığı, nispi bir aşırı-nüfus yaratan aynı nedenlerden ileri gelir ve bu yüzden, zıt kutuplarda bulundukları halde -kullanılmayan sermaye bir kutupta, işsiz çalışan nüfus öteki kutupta- nispi aşın-nüfusu tamamlayan bir olgudur.
Küçük, dağınık sermaye kitleleri, böylece zorla, spekülasyon, kredi sahtekârlıklan, sermaye dolandıncılığı ve bunalımlarla dolu maceralı bir yola itilmiş olurlar. Sermaye fazlalığı denilen şey daima, aslında, kâr oranındaki düşmenin kâr kitlesi ile telafi edilmediği sermaye fazlalığı -bu, yeni filizlenen sermaye sürgünleri için daima doğrudur- ya da kendi başına iş görmeyen sermayeleri, büyük işletmelerin yöneticilerinin emrine kredi biçiminde veren sermaye fazlalığı için geçerlidir.
Reklam
Bununla birlikte yoğunlaşma artar, çünkü, belli sınırların ötesinde, küçük bir kâr oranı ile büyük bir sermaye, kâr oranı yüksek küçük bir sermayeden daha hızlı birikir. Belli yükseklikte bir noktadan sonra, bu artan yoğunlaşmanın kendisi de, kâr oranında yeni bir düşmeye yol açar.
Kâr oranında bir düşme ile birlikte, emeğin üretken bir biçimde kullanılması için bireysel bir kapitaliste gerekli olan asgari sermayede bir yükselme olur; burada gerekli olan, hem genellikle emeğin sömürülmesi ve hem de, tüketilen emek-zamanının, metaların üretimi için gerekli emek-zamanına yetecek kadar olması ve böylece, metaların üretimi için gerekli ortalama toplumsal emek-zamanını aşmamasıdır.
Bir kutupta servet birikimi, öteki kutupta, yani kendi emeğinin ürününü sermaye şeklinde üreten sınıfın tarafında, sefaletin, yorgunluk ve bezginliğin, köleliğin, bilgisizliğin, zalimliğin, ussal yozlaşmanın birikimi ile aynı anda olur.
Örneğin, köle ekonomisini alalım. Burada köle için ödenen fiyat, ondan elde edilecek olan, öngörülmüş ve sermayeleştirilrniş artık değerden ya da kardan başka bir şey değildir.
Reklam
Çelişki, genel bir deyişle, kapitalist üretim tarzını, değer ve bu değerin içerdiği artı-değer hesaba katılmaksızın, kapitalist üretimin yer aldığı toplumsal koşullar dikkate alınmaksızın, üretici güçlerde mutlak bir gelişmeye doğru bir eğilim taşımasından ileri gelir, öte yandan ise, bu üretim tarzının amacı, mevcut sermayenin değerini korumak ve
Sayfa 221
Genel kar oranı gerçekte, 1) toplam sermaye tarafından üretilen artı-değer ile, 2) bu artı-değerin, toplam sermayenin değerine oranıyla, ve 3) rekabet ile -ama ancak, belli üretim alanianna yatırılmış bulunan sermayelerin, bu artı-değerden, kendi nispi büyüklükleri ile orantılı ola rak eşit paylar almaya çalıştığı bir hareket olduğu ölçüde, bu rekabet ile- belirlenir.
Sayfa 323
Kâr oranlarının düşme eğilimi
üretim tarzı, değişmeyen sermayeye kıyasla, değişen sermayede gitgide nispi bir azalma, ve dolayısıyla toplam sermayenin organik bileşiminde sürekli bir yükselme yaratır. Bunun doğrudan sonucu, aynı ya da hatta artan bir emek sömürü derecesinde, artı-değer oranının sürekli düşme gösteren bir kar oranı ile temsil edilmesidir. Bu nedenle, genel kar oranındaki bu sürekli düşme eğilimi, tam da emeğin toplumsal üretkenliğindeki sürekli gelişmenin, kapitalist üretim tarzına özgü bir ifadesidir
Kapitalist üretim, belli bir gelişim düzeyine ulaşır ulaşmaz, bireysel alanlardaki farklı kar oranlarının, genel bir kar oranına eşitlenmesi, bundan böyle, sırf, piyasa-fiyatlannın sermayeyi çektiği ya da ittiği, çekme ve itme hareketleriyle gerçekleşmez. Ortalama fiyatlar ile, bunla ra tekabül eden piyasa-fiyattan, hir süre için kararlı hale geldikten sonra bireysel kapitalistler, bu eşitlenmenin, belirli fa rkları dengclediğinin bilincine varırlar ve bu durumu, kendi karşılıklı hesaplannda dikkate alırlar. Bu farklar, kapitalistlerin zihninde mevcuttur ve onlar bunu, telafi nedenleri olarak hesaba katarlar.
125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.