Kaplanlar her zaman gergindir ve acele etmeyi severler. Özgüvenleri çok yüksektir hatta bazen fazla güvenirler kendilerine. Kendilerine itaat edilmesini severler ve tersini hiç sevmezler.
Çinli annelerin Batılı akranlarına göre şu iki artılarının olduğunu gördüm:
1) Çocukları için daha büyük hayalleri ve
2) Ne kadar gelişebileceklerine dair çocuklarına daha büyük inançları.
Bir anne ya da baba olarak çocuğunuza yapabileceğiniz en büyük kötülük onun vazgeçmesine izin vermektir. Konuya öbür tarafından bakınca da: Bir şeyi yapamayacağınızı zannedip de, sonunda yapmayı başarmak kadar özgüven artırıcı bir şey olamaz.
Çocuklar anne ve babalarını seçmiyorlar. Onlar doğmayı bile seçmiyorlar. Onları hayata getirmeyi seçen kişiler anne ve babalarına hiçbir borçları yok. Onların sorumluluğu kendi çocukları olacaktır.
Ben Franklin, "Hayatı seviyorsan, ASLA vakit harcama" demiş. Thomas Jefferson demiş ki, "Şansa çok inanırım ve daha fazla çalıştıkça, daha fazla şansım oluyor." Alexander Hamilton ise, "Ağlak olmayın," demiş.
"Bu kitapta gerçekleri mi anlatmak istiyorsun, yoksa iyi bir hikaye mi olsun istiyorsun?" dedi Sophia.
"Gerçekler," diye cevapladım.
"Bu zor olacak çünkü gerçekler hep değişiyor," dedi Sophia.
Kaplanlar ihtiraslı ve atılgan olurlar, aynı zamanda gözü karadırlar. Ama tecrübelerine dayanırlar ve kendilerine yeni enerjiler ve büyük kuvvet kazandırırlar.