En Eski Karabibik kitaplarını, en eski Karabibik sözleri ve alıntılarını, en eski Karabibik yazarlarını, en eski Karabibik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güzel bir eserdir, Türk Edebiyatımızın köy ve köylü konusunu işleyen ilk yapıt olan Karabibik , Talip Apaydın'dan Kemal Tahir'e bir çok yazarımızı etkilemiştir.
Osmanlı'da köy hayatını anlatması bakımından oldukça önemlidir.İnsanların küçük şeylerden nasıl mutlu olduğunu,köylülerin ekonomik sıkıntısını Osmanlıda ekonomik dengesizliği,Yunanlıların nasıl zengin oldukları ve Türk köylülerini sömürdüğünü anlatan bir eserdir.Yazar devletin sadece İstanbuldan oluşmadığını söylemek ister.Dilin sadeleşmesi konusunda düşüncelerini aktarır.Yöre ağzını esere çok iyi aktarmıştır
... aşk ve sevda kumaştan farklı değildi. Bir kumaş ne kadar zarif, ne kadar ağır, ne kadar sağlam olursa olsun, mutlaka onun bir tersinin var olacağını ve zaman geçtikçe örselenip eskiyeceğini bilirdi.
İtiraf edeyim; ders olduğu için okumuştum. Çok da sıkılmıştım okurken. Gerçekçiliğin soğuk bir dille aktarımı diye düşünüyorum. Dönemin şartları köy penceresinden anlatılmış mı , evet, anlatılmış. Ama okurken de daha sonra da Karabibik bahsi her geçtiğinde hep 'bir şeyler eksikti' duygusuna kapıldım. Tabi bu benim fikrim.
Kendinizi direkt bir hayatın ve durumlar silsilesinin içerisinde buluyorsunuz. Çok iyi bir yapım olmayabilir fakat kitapla ilgili yapılan ağır eleştirilere karşı olduğumu belirteyim. Lütfen öncelikle kitabın yazıldığı dönemi edebi açıdan araştırın.
kitapliğimin tozunu alırken bir anda varlığını bana göstermek istercesine kendini yere atan kitap , yerden kaldırırken aklıma lise edebiyat derslerinden ilk koy romanı olduğunu hatırladım ve okumak için ayırdım. Okurken anadolu insanın hırslı , çalışkan , kıskanç yüzünü ve yer yer de kuşak arasında kalan isimsiz insanların duygularını duyumsadım . Edebi zevk almak için okunacak bir yapıt değil oncelikle ama ilkleri okumayı seviyorsanız buyrun buyrun efenim.
19. yy'ın sonlarına ait bu kitapta, Antalya'nın bir köyündeki Karabibik'in kendisine ait bir çift öküz alma amacından yola çıkarak yaşadığı olaylar ve psikolojik yansımaları ele alınmış. Bir çok kategoride ilk özelliği taşıyan kitap kısa ve eğlenceli
Kitap ilk köy romanı olması bakımından sizin açınızdan zaten içine çekiyor. Yazarında kitabın başında belirttiği gibi olayları gördüğü gibi anlatması ve şiveli konuşması diğer başka güzellikleri.
Çiftçilikle uğraşan insanların hayatını,düşüncelerini anlatan bir kitap. Okunması kolay, dili zaten köy dili.
Babadan kalma iki dönüm araziyle uğraşan kahramanımız tarlaları genişletmek ve öküz alabilmek için uğraşlar veriyor. Kızını zengin kişiye verip öküzleri almak istiyor. Diğer olaylar bu şekilde ilerleyip gidiyor.
Lisede edebiyat çalışırken hep geçer işte:
İlk edebi roman, ilk psikolojik roman, ilk vs. Bu da bizim edebiyatın ilk köy romanı.. Merakımdan okumuştum.. Antalya'nın Kaş ilçesinde geçen sıcak bir köy romanı..
Yapıt toplam 88 sayfa ve yarısı Küçük Şeyler'de olduğu gibi sadeleştirilmiş metin. Kitaba başlamamla bitirmem bir oldu. Küçük Şeyler'deki hikayelerin sonunda iyi kötü bir anlam veya bir ders çıkarabilmekteydik. Ama bu eserde ne olup bittiğini hiç bir şekilde anlamadım. Yani bize verilebilecek herhangi bir ders yok. Tek özelliği, eserin Türk edebiyatının ilk köy romanı olması.
Kitap içinde bulundurduğu eski kelimeler dolayısıyla küçük bir lügatçeyle başlamış. Fakat orjinal metinden okuduğumuz takdirde de cümlenin akışına göre kelimelerin anlamlarını kafamıza oturtabilmemiz mümkün.
Eser, bana ; yazar bur hikayeye başlamış ve sıkılıp olay örgüsünü tamamlamak istemediği için de son bölümde birşeyler karalayıp eseri başından defetmek istemiş gibi bir izlenim çağrıştırdı. Bana göre, kitap daha sürdürülebilir olabilirdi ve daha farklı bir biçimde bitebilirdi.
Yazar, köye ve köylüye olan olumsuz düşüncelerini açık bir şekilde beli etmese de eserin içinde yapmış olduğu betimlemelerle okuyucuya dile getirmiş. Doğrusu yaptığı köy tasfirleriyle benim aklımda hiç olumlu bir köy şablonu bırakmadı.
Eğer böyle bir yapıtın edebiyatımızda ilklere girmesine ben karar vermiş olsaydım, heralde böyle bir yapıt da varsın olmasın derdim.
Her ne kadar ilk köy romanı dense de köyü mekan edinmiş bir hikayeden ibaret. Edebi olarak değerli olduğunu söylemek çok güç. Lakin ilk örneklerin fazlalığı, günümüze gelen roman kültürü için değerlidir. Bu kitabın edebiyat literatürüne kattığı değer sadece bu boyuttadır.
Bu kitap sanırsam ilk köy romabı olmasıyla bu kadar ünlü. Hikayenin ilk 40 sayfasında neredeyse tamamen betimlemeler var. Son 5 sayfada da olaylar nihayete kavuşturuluyor. Pek zevk alamasam da insan merak ederek okuyor. Zaten 45 sayfa, bi şey kaybetmedim yani :)