Marx ve Spinoza'nın İşbirliği

Kapitalizm, Arzu ve Kölelik

Frederic Lordon

En Eski Kapitalizm, Arzu ve Kölelik Gönderileri

En Eski Kapitalizm, Arzu ve Kölelik kitaplarını, en eski Kapitalizm, Arzu ve Kölelik sözleri ve alıntılarını, en eski Kapitalizm, Arzu ve Kölelik yazarlarını, en eski Kapitalizm, Arzu ve Kölelik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiç şüphe yok ki arzu kuvvetimiz, yani etkime gücümüz tamamen bize aittir. Ama nerede ve nasıl yönlendirilebileceği söz konusu olduğunda, bu kuvvet şeylerin araya girmesine, yani dışarıdaki karşılaşmalara borçludur her şeyi.
Etienne de La Boétie, köleliğe alışmanın, insanın köle olduğunu unutmasına yol açtığını hatırlatır. Bunun sebebi, insanların mutsuz olduklarını "unutmaları" değil, bu mutsuzluğa çaresiz kader diye, hatta herkesin eninde sonunda varacağı hayat tarzı diye katlanmalarıdır. Kölelik, köleleştirilenlerin hayal gücünde, ancak üzüntü duygusunu kölelik fikrinden koparabildiği takdirde başarılı olur -zira kölelik fikri açıkça bilinç düzeyine çıktığı zaman, isyan tasarılanı doğurabilir pekâlâ. Kapitalizmdeki köleliğin "saf özü"ne dönmeye çalışmak ve kapitalizmin artık kimseyi şaşırtmayacak kadar ki bu durum çok şaşırtıcıdır- derinlere işlediğini saptamak için, La Boétie'nin bu uyarısını akılda tutmak gerekir: Kimi insanlar, günümüzde "patron" denen insanlar, başka insanları kendilerinin -yani, patronların arzularına tabi olmaya, onlar hesabına harekete geçmeye razı etme "gücüne" sahiptir.
Reklam
O halde esir alınma açısından bakıldığında, hizmete alma son derece genel bir kategori oluşturur; ücretli emek de örneklerden bir tanesidir yalnızca. Bununla beraber, tabi kılan şeyi, tabi kıldığı şeylerden birinin bakış açısına göre adlandırabilir ve bir efendi-arzunun, hizmete alınanların etkime gücünü seferber edip kendi girişiminin hizmetine sokmasını sağlayan ilişkiye en genel anlamıyla patronluk adını verebiliriz: Fetih yapan savaş beyi, sefere çıkan komutan, iktidar sahibi hükümdar (bu iktidar kendisine değil, çokluğa aittir), kendi kârının ve endüstriyel icraat hayallerinin peşinde koşan kapitalist patron. Öyleyse, bir bakıma en genel anlamıyla patronluk, esir almak demektir ve kapitalist sömürü dışında, günümüzde anlam taşıyan başka alanlarda da bu durumun dışavurumları görülebilir:
"PARA" DENEN arzu nesnesine olan bağımlılık, ücretli hizmetin zemini, bütün iş sözleşmelerinin artdüşüncesi, hem işverenin hem de çalışanın farkında olduğu tehdidin temelidir. Kapitalist yapılar işverenleri yegâne para tedarikçisi durumuna getirmiştir. Ücretli emekçilerin bedenlerini "hizmete" koşma işi, conatus-arzu'nun para denen nesneye sabitlenmesinden alır gücünü. Şayet tahakkümün ilk anlamı, bir failin kendi arzu nesnesine ulaşmak için başka bir faili aracı olarak kullanma ihtiyacıysa, o zaman ücretli emek ilişkisinin bir tahakküm ilişkisi olduğu aşikârdır. Bir yandan, tahakkümün yoğunluğu, tahakküm edilenin arzusunun yoğunluğuyla doğru orantılıdır ve bu arzunun anahtarı da tahakküm edenin elindedir. Diğer yandan, para hiyerarşik olarak daha üstün olan çıkar-arzu nesnesi haline gelir; bu durum, ilkel birikim kökten maddi yaderkliğin yapısal koşullarını yarattığında ve kapitalizmin müteakip evrimi kapitalizmi daha da derinleştirdiğinde, -maddi olmayanlar da dahil- diğer bütün arzuların tatmini için önkoşul haline gelir:
"Tarihin en başından beri, bütün insan varoluşunun ilk koşulu şu olmuştur: 'Tarih yapmak' için, insanların yaşaması gerekir. Yaşamak için de öncelikle yiyip içmek, barınmak, giyinmek gerekir." Kapitalizmin işbölümüne dayalı finans ekonomisinde, para arzusundan daha buyurgan bir arzu yoktur, dolayısıyla ücretli hizmet kadar nüfuzu güçlü olan bir şey de yoktur.
Bizler hayatımızı idame ettirmemize yaradığı düşünülen nesnelere ulaşmak için bir hayli mücadele ederiz. Bu konuda ikna olmak için, söz konusu nesnelere erişilemediği takdirde (büyük kıtlıklar, doğal afetler, vb.) insanların bu mücadeleye ne denli azimle giriştiğini, hatta şiddete başvurduğunu hatırlamak yeter. Öyleyse ücretli hizmetin temeli tam da bu ilk arzudur: Kapitalist toplumsal yapıda para tedarikçisi konumunda olan işveren, diğer tüm arzuların koşulu olan, hiyerarşik bakımdan üstün, temel arzunun -hayatta kalmanın- anahtarını elinde tutar ve bu arzuları, tanımı gereği, kendine bağımlı kılar.
Reklam
282 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.