Evet öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki, bir ruh sağlığı uzmanı olarak Dostoyevski kitablarından en az bir kaçını okumam gerekiyormuş... Karamazov Kardeşlerini okuduğum zaman aklıma ilk olarak Alfred Adler'in ailede doğum sırası ve kardeşler arası ilişkiler teorisi geldi. Dostoyevski çok ince ayrıntılılarla ve ileri derece bir empati kurarak her bir karakteri ustalıkla işlemiş, ileri bir muhakeme becerisiyle beni defalarca düşünceleri karşısında aciz bırakmıştır...
Kitabı çok geç bitirdiğimi düşünüyorum. Ama bu kitabı acele bir şekilde okusaydım bu denli derin kişilik analizlerinden kendimi mahrum bırakırıdım.. Karakterlere tek tek baktığımız zaman, kendimi düşünce bakımından İvan Karamazova çok yakın hissettim..Bir birinden tamamen ayrı 3 kardeş.. Düşünce, davranış ve duygu bakımından sanki dünyanın farklı yerinden gelmiş aynı yerde birleşmiş gibiler. Adler'in dediği gibi kıskançlık veya çatışma kardeşler arasında ne kadar olursa olsun, onları bir birine bağlayan güçlü bir bağ vardır her zaman.. Babadan gördükleri ortak sevgisizlik "Karamazov Kardeşleri"inin ortak bağıydı..
Kitap bir kaç defa daha okunacak bir düzeyde bir kitap. Sanki 50 kitap okumuş gibi doyurucu...