«Kitaplardan birinde şöyle yazarmış, babam okumuş adamdı, o söylerdi boyuna. Topraktan geldik, toprağa gideceğiz diye... Bizim Karadeniz uşakları için şöyle demek daha doğru: Denizden geldik, denize gideceğiz!"
"Karadeniz, böyleydi işte, zamanı gelince ne
varsa alıp götürürdü. Buna karşılık ne veriyordu ki... O da adamına! Fakir fukara için bir hamsisi vardı gani gani verebileceği... Verince de verirdi haaa!.. Dağı taşı doyururdu. Gübre diye dökülürdü bağa, bostana."
Karadeniz onu gerçekçi yapmıştı. Mazotun varsa makinen sağlamsa çıkabilirdin yola. Küreğe bile kalsan, kolunda gücün olmalıydı. Hayal gücüyle bir saniye bile yaşayamazdın bu uçsuz bucaksız suyun üzerinde. Dalgaya düştün mü giderdin okkanın altına.